Aylardır Urfa da münteşir GAP Gündemi gazetesi sahibi ve başyazarı sayın Veysel Polat'ın başını çektiği, bir çok ilim adamı, uzman ve STK başkanları, Harran'da Hz. İbrahim'in evi ve etrafındaki mescitler üzerinde yapılan ve tarihi dokuyu bozan beton yapılaşma ile ilgili görüş ve fikirlerini ortaya koydular.
Bu yorumlar adeta Urfa'dan arşu alaya yükselen bir feryadın sesi gibiydi. Sit alanı olarak ilan edilen bu tarihi katliamı yetkililere duyurmak için büyük bir gayret ve çaba sarf edenlere, maalesef, yetkililerden gereken hassasiyet gösterilmedi ve çok uzun bir süre bir cevap dahi verilmedi. Aradan epey zaman geçtikten sonra sayın Valimiz Salih Ayhan duruma el koyacağını sayın Veysel Polat'a söylemiş.. İnşallah Sayın valimiz gereğini yapar.
Daha evvel bu konularda birçok yazılar yazıldı. Dünya mirası olan Harran ve çevresindeki tarihi dokuyu muhafaza etmek için bende dahil olmak üzere avazımız çıktığı kadar bağırdık. Amma nafile, boşuna kalem salladık, bütün bu feryatlara birçok yetkili adeta kulaklarını tıkadı duymazlıktan geldiler.
Harran'ın o tarihi kubbe evlerinin üzerinde betondan yapılan evlere kimse ses çıkarmadı. Başta Harran Belediye Başkanları, Urfa Büyük şehir Belediye Başkanları ve diğer yetkililer bu tarihi katliamı görmezlikten geldiler. Adeta birilerine güç yetiremediler
Açık ve net ifade ediyorum Fedoal yapının uzamış ve kırılması gereken parmaklarını kıramadılar,.. Bunlarda şımardıkça şımardı, Ne Belediyeleri ve nede yetkilileri dinlediler.
Harran’da geçmişte on bin kişilik cami yapılmış, etrafında da 17 kadar mescit varmış, Ya Üniversite, dünyanın karanlığına adeta ışıt tutmuş yüzlerce ilim adamı bu üniversite de yetişmiş insanlığın karanlıktan aydınlığa çıkmasına büyük katkıları olmuş.
Bu kadar yoğun bir nüfusun yaşadığı Harran sonra viraneye dönmüş.
Hangi dine mensup olursa olsun Müslüman alimlerle beraber ilim adamları birlikte çalışmışlar. İlmin bir yıldızı gibi parlamış. Harran aynı zamanda Kudüs'ün fatihi büyük ve adil bir komutan olan Selahaddin'i Eyyub'inin de mekanı olmuş. Daha nice devlet adamları da burada yaşamış.
Harran ve çevresindeki tarihi yerlerde tarifi imkansız ve turizme kazandırılması için muhteşem zenginlikler gizli bir hazine gibi ayaklarımızın altında durmaktadır.
Bu hazineleri keşfedersek modern dünyada yaşayan, Allah'ın yarattığı o muhteşem tabiattan kopmuş ve ayrıca fıtri yaşamayı unutmuş insanlara çok farklı bir hayat tarzını geçicide olsa yaşatabiliriz.
İnsanlar artık şehir turizminden bıkmış görünüyorlar. Farklı yerleri arıyorlar. Betondan yapılmış Lüks oteller, kalabalık çarşı pazarlar insanlara pek de cazip gelmiyor.
Bir köy düşünün eski tahtadan yapılmış tahtlar kurulmuş, gecenin karanlığında bir çarşaf gibi üzerinizi saran yıldızlar ordusunun o muhteşem görüntüsü, İlahi nizamın mucizeleri olan yıldızlar her saat kah oraya kah buraya giderek meydana getirdiği o muhteşem görüntünün seyranına doyum olur mu hiç.
Etraftaki böceklerin nağmeleri sabaha kadar eşlik eder sizlere.
Acizane yazdığım " Mazideki Suruç" kitabımda hem bunları yaşadım ve gelecek nesillere de bir mehaz olarak aktardım.
Sabahleyin güneşin doğuşunu seyrettiniz kalktınız yayık ayranı başta olmak üzere tabii yiyeceklerle açılan bir kahvaltı sofrası, öğlen veya akşam vakti Urfa'nın saç kavurması ve başka yemeklerini yiyen bir turist için bulunmaz bir hayat ortamını ona yaşatmaz mı..
Ey Harranlı kardeşim! onun bunun tarlasına gidip maraba olarak çalışacağına ,kendi köyünün ağası olsan ve KÖY TURİZMİNİ canlandırmak için imkanlarını böyle bir turizme hazırlasan bir kaç günde elde edeceğin kar ve servet belki bir yılının ihtiyacını karşılar.
Tek tek dağları da maalesef bom boş ve hali . Böyle bir turizmi bu dağlarda da canlandırabiliriz. Yeter ki bu projeleri hayata geçirecek yetkililerimiz el ele verip böyle bir hizmette bulunsunlar.
Allah bizlere basiret ihsan etsin
Haydi kalın sağlıcakla..