Günümüzde bazen ihmal ettiğimiz dostlarla, akrabalarla karşılaştığımızda, 'Hayat gayesi, dünya meşgalesi' diye serzenişte bulunuruz birbirimize. Hayatın yoğun akışı içinde insani ilişkilere ayırdığımız zaman dilimi hayli kısalmıştır.

Özellikle sanayi toplumlarında görülen 'İnsanın robotlaşma süreci' dinimizin ve geleneklerimizin bizleri teşvik ettiği inceliği ve duyarlılığı büyük ölçüde törpülemiştir. Bu süreç, insanı kendi içine kapanmaya yöneltmiş ve bencil düşünceye sevk etmiştir.

Yaşadığımız ve yaşamakta olduğumuz badireleri düşününce, şükürden de uzaklaştığımızı anlıyoruz. Yanı başımızdaki ülkelerde yaşanan savaşların etkileri, göz önünde bir şükür konusudur. Devletin varlığı ve her daim güçlü olması, vatandaşların kıvanç duyması ve şükretmesini gerektirecek bir nimettir.

Son 1 yıllık süreçte hayatımızı esir alan Koronavirüs salgını, sağlığımızın kıymetini anlama ve ne kadar büyük bir nimete sahip olduğumuzu kavrama anlamında önemli bir örnek oldu. Aynı zamanda şu günlerde yaşadığımız kuraklık da, dünyadaki hayatın ana kaynaklarından biri olan suyun kıymetini bizlere gösteriyor.

Allah'ın kullarına indirdiği Kur'an-ı Kerîm'de, şükür kelimesi 75 yerde önemle vurgulanıyor. Bunların çoğunda, Allah'ın nimet ve ihsanlarından söz edilirken şükrün gerekliliği ve şükreden kullara verilecek mükafatlar anlatılmaktadır. Şükür; her nimetin Allah'tan geldiğini bilip, dil ile de hamd etmektir. Allah-ü Teala'nın emirlerine uyup yasaklarından sakınmaktır.

Düzenli olarak şükür etmek ve bunu alışkanlık haline getirmek ruhen de mutlu ve huzurlu olmamızı sağlar. Dünya hayatında insanlar, sağlıkta ve varlıkta eşit değillerdir. Hangi durumda olursa olsun, insanın şükretmesi için daima kendisinden daha zor durumda bulunanlara bakması yeterli olur.

Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV), bunu şöyle ifade ediyor; 'Dünyalıkta kendisinden aşağısına, dinde (dini yükümlülüklerini yerine getirmede) de kendisinden üstün olana bakan (ve buna göre davranan) kimseyi Allah Teala hem sabreden, hem de şükredenlerden yazar. Fakat dünyalıkta kendisinden üstününe, dinde de kendisinden düşüğüne bakanları, Allah Teala ne sabredenlerden, ne de şükredenlerden yazar.'

Şükretmek, nimeti ve iyiliği takdir etmektir. Bize küçük bir ikramda bulunan veya bir iyilik yapan kimseye teşekkür etmeyecek olursak, kabalık yapmış oluruz. Ya bizi yaratan, yaşatan ve sayısız nimetler veren Allah'a şükürler olsun. Allah'ın verdiği nimetlere şükretmek eriştiğimiz nimetlerin artırılmasına vesile olur. Şükürsüzlük nimetin elden çıkmasına sebep olur.

'Ve hatırlayın ki Rabbiniz size şöyle bildirmişti: Yüceliğim hakkı için şükrederseniz elbette size (nimetimi) artırırım ve eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir' (İbrahim, 7.)

Son olarak, Rabbim sağlığımızı ve mutluluğumuzu daim etsin kahraman sağlık çalışanlarımıza güç kuvvet versin. Kendi hayatlarını hiçe sayarak bizim sağlığımız için uğraşan tüm sağlık çalışanlarımıza minnettarız.

Selam ve dua ile….