Toprağın hasretle yandığı bu demlerde, bir güvercin misali yüreklere umut aşılayan, insanların umutlarına bir bûse konduran yağmur.
Toprağın bakir, kurumuş, son zamanlarını yaşadığını anlayan ve insanların çaresizce ellerini Vareden'e açıp, dudaklarından dökülen ağlayışlı dua terennümlerine cevap veren ey Yüceler Yücesi..!
Senin kapından medet uman ihtiyaç sahiplerinin sahibi..!
Onların yüreğine bir nisan yağmuru gibi düştüğün anda, senin bizlere bahşettiğin mucizelerine sual olunmayacağını anlayan olgun bahtiyar insan..!
İnsan, nisan gecelerinde yıldızlar perde perde dökülürken, derin bir sessizliğin hâkim olduğu, tabiatın bir uyku misali durulduğu bu anlarda; özgürlüğün tadını kalbinin derinliklerinde hisseden kardelenlere çıldırasıya özlem duyar.
Ve sevmenin de bir özgürlük olduğunu nisan ayında daha da çok hisseder ruhu revanında...
Güneş, çatlayan toprağı kızgın bir aşkla öptüğün de, tabiatın derinliklerinden gelen Tanrısal sesler, kanarya ötüşmeleri, dalga dalga akacak "Kardelen Kızlar"ın nilüferlerine.
Biz yine çaresizce aşk dileneceğiz senden.
Sen başka başka amaçların, davaların, umutların, acıların, umutsuz söylemlerin, çaresiz, yargılayıcı bakışların ve sönük ama cesaretini toplayamayan erkek ruhların yüreğindeki bu duyguları bile bile sesini en yüksek bir şekilde haykırırcasına anlamayan yüreklere işittirdin.
Hoşça kal nisan..!
Ey onların bu yürek dağlayan serzenişini anlayamayan yüreğim..!
Bırak da senin yapamadığını yapan, bunu senin yapmanı bildiği halde yine de sana kızmayan, aşk dilendiğini bile bile seni yüz üstü bırakmayan şafağın, süt beyaz özgürlük güvercinleri.
Hoşça kal nisan..!
Sen her zaman ardından koşulması gerekensin ve korunmaya, savunulmaya da muhtaç değilsin, asıl muhtaç olan ise benim gibileri…
Hoşça kal nisan..!
Seni anlamadığımız için, anlayamadığımız dolayı;
Hoşça kal nisan..!
O mavi-yeşilimsi gözlerinle özgürlüğe, aşka dokunmadan gittiğin için...
Hoşça kal nisan..!
Nisanın bu son demlerinde, yine hüzünlü bakire ruhlu kızlar, iri zambaklar gibi yüzüyor açılan gökyüzüne isyan edercesine, aşk dilenircesine, dileyincesine Var'edenden…
Hoşça kal nisan...!
Nisanlar geçti, mayıslar da geçecek; ama onlar halen üzgün, onlar halen özgür değil bir kanarya misali kafesin içinde.
Çünkü, onların umutları uzun ayrılıklarda bir kefen gibi akıyor yüreklere.
Çünkü, onlar bin yıldır gönüllerinin hüznünü meltem yeline döküyor.
Hoşça kal nisan..!
Şimdi, dünyanın terk ettiği uzak kıyılarda ağlayan milyonlarca kardelenler var, kar gibi güzel, temiz ve saf.
Hoşça kal nisan..!
Varsın kussun kinlerini zavallı beyinler, içlerini rahatlatsın şeytanın şövalyeleri, kazandıkları özgürlüklerini kullansınlar sonuna kadar dans edercesine cehennem ateşinin üstünde.
Hoşça kal nisan..!
Nasıl olsa acı çekerken bile, onlar o acının kendilerine bir imtihan olduğunu bilen kardelenler var karşılarında.
Nasıl olsa acı çekerken bile acılarından daha büyük onların umutları, hayalleri var.
Hoşça kal nisan..!
Bütün özgürlükler sende kalsın; bana ise Yusuf'un atıldığı kuyu…
Sende kalsın tüm nefse hoş gelen duygular; bana ise Züleyha'nın ıstırabı…
Çünkü aşk da, özgürlük de çoktan terk etti kardelenlerimi…
Beni arama nisanın ılık ılık esen rüzgârlarında, arama şafağın koynuna giren mahmur bir mavi-yeşilimsi gözde.
Hoşça kal nisan..!
Zifiri karanlıkta bütün gemileri yaktım bile bile…
Dönüşüm yoktur bilesin,
Ve neler çekeceğimi sana kızıl şafakların bembeyaz kanatlı güvercinleri anlatsın.
Hoşça kal nisan..!
Bu uzun ayrılığın altında yeni bir umut çıkmayacağını anlat onlara…
Çünkü kardelenlerle birlikte benim de boynum büküldü ve kırıldı artık, dayanamadığımı anlat onlara…
Hoşça kal nisan..!
Bendim nisanın umutlarına ihanet eden ve yine bendim bembeyaz gönüllerin serzenişine aldırmayan.
Bunu yüreğinin derinliklerinde hissetmeyen…
Hoşça kal nisan...!
Ve aşka çağıran o nemli, esrarlı gözleri görmeyen.
Onun içindir ki yıldız yıldız yanan gökyüzü kapısının semasında, gelecek fecrin altın kanatlı güvercinlerini ötelerin ötesine uçurdum.
Bir şeb-i yelda olan zifiri geceler de umutsuz aşklar uğruna ağladım, ağladım da yüreğimi dağladım; ama yine de kardelenlere ihaneti mantığımın ağlarına ördüremedim.
Bu vakit daha uzarsa deliririm, bilesin.
Hoşça kal nisan..!
Eğer bembeyaz kanatlı, titrek yürekli güvercinler mayısta da uçmazsa ve özgürlükler yürekler de bağlı kalır diye çıldırırım…
Hoşça kal nisan...!
Ne olur bir kez de kardelenler gülsün "Özgürlüğe giden tutsaklar gibi."
Hoşça kal nisan..!