En büyük servet sıhhattir, sağlıktır; Sağlık mutluluktur; Mutluluk yaşama sevincidir. İnsan, sağlığını yitirmeden önce kıymetini bilemez....
Sultan Süleyman şöyle der; "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi. Olmaya cihanda devlet bir nefeslik sıhhat gibi" Cihan Padişahı Süleyman, bir nefes sıhhat uğruna bir devletin bile feda edilebileceğini dile getirmiştir... Osmanlı Devletinin fikir babası Şeyh Edebali de damadı Osman Gaziye şu öğütte bulunmuştur; "İnsanı Yaşat ki; Devlet Yaşasın..."
İnsanın malı, mülkü, mevkii, makamı ve şöhreti; giden sağlığını, sıhhatini geri getiremez... Onun için sağlığımızı yitirmeden önce değerini çok iyi bilmeliyiz.
Toplum olarak, hastalanıp yatağa düşmeden, doktora gitme alışkanlığımız bulunmamaktadır. Oysa hastalık gelip kapımızı çalmadan önce biz sağlığımıza gerekli ihtimamı verebilirsek; yaşamımızdan zevk alır, dünyevi ve uhrevi görevlerimizi itina ile yerine getirebilir, ihtiyarlığımızda bile kimseye muhtaç olmadan hayatımızı idame edebiliriz...
Hastalıklara davetiye çıkaran kötü alışkanlıkların en masumu ve en yaygını "sigara" dır. Bu meret, daha çocuk yaşta insanların kanına girmekte ve kendine müptela etmektedir. Hepimiz az-çok bu dost sandığımız düşmanın tuzağına düşmüşüzdür. Henüz çocuk yaşlarda, büyüklerimizin sigara içtiklerini gördüğümüzde, özenti duyardık. Sonraları bir şekilde sigara edinerek büyük bir marifet ve bir meziyetmiş gibi dudaklarımıza alır, ömür boyu kurtulamayacağımız lanet dumanını, tertemiz ciğerlerimize çekerek büyük bir haz duyardık. Bize oyun gibi gelen ve farkında olmadan sağlığımızı teslim ettiğimiz bu küçük canavardan kurtulmak ise, artık büyük bir irade ister. Ondan ayrılmak için kimisi bacağından oluyor, kimisi ciğerlerini feda ediyor, çok kişi de kalp ve damarlarının işlevini tamamen yitiriyor...
Sigara içen kişi kendi sağlığını yok ettiği gibi, yanında bulunan kimseleri de büyük riske atmaktadır. Özellikle çocuklarını, arkadaş ve akrabalarını sevdiklerini farkında olmadan zehirlemektedir. Sigara illeti, hem üzüntülü hem de sevinçli durumlarda insana arkadaşlık eder, insan bu sinsi düşmanın tuzağından kolay kolay kurtulamaz. Tek kurtuluş yolu azimdir, kararlılıktır, iradedir…
Çok geç değil. Zararın neresinden dönülürse kârdır. Ben de, yıllarca bu meretin dumanına esir olmuştum. Defalarca kurtulmayı denedim önceleri başaramadım. Sonra beni iyice rahatsız ettiğini fark ettim. Gece rahat uyuyamıyor, nefesimin daraldığını hissediyordum. Bir gün, üç arkadaş oturmuş sigara içiyor ve zararlarından söz ediyorduk. Konuşma esnasında bir arkadaş gelin hep birlikte sigarayı bırakalım dedi. Birlikte kabul ettik. Bir de iddİaya girdik; "Kim tekrar sigara içerse diğerlerine hediye alacak" diye şartımızı koyduk...
Ben kendi paketimle birlikte onların da sigara paketlerini buruşturup attım. Bir hafta boyunca üçümüzde içmedik. Daha sonra Onlar tekrar sigaraya başladılar. Ben, bir haftalık sürede bile sigarasız hayatın ne kadar faydalı olduğunun farkına vardım. Geceleri rahat uyuyor, sabahları zinde kalkıyordum. Ve kendi kendime söz verdim; "bir daha sigarayı ağzıma almayacağım" dedim. Şükürler olsun dediğimi de yaptım. Yaklaşık 30 yıl oldu bir daha ağzıma almadım. Çok rahatım. Çok huzurluyum…
Siz de bu gün sigarayı bırakırsanız, inanın yarın çok mutlu olacaksınız. Ve "keşke daha önce bıraksaydım" diyeceksiniz. Dumansız hayat çok rahat. Pişman olmayacaksınız. Tek pişmanlığınız; sigaranın kararttığı sağlığınız, boşa harcadığınız zamanınız ve sigaraya verdiğiniz servetiniz için olacaktır. Giden zaman geri gelmez ama belki sağlığınızı kurtarabilirsiniz…
Geleceğinizi karartmayınız. Bu günden tezi yok!.. "Sigaraya Son" deyiniz.
Sağlıklı, Sıhhatli, Mutlu ve Huzurlu bir yaşam dileklerimle...