Siyaset yönetme sanatıdır. Siyasetin çok değişken ve çok renkleri vardır. Siyaset iki çeşittir. Adil adalete dayalı siyaset, birde zalim kayırmacı siyaset var diyebiliriz. Acımasız siyaset anlayışları çok insan öğütmüştür halen öğütmeye devam etmektedir.

Adalete dayalı siyaset devamlı halktan destek bulmuştur. İstikametten rotadan çıkmadığı müddetçe, zülme zalime dayalı siyaset ise yönetimi eline geçirmesi bazen cebri, bazen uygulanmayan demokrasi iledir. Bazı siyasi akımlar insanları bıktırır dünya'yı insana dar eder. Ülkemiz tarihi itibarı ile siyasi çalkantılarla doludur.

Darbeler, İstiklal mahkemelerinde mazlum insan cesedini sallamalar, cebri bir yönetim şekli zalim siyasetin vazgeçilmezleridir. Ülkemiz 1950 yıllarından sonra çok yapılı siyasete geçebilmiştir. Öncesi tek parti diktatörlüğü ile namdardır.

Siyaset ve din hep rekabetle zaman geçirmiş, bazen siyaset dini, bazen de din siyaseti kullanmış veya basamak yapmıştır. İnsanlık için her iki durum da tehlikelidir. Beşeri siyaset dinin emrinde olursa toplum için en iyisi ve hayırlısıdır. Ne yazık ki, din yani dindarlar zalim siyasetten, siyasetçilerden hep zarar görmüştür.

Görmeye de devam ediyorlar. İslam coğrafyasında akan her damla kanın karşılığı zalim siyaset akımının hovardalığıdır. İsrail de mazlum halkın zalimi, insan katili Şimon Peres öldüğü için mazlum halk bayram yapıyor olsa da dünya Filistin'e ağlarken, ikiyüzlü Filistin devlet başkan Mahmut ABBAS peresin cenazesinde timsah gözyaşları döküyor. Bu nasıl bir çelişki..!!! Zalimlik babadan oğula geçtiği için sevinçler geçicidir.

Zalim siyaset ve siyasetçiler tarafından çoğu zaman dindar halka yobaz, gerici, irticacı, hatta son zamanlarda terörist diye bilmiş, tüm ümmet fertlerinin kalplerini dilhun etmeyi başarmıştır. Bu çirkefliğine karşı Müslümanın oyuna talip olabilmiş, kendisini övecek meddahlar icat etmiştir. Halbuki din vahye dayanır, beşeri siyaset ise akıl ürünüdür.

Akıl her an yanılmaya mahkûmdur. Akıl ürünü ile insanlığa biçilen gömlekler zamanın geçmesi ile dar gelebiliyor. Dinde helal haram vardır akıl ürünü siyasette ise menfaat odaklı her şey mubahtır. Dinde kanunla İçki, Faiz, Uyuşturucu, Zina insanı bozan her şey yasaklıdır. Beşeri siyasette ise bunun tersidir.

Siyaset, devlet dinle barışık olur dindarlara hayat hakkı tanırsa, ters akımlar barışla sonuçlanır. Devlet dini kaliteli elemanlarla doğrudan yönetilenlere verirse dine en büyük iyilik etmiş olur. Devlet dini parça, siyasi menfaat karşılığı, mevsimlik, nefes aldırma kozu olarak kullanır halkı aldatırsa o zaman şimdi şikayet ettiği cemaatcıklar ortaya çıkar. Görünümü dindar, perde arkası ihanetle dolu düşmanlar oluşur.

Bu hain şebekelere karşı siyasi oylar uğruna sus pus olanlar Allah'la bu mazlum halkı kandıran, maddeten inek gibi mazlum halkı sömüren, din dışı liderlik taslayan kendisini tapınak kurtarıcı gibi kabul ettiren sahtekarların varlığı, zararı ve günahlarına beşeri menfaat odaklı siyasetçilerin günah ortaklığı kaçınılmazdır. Ondandır ki, İslam ülkelerinde her gün kaoslar vardır. Ölümler vardır. Dünya saltanatçıları da din adına din dışı akımları devamlı destekler, maşa olarak kullanır ta ki, emellerine ulaşıncaya kadar.

Din dindar karınca incitmesi yapamazken, bugün Müslüman müslümanı kesiyor öldürüyor, göçe zorluyor, merhametsiz bir kitle halinde, elin gavuru da işte din ve dindarlar diyebiliyorlar. Anlatmak istediğim rotasından çıkan her şeyin sonu hüsrandır varlığı zararlıdır. Müslüman toplum için dinde, dindarda, siyaset ve siyasetçide de vazgeçilmezdir. Din, dindar, siyaset, siyasetçi, barışık olmak şartı ile.

Haram alanı çok geniş ve sınırsızdır. Helal dairesi ise dardır. Kati, kesin olmakla beraber yine keyfe kafidir ve yeterlidir. Hal böyle iken hovarda siyaset ve siyasetçileri insanoğlunu doymazlığa sürüklüyor, din sınırlarını aşındırıyor haramların önünü açıyor.

2 Ekim Pazar günü Müslümanların hicri yılbaşı Muharrem ayının birinci günüydü. Tüm ümmet fertlerine mübarek olsun. Siyaset de siyasetçide sahte din kisvelisi de insan düşmanlığını güden tüm kötülüklerden hicret etmeyi nasip eylesin vesselam.