"Her Şehir Bir Deryadır"
Bu hafta içinde temin ettiğimiz iki yüzü aşkın şehir kaynağından kimi paylaşımları sunduk.
Niçin şehirler üzerinde duruyoruz?
Neden şehir?
Gün geçtikçe her şeyden bıkıp usanır olduk.
Mimarî istediğimiz gibi değil.
Musıkî arzulanandan oldukça uzak.
Mutfak Kültürü bilinmiyor.
Her zaman yeniliklerin en iyi olduğu vurgulanıyor.
Her yenilik, "eski" denilerek kalıcı değerleri silgi misali ortadan kaldırırken geçmişi sayıklama ve nostaljik davranma psikolojisi nereye kadar devam edecek?
Şehirleri şehir kılan değerlere sahip çıkma adına yapılması gerekenler, neden ertelenmektedir?
Bize ait olmayanı sahiplenme, zaman içinde teslimiyeti gerektirir.
Tarihinden, kültüründen, sanatından taviz üstüne taviz vererek globalleşmeye esir hale getirilme adına sevinme, altından tasmayı kabullenmedir, iğdiş edilmiş fikirlerle tam teslimiyettir.
Toplumda bozulmayı sağlayanlar, çürümeyi gerçekleştirirken dağılmayı hedefe ulaşma bilmiştir.
Kendileri çekilerek, yerlerini kendilerini sevenlere bırakarak rahat ederken, bizi birbirimize düşürme maharetini başarıyla gerçekleştirmenin hazzı içinde şehir- İlçe- köy üçgeninde herkesi birer tüketici yapmanın gereğini üretmeyi ortadan kaldırarak, gerçekleştirme peşindedir.
Kendi meselelerini çözemeyenlerin tarihe bakıp ders almaları gerekirken, bir başka millete örnek olma iddiası oldukça çiğdir.
Lâkin zihnini satmış anlayış, ruhuna giydirilen esaret esvabını deli gömleği, düşüncesine giydirilen fikirleri teslimiyet bilmekten uzaktır. Bedenen özgür, zihnen esir olma biçimi günümüzde özgürlük olarak bilinmektedir.
ŞEHİR bozuldu mu, suya atılan taşın etrafında genişleyen halkalar misali ilçelerden köylere bozulma başlamakta, çürümeler kendisini göstermekte, bütünlük bozulmakta, dirlik ve düzen dağılmaktadır.
Şehirlere neden önem verdiğimizi anlatabilme adına çabamız, zaman içinde anlaşılacaktır, kuşkusuz.
Fakat dalında olgunlaşan meyve alınmadığında çürür, ziyan olur.
Endişemiz zamanı geçen her şeyin değerini yitirme endişesidir, kuşkusuz.
Otuz yılın içinde anlaşılmamak zordur, hakikatte.
ŞEHİR, ancak insanla ruhunu kazanır.
Şehirden insanı çekin, geride kalan sadece binalardır, yapılardır.
Gayemiz, şehirler üzerinde insanımıza saygının gereğini yerine getirmektir.
Eğitimden öğretime, üretmekten tüketime her alanda her şeyin en iyisine, güzeline, mükemmeline ulaşmadır.
İyiyi kötüyü göstererek anlatmak lazım.
Bize kötü olanlar, iyi şeklinde gösterildi.
Çirkinliği güzellik biçiminde anlatanlar, maskelerini çıkarmaz oldu.
"Mükemmellik" adı altında ögretilenler, iyiye ve güzele giden yolda ne varsa birer tuzak oldu.
İnsana saygı adına çıktığımız bu yolda yalnız kalmanın sıkıntısını, anlaşılmadığımız için yaşadık onlarca yıl.
Bizimle olanlara teşekkür ediyoruz.
Her şehir bir deryadır.
Biz, şehirden çıkarsak boğuluruz.
Anlatabiliyor muyuz?
Şehir, insanlığın merkezidir.
ŞEHİR, medeniyetin kendisidir.
Davamız medeniyetin yeniden ihya hareketidir, her şehirde.
Bu gayeyle yola çıkanlara selam olsun!..