31 Mart Yerel Seçimlerine sayılı günler kaldı. İktidar ve muhalefet partileri il-ilçeler için aday olarak belirledikleri pek çok ismi bu hafta kamuoyuna açıkladı. Yani seçime 1 ay kala. Daha önceki seçimleri anımsıyor insan. 1 yıl öncesinden başlayan seçim çalışmalarını. Aday adaylarının 2-3 sene öncesinden vatandaşın arasına karıştığı yılları.
******
Şimdi partilerinden aday olan isimlerin 1 ay vakti var. 1 ay içinde program hazırlayacaklar, kendi teşkilatlarıyla ve partililerle buluşacaklar, vatandaşın karşısına çıkacaklar, vakit bulabilirlerse miting falan…
******
Pek çok aday, çevresindeki partililerin belirlemiş olduğu göstermelik ev ziyaretleriyle kamuoyunun karşısına çıkıyor. Çarşıda atılan turlarla, ayaküstü selamlaşmalarla 31 Mart'a gün sayıyor. Vatandaş ne düşünüyor? Vatandaş ne bekliyor? Vatandaş ne istiyor? Sorun ne? Sıkıntı ne?
******
Tüm bu şablonun ortaya çıkmasında belirleyici unsur olan, 'ciddiyetten ve rekabetten uzak bir siyasi yapı' şöyle dursun, sanal seçmen yani 'Goygoycu tayfa' etkeninin de göz ardı edilemeyeceğini düşünüyorum.
******
Dijitalleşme kavramı, hayatın her alanına hakim olmaya başladı. Örneğin iletişim. Örneğin medya. Örneğin bankacılık. Örneğin alış-veriş. Sosyal ilişkiler vs.
******
Siyasetin de dijitalleştiğini görüyoruz. Ancak bir farkla. Bu fark, partileri ve partilileri realiteden uzaklaştıran sanal bir yönlendirme. Günümüzde pek çok siyasi isim sosyal medya hesaplarından takipçi kitlesiyle etkileşime geçiyor. Mesajlarını bu kitleye daha hızlı bir şekilde ulaştırıyor.
******
Ancak siyasetten her yönüyle uzak bir insan olarak, siyasetçinin ana hedef kitlesini, 'Her daim yeni seçmen' olarak tanımlarım. Yani A- partisinden aday olan bir siyasetçi hem kendi kitlesini elinde tutacak, yeni seçmenlere hitap edecek, hem de karşıt görüşlü seçmeni B- Partisinden kazanmak için uğraşacak.
******
Durum buyken bir siyasetçi için; çarşıdan-pazardan bihaber olmak, etiketlerden uzak olmak, dertlileri görmemek akıllıca bir hamle olmayacaktır. Sokakta iş gezen, küçük dükkanını siftah yapmadan kapatan veya ekini zayi olan Ahmet, Mehmet, Hüseyin; akşam evine döndüğünde bir internet bulup ta 'Partimin adayına selam vereyim' demez. Başka şeyler konuşur.
******
Partilerden geçtik. Doğu-Güneydoğu her daim her dönemde gözden çıkarılarak feodalitenin vahşi insafına terk edilmiştir. Bu düzenin kısa dönemde değişeceğini düşünmüyorum. Ancak adaylar, yazının önceki kısımlarını değiştirebilirler.
******
Partilerinin soğuk yaklaşımlarını kırarak ve siyasetin düşmanı olan 'Goygoycuları' bırakarak halkın derdiyle hemhal olabilirler. Kazanan kendileri olur. Halkın desteğini alan, tekrar seçilebilmek için parti parti dolaşmak, kendini inkar etmek, kendini rezil etmek, tükürdüğünü yeniden ağzına almak zorunda kalmaz.
******
'İnşallah olurlar' temennisiyle sözlerimi noktalıyorum. Kalın sağlıcakla…