Şanlıurfalılar olarak birçok alanda kendimize Gaziantep'i örnek alırız ve ekonomik kapasitelerine ulaşamadığımız için hayıflanırız. Hep hayıflanırız ama bu şehri bu noktaya taşıyan değerleri ve bilinci göz ardı ederiz.
Onların sanayi kapasiteleri, üretim kapasiteleri bizden misli misli önlerdedir. Gaziantep yıllık 5 Milyar Dolar ihracat yaparken bizim ihracatımız ancak ortalama 250 Milyon Dolardır. Gaziantep'in katma değerini göz önüne alırken turizm gelirlerini ise çok fazla dikkate almayız. Halbuki yanı başımızda ki bu kentin turizm gelirleri de bizim şehrimizden kat be kat fazladır.. Sırf sahip oldukları Zeugma ile kente çektikleri yerli ve yabancı turist sayısı Şanlıurfa'nın 4-5 mislidir.
Kent olarak yapmış oldukları tanıtım ise gerçekten imrenilecek seviyelerdedir. Zeugma'nın yanı sıra Gaziantep mutfağından tutunda el sanatlarına, fuar alanına kadar kente turist getirebilecek bütün alanların tanıtımını güzel bir şekilde yapıyor Gaziantep
Ama asıl olan yöneticisinden halkına, sanayicisinden esnafına kadar toplum bütün katmanlarının bir turizm gelirlerinin şehrin ekonomisi olan katkısının farkında ve bilincinde olması. Bu konuda çarpıcı bir olayı burada aktarmadan geçemeyeceğim.
Bir abimiz tatlı üslubu ile anlatmıştı bana. Yıllar önce kamyon şoförlüğü yaparken kamyonu Gaziantep'te arızalanır o da tamircinin yolunu tutar. Tamirci arızanın ancak 2-3 içersinde giderilebileceğini söyler.
Bizim Urfalı abimiz de mecburen arabayı bırakıp otelin yolunu tutar. Ertesi gün arabanın durumunu sormak için tamirciye gittiğinde birileri aslında arızanın 4-5 saat içersinde giderilebileceğini söyleyince bizim Urfalı abi hemen tamircinin karşısında soluğu alır.
Tamirciye 4-5 saat içersinde giderilecek bir iş için neden 2-3 gün süre verdiğini sorunca aldığı cevap şudur; Ağam ben senin arabanı 4-5 saatte tamir edince bana vereceğin para Gaziantep'in neyine yeter ki? Ama 2-3 gün kalınca otelcisi kazanır, çaycısı kazanır, lokantacısı kazanır. Kısacası Gaziantep kazanır.
İşte bu bilinç Gaziantep'in bize sanayide, turizmde neden büyük fark attığının resmidir. Bizde ise bazı esnafın 5 TL'lik isotu 30 TL'ye satma, Sıra Gecesinde bazı müzisyenlerin bahşiş kapma adına turistin etrafında sakız olma çabası sürdükçe bizim bu farkı kapatmayı bırakın korumamız bile çok zor.
10 yıldır ulusal medyanın yerlere göklere sığdıramadığı sayın Ahmet E. Fakıbaba Belediyesi ise bu ayıpta en büyük pay sahibidir. Bunun sebeplerini de başka bir yazının konusu olarak bırakıyor ve esenlikler diliyorum.