Şehir konulu çalışmalarımız, hiç bir şehir ayrımı yapmadan devam ederken, yerel seçimlerde kimi parti adaylarının projelerini takip etmeye özen gösterdik.
Bu adayların seçimi kazandıkları takdirde şehirde belediye başkanı ya da ilçe başkanı oldukları zaman, o şehrin ya da ilçenin dününü bugüne, bu gününü yarına taşıyacak araştırma merkezi kurma düşüncesi var mıdır?
Maalesef, yakından uzağa doğru gittikçe böyle bir proje sahibi adaya ya rastlamadık ya da habersiziz, kendisini takip etmemişiz.
Bir şehrin ya da ilçenin Araştırma Merkezi'ni " Kütüphane" şeklinde yorumlayan kimi zevat, kütüphanelerin mevcudiyetinin olduğunu, bunun gereksiz olduğunda hem fikir.
Böyle olunca bize düşen bir uyarı, proje olarak sunulan kimi görüşlerin kâğıt üzerinde kaldığını ifadedir.
Bir kaç İlçe belediyesi ve üç Büyükşehir Belediyesi adayı ile görüşme talebini geri çevirmedik, kendilerine düşüncemizi açıkladık. Kazanmaları durumunda gerektiği şekilde kütüphaneler kurup, burada öğrencilerin ders ve üniversite hazırlık çalışmalarını sağlayacaklarını ifade edince, kendilerine diyecek söz bulamadık, yollarının açık olmasını diledik.
Son beş yılda zaman bulamadığı için, dünyada ve yurtta olan biteni internetten takip ettiğini belirten bir aday, her sabah, gazetelerin üçünü- dördünü telefondan takip ettiğini söylediğinde, diyecek bir şey bulamadık.
" Kütüphane" olarak akıllarında kalan roman, hikâye ve Cin Ali Kitapları yer etmiş birisine, şehrin tarihini, kültürünü, edebiyatını, el sanatlarını, coğrafyasını, tarihî ve kültürel mekânlarını, mimarîsini, musıkîsini ve bu alanda diğer hususlarını ifade etmek, deveye hendek atlatmaktan daha zor, bir durum.
Görünen o ki popülariteye ayak uyduran eğlenceye, konsere ve festivale ödenek bulan, bunu kültür ve sanat kaleminden harcayan partili belediye başkanlarının çevresi, anladığımız şekliyle yerelde kazandıkları şehir ya da ilçeye, milletvekili olarak da bir şey kazandırmaktan yana yoksunluğu yoksullukla harmanlamada mahîrdir.
Bize düşen görev, istikrarlı biçimde bu alanda çalışmalarımıza devam etmek, herkese ve her kesime imkânlar ölçüsünde olması gerekeni ifadedir.
Anlaşıldığı üzere, bu hususta iki kere ikinin dört olarak kabul görmediğidir.
Bizim ısrar etmemiz, bizi dört rakamını üç ya da beş şeklinde kabule yanaştırmayacaktır.
Bir şehir düşünün, her şehirde üç ya da dört yüz metrekarelik, sadece şehri her yönüyle ele alacak onbinlerce kitabın ve birçok malzemenin sığabileceği birer mekân bulunmuyorsa, bu konuda çalışanlara eski bir mekâna dahi layık görülmüyorsa, bunca kimi derneğe ve vakfa verilen mekânların tüzel kimliklere veriliş şekli, derneklerle vakıfların kurallara göre faaliyeti ve sözleşme maddeleri nasıl yorumlanabilir?
Şehir Araştırmaları Merkezi düşüncesi bize ait ve de tarafımızdan yaşatılacaksa eksikliklerimizin tamamlanması yine tarafımızdan yapılacaktır.
Bu tür iddialı görünen ifade " Beylik laf" şeklinde anlaşılıyorsa, ne demeli?
Bizim çalışmamız kütüphanecilikten öte bir çalışmadır. Kütüphanecilik, sadece kitaplıkları içine alır.
Her bir araştırma merkezi, içinden beş-altı müzeyi oluşturacak zemin için donanımlı olmalıdır.
Fakat nasıl?
Bu yerel seçimlerde düşündüklerimizi aktardığımız siyasî parti adayları kazanmadı da merkezi açtığımızda davet edilecekler mi?
Biliyoruz ki yerel seçimlerde çoğu aday, yüz-iki yüz oyun hesabını yapar, onun için herkesle görüşür, konuşur.
Açık ve net belirtelim ki biz bu çalışmamıza herkesten bir parça olmanın ötesinde, kendimizi dünle bu günü buluşturan, bu günü emin ve güvenilir şekilde yarına taşıyacak, derdi medeniyet olan insanlarız.