Eski İstanbul, yeni İstanbul, eski Urfa, yeni Urfa misalleri çoğaltabiliriz. Ecdadın kurduğu eski medeniyet harikalar harikası, insanın hem gözüne, hem ruhuna ve hem de birçok latifelerine hitap eder gibi büyük bir zevk ve huzur veriyor insana.
Yeni medeniyette ise devasa binalar, kalabalıklar, teknolojinin getirdiği gürültü ve rahatsızlık insanın iç alemini adeta karartıyor.
Caddelerimiz cadde değil, sokaklarımız sokak değil, geleceği hesap edemedik. Şehirlerimizi yaşanmaz hale getirdik. Ömrümüzün büyük bir kısmı trafikte, yollarda heba olup gidiyor.
Toplu taşıma araçları tam bir felaket. İnsanlar ayakta bile yer bulamıyor, araçlar tıklım tıklım. Nefes almak bile imkansız hale gelmiş.
Bu alemde Allah'ın bahşettiği harika nimetlerin kıymetini bilmediğimiz için adeta onları çar çur ettik.
Aslında Rabbimizin yarattığı bu muhteşem alemde bizlere harika bir medeniyet modelini de inşa etmiştir. Bu modelleri taklit edip huzurlu bir dünya kurabilirdik.
Şu hale bakın; ne temiz bir hava, ne temiz bir su, hatta uçsuz bucaksız denizleri bile kirleterek o muhteşem medeniyetinde altını üstüne getirdik Temizlik imandandır düsturunu alaşağı ettik.
Bununla da yetinmedik, insanların insanlara yaptığı haksızlık sonucu mahkemelere açılan milyonlarca davaya hakimler bakamaz oldu. Adli mekanizme adeta çöktü.
İnsan hayatını zehirleyen birçok yiyecek ve içecekleri maddi menfaat uğruna piyasaya sürüp, birçok hastalıkların meydana gelmesine sebebiyet verdik.
Eskiden insanlar kolay kolay doktora gitmezlerdi. Şimdi ise hastaneler nerede ise karınca yuvasını andırıyor. Her yaştan her baştan insanlar doktorlara koşuyor. Aldıkları ilaçların haddi hesabı yok.
Otobüse biniyorum dua ediyorum Ya Rabbim yanıma bir obez oturmasın. Nerede ise iki kişinin yerini alacak bir obez yanınıza otursa sizi öyle bir ezer ki Aman Allah'ım! insan sağlığını mahveden gıda maddeleri rafları doldururken, zarardan başka hiç bir faydası olmayan o yiyecek ve içeceklerin müptelası olmuş insanlar ne hale geldi. Meğer bu ülke insanlarının yüzde yirmisi obez olmuş, yerlere yataklara sığmaz olmuş.
Bu hususta yazılacak çok şey var.
İnsanlar huzurdan yoksun.
Her taraf kirli, kokuşmuş ve darmadağın.
Ahlaki çöküntü tam bir felaket.
Çocuklarımızın geleceği karanlık.
Allah bizlere kurtuluş reçetemiz olan Kur'anı gönderdi. İstifade edeceğimiz maddi ve manevi medeniyetin bütün örneklerini önümüze koydu.
Dünyanın muhteşem bir darül hikmet olduğunu anlayamadık.
Kendimizi düzeltmezsek Allah bizleri düzeltir mi hiç.
Haydi kalın sağlıcakla..