Son birkaç aydan beri barış sürecinin bozulmasıyla, yükselişe geçen hatta ülkeyi iç savaşa sürükleyen bir süreç başlatılmıştır. "Terörün amacı, Toplumun duygularını esir almaktır. Duyguları esir alınmış toplum, kendine güveni olmayan, herkesin birbirine şüpheyle baktığı, kurumların birbiriyle kavga ettiği bir toplumdur. Böyle toplumlarda toplumsal iradenin tecellisi çok zordur. Tabiri caiz ise bedene giren bir mikrop, virüs gibidir.

Terörün amacı can'a kastetmek değil, o can ve canlar üzerinden topluma mesajlar vermektir." Şuan yaşadığımız zaman diliminde, seçim arifesinde iç savaş senaryoları, kaos, korku, sindirme ve psikolojik baskı süreci başlatılmıştır ne yazık ki. Terör saldırıları ve provokasyonlar ülkemizdeki bin yıllık kardeşliği tehdit eder hale geldi.

Saldırılar iç bütünlüğümüze ve sosyal dayanışmamıza yöneldi. Büyük bir kutuplaşma yaşıyoruz. Toplum ayrıştırılıp kimliklerin çatışmaya dönüştürülmesi hedefleniyor. İletişim kanallarımız kapanıyor. "Başka Türkiye yok" ve bu ülke son kalemiz. Hepimiz aynı gemideyiz. Söylemlerimize, tavırlarımıza, karşımızdaki kişiye ırkına göre değil insanlığına göre davranmalıyız.

Terörü yapan da yaptıran da belli halkımız artık kimin ne olduğunu yakinen biliyor. Düşman bir değil birden fazla, dost görünüp düşmanca planlar yapanların sayısı gün geçtikçe artıyor. Bunlar: İran dahil gayri Müslim olan tüm ülkelerdir. Bazı ülkeler düşmanlıklarını artık aleni bir şekilde yapmaya başladılar. Özellikle A.B ülkeleri, katil İsrail, A.B.D ile diğer İslam ve Türkiye düşmanları olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Terör kamplarına eğitmen asker ve ajan göndermeleri, gizliden silah ve maddi yardımlar yapmaları bunların bariz örnekleridir. A.B.D bir taraftan Türkiye müttefikimizdir diyor, diğer taraftan Suriye'de ki terör örgütü bağlantılarına havadan silah ve mühimmat atmaya devam ediyor…

Peki, bunların amaçları nedir? Cevap belli, savaşmayı göze alamadıkları Dünya'nın gülü olan güzelim ülkemizi hain planlarla zayıf düşürmek, geri bırakmak hatta bölmek başka amaçları yoktur. Bunları bilmemize rağmen neden onların maşaları konumunda olan bağlantılarının arkasında gidiyor ve destekliyoruz? Bu konu üzerinde titizlikle durulması gereken çok önemli toplumsal bir meseledir. Bunu yetkili organlara bırakıyorum. Buradan herkese sesleniyorum lütfen tarihimize bakalım ve doğru analiz yapalım. Yüzyıllardır biriz ve beraberiz ne oldu da bizi ayrıştırmaya tabi tutuyorlar. Bu yetkiyi kimden aldılar ve ne hakla yapmaya çalışıyorlar? Osmanlıdan beri şimdiye kadar beraber kardeşçe yaşadık da şimdi mi olmuyor?

Ezelden beri kardeş olan iki halkın arasına nifak sokarak neden şimdi düşman yapmak için var güçleri ile çalışıyorlar? Çeşitli senaryolar üreterek Türk Kürt düşmanlığı yaptırmaya çalışmaları ülkemizi böldürme işaretleridir. Ancak şunu bilmiyorlar akraba olan, birbirine kenetlenmiş et kemik gibi birbirine kaynamıştır. Ayılmaları kesinlikle söz konusu olamaz ve olmayacaktır. Allah'ın izni ile. Yeri geldiği zaman ümmet ruhuyla yekvücut olan bu halklar gerektiği zaman yine olacaktır bunda kimsenin şüphesi olmasın.

Çanakkale ruhu her zaman var ve olmaya devam edecektir. Buradan hainlere duyurulur. Kimse Kürt Türk kardeşliğini sınamasın hayal kırıklığı yaşar, o kadar. Bizler İslam kardeşiyiz akrabalık ötede dursun. Bunu idrak edemeyen batıl batılı kafirlere ve Siyonist katil İsrail'e duyurulur… Unutmayalım terörün düşmanı kardeşliktir.

Konuyu fazla uzatmadan, sözlerimi İbrahim YAŞAR'IN tam konumuza uygun olan bu güzel mısraları ile bitirmek istiyorum. Sözde değil gerçekten barıştan, kardeşlikten, birlik beraberlikten yana olan kardeşlerime selam olsun…

Burada doğduk, burada büyüdük hep biz,
Birlikte güldük, birlikte üzüldük hepimiz,
Kardeşlikten dostluktan başka şey bilmeyiz,
Biz biriz her zamanki gibi hep beraberiz.

Ayrılık gayrılık neymiş, yazmaz kitabımız,
Düğünlerde bayramlarda beraber oynarız,
Birbirimizi sever, hem de arayıp sorarız,
Biz biriz her zamanki gibi hep beraberiz.

Ne kadar tahrik edip kışkırtsalar da bizi,
Kanmayacağız, sabredip duracağız,
Kavgaya girip kardeşliği bozmayacağız,
Biz biriz her zamanki gibi hep beraberiz.