Türkiye'nin ekonomisini alt üst eden, insanların emeğine en büyük darbeyi indiren, para ile para kazanan, dolar ve altın alıcılarına adeta mükâfat veren bir sistemle yönetiliyoruz.
Türkiye de faiz yükselir dolar ve altın da yükselir. Faiz düşer dolar ve altın yine yükselir. Çünkü dolar ve altını elinde tutan ve bunu adeta bir silah gibi kullananlar var. Devlet ricali bunları çok iyi bilmekle beraber, kanunlar yeterli olmadığından onların bu faaliyetine müdahale edilemiyor.
Kim ne derse desin kur koruma sistemi başarılı olmadığı gibi dolar ve altın alanlara hayli gelir sağladı. Para ile para kazananlar için bulunmaz bir fırsat oldu.
Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek'in bu göreve atanmasıyla doların fiyatı nerede ise üç bin lira arttı.
Hâlbuki halkımız Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek'in bu göreve atanmasıyla ekonomik alanda büyük bir rahatlama olacağını ümit etmişti. Ancak dolardaki artış piyasaya yeni zamlar getirdi. Şüphesiz ki bulanık suda balık avlayanlar misali pusuya yatmış, fırsat kollayan ve haksız kazanç elde etmek isteyenlere de gün doğmuş oldu.
İnsanlarımız çalışıyor, çabalıyor, üretim için elinden geleni yapıyor. Dolar ve altın fiyatı yükseldikçe insanlarımızın bu çabası adeta heba olup gidiyor.
Bu durumda en büyük bir darbeyi de dar ve sabit gelirli insanlarımız yiyor ve hayatları olumsuz bir şekilde etkileniyor. Maaşlarına zam yaptığımız insanların alım gücü kısa bir sürede yine zayıflıyor.
Bu ülkede ev kiraları arttı diye hükümet erkânı çok çeşitli yöntemleri uygulamak istiyor. Kira fiyatlarını yüzde yirmi beşten fazla almak isteyen ev sahiplerine hapis cezasını bile gündeme getirebiliyor. Böyle bir uygulama doğru mu yoksa yanlış mı tartışması bir kenarda dursun. Kira sahiplerine ceza tasarlanırken, üretime katkıda bulunmayan altın ve döviz alanlara asıl darbeyi indirmeli.
Dolar ve altın fiyatlarını durdurabilir miyiz? Evet diyorum. Uzun yollara sapmaya hiç gerek yok, son derece uygulanabilir ve pratik bir çözüm gerek. Ekonomimizi alt üst eden bu beladan kurtulmak için radikal kararlara ihtiyaç var.
Dolar, avro, altın ve benzerlerine sahip olan insanlarımıza mesela üç ay gibi bir mühlet verelim. Bu müddet zarfında dolar ve altın alanlar ellerinde fatura olmadığı takdirde bunu bozduramayacaklarını ve ellerinde kalacaklarına dair uygulama yapalım. Döviz ve altının hem alışı hem de satışı faturaya bağlansın. Böyle bir durumda kimin elinde altın ve döviz varsa ister istemez bozdurmak mecburiyetinde kalır, döviz ve altına olan yatırım cazibesini kaybeder. Böylece paramız da değer kaybetmekten kurtulur.
Ayrıca satılan her malın alış ve satış fiyatı etiketlerde yazılı olmalıdır. Belediye zabıtalarına pazarları denetleme yetkisi tekrar verilmelidir, denetimsiz piyasadan toplum zarar görmektedir.
İstediğiniz kadar bekleyin, yabancı sermaye Türkiye'ye gelecekmiş de, piyasa canlanacakmış, böylece dövizin fiyatı düşecekmiş.
Bu ülkede zorlu şartlar olduğu zaman yabancı sermaye kısa bir sürede ülkeyi terk etti. Sizin olmayan para size fayda sağlamaz. Çünkü yabancı para büyük çoğunlukla bu ülkeye yatırım için değil, para ile para kazanmak için geliyor.
Ekonomiyi dışa bağımlılıktan kurtarmanın bir yolu da paramızın değer kazanmasıdır. Döviz ve altın alanlara öyle bir darbe indirelim ki, artık hiç kimse bu alana yatırım yapmaya cüret etmesin.
Risk alan yatırımcıya kolaylık, para ile para kazanmak isteyene darbe üstüne darbe vuralım.
Haydi kalın sağlıcakla..