Sevabıyla, günahıyla bir yılı daha geride bıraktık. Yani ömür sermayemizden 365 gün 6 saat daha eksildi. Kendimize sormalıyız: Bu sermayemizin yılsonu kesin hesabını yaptık mı? Kârımız nedir, zararımız nedir?..

Ömür muhasebesine örnek teşkil edecek olan bir kıssayı sizinle paylaşmak istiyorum;

Vaktiyle bir molla, karşı sahile geçmek üzere bir kayığa biner. Kayık yolculuğunun verdiği haz ve deniz havasının verdiği sürur ile neşelenip kayıkçıya bir laf atar:

-Ee söyle bakalım Kayıkçı! Sen sarf-û nahiv (dilbilgisi) bilir misin?

Kayıkçı:

-Hayır efendim! Ben o dediğin şeyleri bilmem. der. Molla biraz da palazlanarak:

Yazık !.. bu duruma çok üzüldüm kayıkçı kardeş. Desene gitti ömrün yarısı…

Kayıkçı pek aldırış etmez. Küreklerini çekmeye devam eder. Çok geçmeden denizde bir fırtına kopar, kayığı sağa sola beşik gibi sallar. Kayıkçı tüm gücüyle kayığı idare etmeğe çalışır ama kayık batmak üzeredir.

Kayıkçı mollaya sorar:

-Arkadaş! kayık batmak üzere, sen yüzme bilir misin?

Korkudan tir tir titreyen Molla:

-Hayır bilmem. der.

Kayıkçı:

-Desene dostum! Gitti ömrün hepsi…

Ömrünün tamamını dünya malını biriktirmek ve dünyevi bilgileri öğrenmekle geçiren sözüm ona alimler, bilginler!..

Yıllarca okuyup aldıkları diplomalarla, plaketlerle, madalyalarla övünen zevatlar!..

Müslüman olduğunu söyleyip, islamın ve imanın şartlarını bilmeyen, aydınlar, filozoflar!..

Yarın kabir kayığına binip, ahiret denizine açılırken yukarıdaki mollanın durumuna düşüp, ömrünüzün tamamının bittiğini fark edince; aldığınız onca diploma, madalya, plaket size fayda verecek mi?..

Dünyada bülbül gibi şakıyan dilleriniz konuşabilecek mi?..

Bildiğiniz sarf-û nahiv sizi kurtaracak mı?..

Şimdi dönüp kendimize soralım:

-Biz ömrün hepsini heba etmemek için ne yapıyoruz?

-Müslüman'ım diyen herkesin en azından bilmesi gereken farz-u sünnetin kaçını biliyoruz?

-Savm-û Salât, Hac-û Zekât, Kelime-i Şahadeti tatbik ediyor muyuz?

-Dünya için harcadığımız eforumuzun kaçta kaçını uhrevi hayatımız için sarf ediyoruz?

-Kabir kayığına girince yukarıda zikrettiğimiz molla gibi bildiğimiz dilbilgisini unutup, korkudan dilimizi yutunca bizi kurtaracak bir kayıkçı dostumuz olacak mı?

Kuran ve sünneti rehber edinenler için:

-Evet olacak İnşallah! Allah ve Resulünü dost edinenlere dünyada da, ahrette de korku yoktur!...

Akşam olunca sabahları özlerim

Gün doğunca akşamı iple çekerim

Dönme dolap gibi etrafımda dönerim

Hayat beni harcar, ben hayatı harcarım...

Evet, biz mi hayatı harcıyoruz, hayat mı bizi harcıyor?.. durup düşünmeliyiz. Allah' (c.c.) ın bize bahşettiği nimetlere karşı daima müteşekkir olmalıyız. Her geçen saat, her geçen gün insanların altın değerindeki ömründen dirhem dirhem alıp götürüyor...

Ve insanlar;

ömür sermayesinin bir yılını daha yitirirken seviniyorlar, kutlamalar yapıyorlar, eğlenceler tertipliyorlar...

Devlet eliyle yılbaşına özel yapılan harcamalarla, yasal kumarlarla (milli piyango, toto, Loto vs.) binlerce belki yüz binlerce aç insana aş verilir, boş gezene iş bulunur, sokakta yatanlara da ev yapılabilirdi...

Yılbaşını çeşitli debdebelerle kutlayanlar, hindiler kesip kendilerince mutluluğu yakalamaya çalışanlar, meydanlara çıkıp havai fişeklerle coşkunun doruğuna çıkanlar kaybettikleri yılın kendilerinden ne alıp götürdüğünün farkındalar mı acaba…

Hangimiz farkındayız?.. Daha bir yıl önce Allah C.C. Hepimizi, Hepinizi evlerimize hapsetmedi mi?… Tevekkül ve Tefekkür etmemiz için büyük fırsat…

Bu duygu ve düşüncelerle; 2023 yılının "İslam Âlemine" ve tüm insanlığa hayırlara vesile olmasını temenni ederken, İslam kültürü ve terbiyesiyle yaşamayı ve Öz'ümüze dönmeyi Cenabı Allah cümlemize nasip eylesin…