Ey oğul… Sana nasihatim ağır mı geliyor? Neden söylediklerimi düşünüp anlamaya çalışmıyorsun? Bilmez misin ki çocuklar annelerinin ciğer paresi, gözünün nuru, kalbinin neşesidir. Ey oğul… Annenin anne olma serüveni, çocuğun ana rahmine düşmesiyle başlar.

******

Onu 9 ay boyunca özenle sakınarak kucağına alacağı günü bekler. Çocuğun dünyaya gelmesiyle birlikte çektiği onca sancı ve sızıyı unutuverir. Onu kucakladığı an, çekmiş olduğu acının yerini tatlı bir mutluluk alır.

******

İşte oğul, sen de dünyaya bu şekilde geldin. Ama bunu anlaman çok zor. Çünkü bu zorlukları anneler yaşıyor. Annelerin çocuklarına duyduğu sevgi, şefkat, merhamet ve sabır bundandır.

******

Bazı anneleri dinliyorum. Yürekleri ıstırap içinde bin bir meşakkatle dünyaya getirdiği bakıp büyüttüğü, evlendirip yuvasını kurduğu oğlunun evine kaç senedir gitmediğini torunlarını görmediklerini anlatıyorlar.

******

Soruyorum neden? “Gelin istemiyor” diyorlar. Ne acı bir durum. Yine de tüm ıstıraplarına rağmen evlatları için ne bir feveran ne de bir beddua ediyorlar. Islahları için, kalpleri şifa bulsun diye dualarını esirgemiyorlar.

******

Biliyorlar ki evlatlarının ayağına taş değse kendi canları yanacak, ciğerleri dağlanacak. İşte oğul anne koşulsuz sever. Sevgisinde bir menfaat aramaz. O annedir, anne olma vasfı ile donatılmıştır. Şefkati ile yavrularını kuşatmıştır.

******

Ey oğul… Şimdi ne demek istediğimi anlamışsındır umarım. Ey oğul, ey oğullar…. Sizler annelerinizin ciğer pareleri, gözünün nuru, yüreğinin neşesi, sevinci iken… Yakmayın, dağlamayın annelerinizin ciğerlerini.

******

Söndürmeyin gözlerinin nurunu. Almayın yüreğindeki neşesini. Onları mahzun bırakmayın. Unutmayın! “Cennet anaların ayakları altındadır” diyor Sevgili Peygamberimiz (S.A.V) Bu yazıyla annelerin sesini ve duygusunu yansıtabildiysem ne mutlu bana. Kalın sağlıcakla…

EY OĞUL…

Ey oğul… Sana nasihatim ağır mı geliyor? Neden söylediklerimi düşünüp anlamaya çalışmıyorsun? Bilmez misin ki çocuklar annelerinin ciğer paresi, gözünün nuru, kalbinin neşesidir. Ey oğul… Annenin anne olma serüveni, çocuğun ana rahmine düşmesiyle başlar.

******

Onu 9 ay boyunca özenle sakınarak kucağına alacağı günü bekler. Çocuğun dünyaya gelmesiyle birlikte çektiği onca sancı ve sızıyı unutuverir. Onu kucakladığı an, çekmiş olduğu acının yerini tatlı bir mutluluk alır.

******

İşte oğul, sen de dünyaya bu şekilde geldin. Ama bunu anlaman çok zor. Çünkü bu zorlukları anneler yaşıyor. Annelerin çocuklarına duyduğu sevgi, şefkat, merhamet ve sabır bundandır.

******

Bazı anneleri dinliyorum. Yürekleri ıstırap içinde bin bir meşakkatle dünyaya getirdiği bakıp büyüttüğü, evlendirip yuvasını kurduğu oğlunun evine kaç senedir gitmediğini torunlarını görmediklerini anlatıyorlar.

******

Soruyorum neden? “Gelin istemiyor” diyorlar. Ne acı bir durum. Yine de tüm ıstıraplarına rağmen evlatları için ne bir feveran ne de bir beddua ediyorlar. Islahları için, kalpleri şifa bulsun diye dualarını esirgemiyorlar.

******

Biliyorlar ki evlatlarının ayağına taş değse kendi canları yanacak, ciğerleri dağlanacak. İşte oğul anne koşulsuz sever. Sevgisinde bir menfaat aramaz. O annedir, anne olma vasfı ile donatılmıştır. Şefkati ile yavrularını kuşatmıştır.

******

Ey oğul… Şimdi ne demek istediğimi anlamışsındır umarım. Ey oğul, ey oğullar…. Sizler annelerinizin ciğer pareleri, gözünün nuru, yüreğinin neşesi, sevinci iken… Yakmayın, dağlamayın annelerinizin ciğerlerini.

******

Söndürmeyin gözlerinin nurunu. Almayın yüreğindeki neşesini. Onları mahzun bırakmayın. Unutmayın! “Cennet anaların ayakları altındadır” diyor Sevgili Peygamberimiz (S.A.V) Bu yazıyla annelerin sesini ve duygusunu yansıtabildiysem ne mutlu bana. Kalın sağlıcakla…