Keçe kültürü bölgemize (Güneydoğu ve Doğu Anadolu) has bir kültürdür. Batı ve Karadeniz bölgelerimizde yaşayan insanlarımız pek bilmezler. Ama oralarda da bazı bölgelerde ve kırsal kesimlerde olabilir. Bölgemizde ise yeni nesil pek bilmez keçe kültürünü. Bizim çocukluk dönemimiz ve daha önceki nesiller bu kültürü çok iyi kavramış, yaşam boyu hayatlarına empoze etmişlerdi. Nedir bu Keçe kültürü? Bunun bir okulu veya bir eğitim yeri var mıydı? Evet vardı. Köy odaları ile bu eğitim verilirdi. Genelde köylerde olmazsa olmazı olan, söz konusu köylerin ileri gelenleri tarafından köy odaları yapılırdı.
O köylerde ikamet eden vatandaşlar gündüzleri işlerinde çalışırlardı. Akşamları ise rahatsız değilse veya misafiri yoksa, bir yere gitmemiş ise mutlaka odaya gelir, varsa sorununu anlatır çözüm yolu bulunurdu. Oda da oturma şekli yaş sıralamasına göre olurdu. Odaların her iki yanına Koyun yününden yapılmış desenli keçeler serilirdi. Bu keçeler çok sağlıklıdır. Kışın sıcak tuttuğu için tercih edilirdi. Özellikle Romatizma hastalıklarına iyi geldiği söylenir.
Yaşça büyük olanlar yukarı (baş tarafta) otururlardı. Yaş küçüldükçe aşağıya doğru sıralama şeklinde olurdu. Velev ki ortalarda boş yer olsa dahi herkes yaşına göre yerini bilir orada otururdu. Gençler ve çocuklar en aşağıda oturur varsa yemek ve diğer işler için büyüklerine hizmette kusur etmezlerdi. Söz verilmeden saygısızlık olmasın diye konuşmaz büyüklerin tecrübelerinden nasihat alırlardı. Yaşça büyük olanlar ise boş konuşmaz, Din, Örf, Adetten dem vurup yeni nesil gençlerin güzel ahlaklı yetişmelerine katkı sunarlardı. Köyde Cami yoksa odada cemaatle yatsı namazı kılınırdı. Köylüden biri bir akşam odaya gelmediği zaman, neden? Gelmedi diye araştırılır varsa sıkıntısı giderilir, hasta ise hep birlikte geçmiş olsuna gidilir, gerektiğinde doktora götürülürdü. Sen ben ayrımcılığı yoktu. Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz düşüncesi herkesçe benimsenmiş ve uygulanırdı…
Bu kültürde başta büyüklere saygı, edep, haya, izzet, namus, haddini bilme, Dine ve Dindarlara hürmet, gereksiz konuşmama, insan hakları, komşuluk ilişkileri, akrabalık bağları, Babaların yanında saygıda kusursuzluk, Annelere derin sevgi ve saygı, Kardeş candır hayat bile feda edilirdi, Nerede ne konuşacağını bilen, Yaşça büyük biri konuşurken lafını kesip araya girmeyen, toplumda saygıda kusur etmeme, zengin ya da fakir fark etmez gelen misafiri gücü nispetinde en iyi şekilde ağırlamak. Köye gelen yabancı (yolcu, çerçi vs. Köy odasında misafir edilip ağırlanırdı. Yaşamın gayesi Din ve Namustur düşüncesiyle yaşar, eşi dışındaki herkes kardeştir yan gözle bakılmaz ve iffetsizlik asla akla gelmezdi.
Maddi, manevi ve ahlaki olarak çok zor bir dönemdeyiz. Bu süreç böyle devam ederse, Allah muhafaza gelecek pek ümit vaat etmiyor. Karamsar olmak istemiyorum lakin görünen köye kılavuz gerekmez diye bir deyim vardır. Çocuk ve yeni doğanlara Rabbim yardım etsin. Küresel olarak İnsanlık buhran içerisinde ekonomik olarak hem sıcak hem de soğuk savaşlar olmaktadır. Ülkeler arası çıkar savaşları tüm hızıyla devam ediyor. Güçlü zayıfı sömürmeye geri bırakmaya çalışıyor. Rabbim Müslümanlara yardım etsin. Âmin.
Selamla Kalın Selamette Kalın.