'Dünyada ona iyilik verdik, doğrusu o ahirette de salihlerdendir.' (Nahl: 122)
Yıl 1630-1645 yılları arası IV. Murat ile Şazeli Şeyhi Ali Dedenin tanışmaları da şöyle anlatılır. IV. Murat Bağdat'ı fethetmek için Urfa'ya uğrar. Bir rivayete göre Padişahın (IV. Murat) Vezirleri (Gürcü Mehmet Paşa) bir hamamı bir günlüğüne kiralarlar ve hamamcıya da kimseyi içeriye almamalarını tembihte bulunarak hamama yıkanmaya girerler.
Vezirler hamamdayken yaşlı bir adam hamamcıya yıkanmak istediğini söyler, hamamcı da yaşlı adama müsaade etmez. Yaşlı adam ısrarcı olur ve yaşlı adamın ısrarına dayanamayan hamamcının ortağı, yaşlı adamı bir şartla hamama koyar. Sessizce hamamın bir köşesinde yıkanacaksın kimseye de ilişmeyeceksin der. Kuytu bir odada yıkanmaya başlayan yaşlı adam sessizce kendi işini görmeye devam eder. Bir müddet sonra başka bir yabancı gelir hamamda yıkanmak istediğini söyler.
Hamamcının yufka yürekli ortağı yabancıyı biraz önce içeriye bıraktığı yaşlı adamın yanında sessizce yıkanması için içeriye gönderir. Bu arada ikisine de şunu söylemiştir. 'Aman ha dışarıya çıkmayın sesinizde fazla gelmesin çünkü hamamın baş köşesinde padişahın vezirleri yıkanmaktadırlar. Onlar sesinizi duyarlarsa sizin içinde bizim içinde iyi olmaz.' der. O yabancı genç hamamda güzelce bir yıkanayım derken yaşlı amcayla konuşmaya başlar. 'Hacı Amca bu tellaklar bize bakmaz gel sen beni, bende seni gel keseleyeyim.' der.
İhtiyar Amca sözü alır 'önce gel ben seni keseleyeyim.' der. Anlaşırlar. Yabancı genç keselendikten sonra, ihtiyar amcayı keselerken içeriden Vezirlerin neşe dolu sesi ve türkü sesleri hamamın tavanında aksi seda bulur. Yabancı genç ve ihtiyar amca bakarlar ki tatlılar, meyveler, ikram ediliyor şuruplar, şerbetler içiliyor bunun yanında çiğköfteler yoğruluyor anlayacağınız sıra gecelerinin tarihe çıkmasının tohumları atılıyordu.
Ve o yabancı genç ihtiyarın başına su dökerken yaşlı amcaya şöyle der. Sen de bir padişaha vezir olsaydın şimdi sana da böyle izzet ve ikramda bulunurlardı. Bu sözün üzerine hiç düşünmeden başını yabancı genç çevirerek hiddetle cevap verir yaşlı amca. Şöyle der. 'Ben öyle bir Padişaha kul olmuşum ki şimdi beni cihan padişahı yıkamaktadır. Padişah bu cevap karşısında şok olur ve yıkadığı yaşlı adamın ermiş, eren birisi olduğuna karar verir ve kendisine hürmette bulunur.
O Yaşlı adamın zamanın Şazeli Şeyhi Ali Dede olduğu ve Balıklıgöl civarında ikamet ettiği ve padişahın da dönemin güçlü padişahı IV. Murat olduğu söylenir. Bu olaydan sonra IV. Murat'ın Şazeli Şeyhi Ali Dedenin geçimini yapsın diye ve Balıklıgöl Medresesinde öğrenci yetiştirsin diye bugünkü Karaköprü'yü bağışlamıştır.
O günkü ifadeyle vakfeylemiştir. Dede Osman Avni Hazretlerinin hayatı ve menkıbeleriye devam edeceğiz.
Selam ve saygılarımla…!!!