Pek çoğumuzun Orta Asya'nın istikrar abidelerinden biri olarak bildiği doğal kaynak zengini Kazakistan, çok karmaşık olaylara sahne oluyor. Görünürde halk doğalgaz ve elektrik zamlarını protesto etmek amacıyla sokağa dökülüyor. Ardından Türkiye'deki 'Gezi Kalkışması' benzeri bir yapıya bürünerek, yağma-talan ve kamu binalarının ateşe verilmesi gibi hadiseler cereyan ediyor.

***
Ülkeyi yöneten Cumhurbaşkanı, kendi askerleri kışlada beklerken Rusya'nın başını çektiği askeri ittifaktan müdahale talebinde bulunuyor. Sonuç olarak Rus askerleri ağır silahlarıyla birlikte Kazakistan'da…

***
Kazakistan belgesellerini izleyenler, şehrin güzelliği, büyük binaların ve sanayi tesislerinin görkemiyle mest olur. Yine pek çoğumuz ülkedeki bu zenginliklerin, her caddede heykeli bulunan ve ülkeyi fiilen 30 yıl boyunca yöneten Nursultan Nazarbayev tarafından kazandırıldığını biliriz.

***
Ancak işin aslı öyle değildir. Kazakistan'ı bozkırlarla örtülü kuru bir ülke olmaktan çıkaran ve petrol, doğalgaz başta olmak üzere diğer doğal kaynakların işlenmesini sağlayan kişi Dinmuhamet Kunayev'dir. Kunayev Sovyetler Birliği döneminde ülkeyi 22 yıl boyunca yönetmiştir. Akıllı bir siyaset izleyerek bir yandan ülke kaynaklarını gün yüzüne çıkarmış, bu kaynakların çıkarıldığı bölgelere büyük şehirler inşa ettirmiş ve bu şehirlere de daha çok Kazak nüfusu yerleştirmiştir. Ülkedeki Rus nüfusa tedbir olarak Kazak nüfusun artırılmasına yönelik ciddi çalışmalar yapmış ve bu sayede Kazak nüfusu kendi öz yurdunda azınlık olmaktan kurtulmuştur.

***
Tarihler 1982'yi gösterdiğinde Kazakistan'ın bugünkü problemi filizlenmeye başlar. Dinmuhamet Kunayev'in yakın ilişki kurduğu Sovyet Lideri Leonid Brejnev, yerini Türk düşmanı olarak bilinen Sovyetler Birliği'nin son lideri Mihail Gorbaçov'a bırakır.

***
Gorbaçov'un ilk icraatları arasında Çeçenistan'da gerçekleştirilen katliamların yanı sıra Türk Coğrafyasındaki kanlı müdahaleler de dikkat çeker. Aralık 1986'da Dinmuhamet Kunayev'i görevden alarak yerine merkezden Rus Genadi Kolbin'i atar.

***
Sokaklarda doğal bir tepki oluşur. Dinmuhamet Kunayev'i seven Kazak halkı, başlarına Rus kökenli bir yönetici atanmasını protesto eder. Ancak daha sonra tıpkı bugün olduğu gibi gösterilerin seyri değişir. Sovyet Ordusu da olayları kanlı bir şekilde bastırır.

***
Yaşanan kanlı müdahalelerin ardından ülke sürekli diken üstündedir. Gösteri ve protestolar belirli aralıklarla kendini göstermeye devam eder. Merkezden atanan Genadi Kolbin, bu şartlar altında Kazakistan'da kalmak istemez ve Moskova'ya geri döner. Kolbin yerine ise yıllardır bu anı bekleyen Komünist Parti'nin önemli isimlerinden Nursultan Nazarbayev geçer. Sovyetlerin dağılma sürecinde KGB tarafından yapılan araştırmalarda sokak olaylarının arkasından da Nazarbayev çıkar.

***
Sovyetler Birliği'nin sonu gelmiştir. Koskoca ülke iflas etmiş ve dağılmaya başlamıştır. SSCB'yi oluşturan devletler bir bir bağımsızlıklarını ilan ederek kendi yollarına gitmeye karar verir. Kazakistan da bu ülkelerin sonuncusu olur ve Kazakistan'ın bağımsızlık ilanından 10 gün sonra SSCB resmen dağılır.

***
Nursultan Nazarbayev artık Rusya'nın atadığı bir Vali yerine bağımsız bir devletin Kurucu Devlet Başkanı olmuştur. Dinmuhamet Kunayev'in inşa ettiği Kazakistan'ın lideridir. Ülkeyi fiilen yönettiği 2019 tarihine kadar izlediği denge siyasetiyle ABD, Rusya ve Çin arasında paylaşılamaz bir isim oldu.

***
FETÖ'nün Orta Asya'daki faaliyetlerini gözeterek ABD'yi mutlu etti. ABD'ye ülkede askeri üs vermeyerek Rusya'yı mutlu etti. Ülkedeki yer altı kaynaklarının işletme haklarını yüzde 85'lik kar oranlarıyla Çin ve AB ülkelerine vererek herkesin gönlünü hoş etti.

***
2019 yılında yönetimi kendisine en yakın isimlerden Kasım Cömert Tokayev'e göstermelik bir şekilde bıraktı. Ancak ülkenin tek karar merci olmayı sürdürdü. Ülkenin gelir kaynaklarının tamamı, kendi yakın çevresi ve aile fertleri tarafından yönetilmeye devam etti. Son olarak Nazarbayev ailesi Avrupa'da satın alınan şatolar ve İsviçre bankalarındaki hesaplarla gündeme geldi.

***
Bugüne geri dönecek olursak Kazakistan'da ne oluyor? Tarih tekerrürden ibarettir. Zaten geçmişe bir göz atmamız da bu sebepledir. Bugün yaşanan olaylar 1986 yılında yaşanan olayların aynısıdır. Akabinde yaşanan olaylar da farklı değildir. Kazakistan'da darbe içinde darbe yapılmıştır. Ülke yönetimi ABD'yi ve Çin'i daha fazla gözetmeye başlayan Nazarbayev'den alınarak Rusya'nın emrine giren Kasım Cömert Tokayev'e geçmiştir. Yani Kazakistan artık kısmen değil tamamen Rusya'nın kontrolündedir.

***
Türkiye ne yapabilir? Ülkemizin etki alanı sınırlıdır. Kazakistan gönül coğrafyamıza yakın olsa da fiziki coğrafya itibariyle uzağımızdadır. Devletimiz radikal bir eylem veya söylem içine girmedi zaten. Kazak halkının kazandığı bir şey maalesef yok. Sergilenen bir tiyatro gösterisinin kaybeden tarafı Kazak halkı oluyor.

***
Şimdi de Kazakistan üzerinden Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne nasihat veren mankurtları izliyoruz. Zamlar üzerinden insanlara sokak çağrısı yapan zavallıları takip ediyoruz. Yapılan zamları bir önceki yazımda ben de eleştirdim. Bugün de eleştiriyorum. Üstelik benzin ve mazota yapılan yeni bir zammı da artık art niyetle bağdaştırıyorum. Bu zam mekanizmasında yer alan kişilerin Tayyip Erdoğan'ın kuyusunu kazdıklarını düşünüyorum.

***
Türkiye Cumhuriyeti Devleti eski bir Sovyet eyaleti veya Amerikan mandası bir kukla rejim değildir. Bunu 1974 Kıbrıs Harekatında da, 2013 Gezi Kalkışmasında da, 8 Ağustos 2015 - 9 Mart 2016 Hendek Olaylarında da, 15 Temmuz 2016 Darbe Girişiminde de gösterdik. En zoru sürmekte olan Ekonomik Savaş. İnşallah millet olarak bu günleri de tıpkı önceki badirelerde olduğu gibi atlatacağız.

***
ABD'den özgürlük ve demokrasi bekleyenler gönüllerindekini açığa döküp ABD vatandaşı olabilir, özlemlerindeki topraklarda arzu ettikleri gibi yaşayabilirler. Ancak biz Irak'a, Afganistan'a, Suriye'ye Mısır'a ve coğrafyamızdaki diğer ülkelere ithal edilen bir demokrasi karşısında, bu topraklarda ölmeye hazır bir milletiz. Tıpkı 100 yıl önce olduğu gibi.

***
Selam ve dua ile kalın sağlıcakla…Pek çoğumuzun Orta Asya'nın istikrar abidelerinden biri olarak bildiği doğal kaynak zengini Kazakistan, çok karmaşık olaylara sahne oluyor. Görünürde halk doğalgaz ve elektrik zamlarını protesto etmek amacıyla sokağa dökülüyor. Ardından Türkiye'deki 'Gezi Kalkışması' benzeri bir yapıya bürünerek, yağma-talan ve kamu binalarının ateşe verilmesi gibi hadiseler cereyan ediyor.

***
Ülkeyi yöneten Cumhurbaşkanı, kendi askerleri kışlada beklerken Rusya'nın başını çektiği askeri ittifaktan müdahale talebinde bulunuyor. Sonuç olarak Rus askerleri ağır silahlarıyla birlikte Kazakistan'da…

***
Kazakistan belgesellerini izleyenler, şehrin güzelliği, büyük binaların ve sanayi tesislerinin görkemiyle mest olur. Yine pek çoğumuz ülkedeki bu zenginliklerin, her caddede heykeli bulunan ve ülkeyi fiilen 30 yıl boyunca yöneten Nursultan Nazarbayev tarafından kazandırıldığını biliriz.

***
Ancak işin aslı öyle değildir. Kazakistan'ı bozkırlarla örtülü kuru bir ülke olmaktan çıkaran ve petrol, doğalgaz başta olmak üzere diğer doğal kaynakların işlenmesini sağlayan kişi Dinmuhamet Kunayev'dir. Kunayev Sovyetler Birliği döneminde ülkeyi 22 yıl boyunca yönetmiştir. Akıllı bir siyaset izleyerek bir yandan ülke kaynaklarını gün yüzüne çıkarmış, bu kaynakların çıkarıldığı bölgelere büyük şehirler inşa ettirmiş ve bu şehirlere de daha çok Kazak nüfusu yerleştirmiştir. Ülkedeki Rus nüfusa tedbir olarak Kazak nüfusun artırılmasına yönelik ciddi çalışmalar yapmış ve bu sayede Kazak nüfusu kendi öz yurdunda azınlık olmaktan kurtulmuştur.

***
Tarihler 1982'yi gösterdiğinde Kazakistan'ın bugünkü problemi filizlenmeye başlar. Dinmuhamet Kunayev'in yakın ilişki kurduğu Sovyet Lideri Leonid Brejnev, yerini Türk düşmanı olarak bilinen Sovyetler Birliği'nin son lideri Mihail Gorbaçov'a bırakır.

***
Gorbaçov'un ilk icraatları arasında Çeçenistan'da gerçekleştirilen katliamların yanı sıra Türk Coğrafyasındaki kanlı müdahaleler de dikkat çeker. Aralık 1986'da Dinmuhamet Kunayev'i görevden alarak yerine merkezden Rus Genadi Kolbin'i atar.

***
Sokaklarda doğal bir tepki oluşur. Dinmuhamet Kunayev'i seven Kazak halkı, başlarına Rus kökenli bir yönetici atanmasını protesto eder. Ancak daha sonra tıpkı bugün olduğu gibi gösterilerin seyri değişir. Sovyet Ordusu da olayları kanlı bir şekilde bastırır.

***
Yaşanan kanlı müdahalelerin ardından ülke sürekli diken üstündedir. Gösteri ve protestolar belirli aralıklarla kendini göstermeye devam eder. Merkezden atanan Genadi Kolbin, bu şartlar altında Kazakistan'da kalmak istemez ve Moskova'ya geri döner. Kolbin yerine ise yıllardır bu anı bekleyen Komünist Parti'nin önemli isimlerinden Nursultan Nazarbayev geçer. Sovyetlerin dağılma sürecinde KGB tarafından yapılan araştırmalarda sokak olaylarının arkasından da Nazarbayev çıkar.

***
Sovyetler Birliği'nin sonu gelmiştir. Koskoca ülke iflas etmiş ve dağılmaya başlamıştır. SSCB'yi oluşturan devletler bir bir bağımsızlıklarını ilan ederek kendi yollarına gitmeye karar verir. Kazakistan da bu ülkelerin sonuncusu olur ve Kazakistan'ın bağımsızlık ilanından 10 gün sonra SSCB resmen dağılır.

***
Nursultan Nazarbayev artık Rusya'nın atadığı bir Vali yerine bağımsız bir devletin Kurucu Devlet Başkanı olmuştur. Dinmuhamet Kunayev'in inşa ettiği Kazakistan'ın lideridir. Ülkeyi fiilen yönettiği 2019 tarihine kadar izlediği denge siyasetiyle ABD, Rusya ve Çin arasında paylaşılamaz bir isim oldu.

***
FETÖ'nün Orta Asya'daki faaliyetlerini gözeterek ABD'yi mutlu etti. ABD'ye ülkede askeri üs vermeyerek Rusya'yı mutlu etti. Ülkedeki yer altı kaynaklarının işletme haklarını yüzde 85'lik kar oranlarıyla Çin ve AB ülkelerine vererek herkesin gönlünü hoş etti.

***
2019 yılında yönetimi kendisine en yakın isimlerden Kasım Cömert Tokayev'e göstermelik bir şekilde bıraktı. Ancak ülkenin tek karar merci olmayı sürdürdü. Ülkenin gelir kaynaklarının tamamı, kendi yakın çevresi ve aile fertleri tarafından yönetilmeye devam etti. Son olarak Nazarbayev ailesi Avrupa'da satın alınan şatolar ve İsviçre bankalarındaki hesaplarla gündeme geldi.

***
Bugüne geri dönecek olursak Kazakistan'da ne oluyor? Tarih tekerrürden ibarettir. Zaten geçmişe bir göz atmamız da bu sebepledir. Bugün yaşanan olaylar 1986 yılında yaşanan olayların aynısıdır. Akabinde yaşanan olaylar da farklı değildir. Kazakistan'da darbe içinde darbe yapılmıştır. Ülke yönetimi ABD'yi ve Çin'i daha fazla gözetmeye başlayan Nazarbayev'den alınarak Rusya'nın emrine giren Kasım Cömert Tokayev'e geçmiştir. Yani Kazakistan artık kısmen değil tamamen Rusya'nın kontrolündedir.

***
Türkiye ne yapabilir? Ülkemizin etki alanı sınırlıdır. Kazakistan gönül coğrafyamıza yakın olsa da fiziki coğrafya itibariyle uzağımızdadır. Devletimiz radikal bir eylem veya söylem içine girmedi zaten. Kazak halkının kazandığı bir şey maalesef yok. Sergilenen bir tiyatro gösterisinin kaybeden tarafı Kazak halkı oluyor.

***
Şimdi de Kazakistan üzerinden Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne nasihat veren mankurtları izliyoruz. Zamlar üzerinden insanlara sokak çağrısı yapan zavallıları takip ediyoruz. Yapılan zamları bir önceki yazımda ben de eleştirdim. Bugün de eleştiriyorum. Üstelik benzin ve mazota yapılan yeni bir zammı da artık art niyetle bağdaştırıyorum. Bu zam mekanizmasında yer alan kişilerin Tayyip Erdoğan'ın kuyusunu kazdıklarını düşünüyorum.

***
Türkiye Cumhuriyeti Devleti eski bir Sovyet eyaleti veya Amerikan mandası bir kukla rejim değildir. Bunu 1974 Kıbrıs Harekatında da, 2013 Gezi Kalkışmasında da, 8 Ağustos 2015 - 9 Mart 2016 Hendek Olaylarında da, 15 Temmuz 2016 Darbe Girişiminde de gösterdik. En zoru sürmekte olan Ekonomik Savaş. İnşallah millet olarak bu günleri de tıpkı önceki badirelerde olduğu gibi atlatacağız.

**
ABD'den özgürlük ve demokrasi bekleyenler gönüllerindekini açığa döküp ABD vatandaşı olabilir, özlemlerindeki topraklarda arzu ettikleri gibi yaşayabilirler. Ancak biz Irak'a, Afganistan'a, Suriye'ye Mısır'a ve coğrafyamızdaki diğer ülkelere ithal edilen bir demokrasi karşısında, bu topraklarda ölmeye hazır bir milletiz. Tıpkı 100 yıl önce olduğu gibi.

***
Selam ve dua ile kalın sağlıcakla…