Bölgemizdeki deprem ve sel felaketlerinin ardından özellikle ülkemizin seçimlere gitmesi ve yaz aylarının kalıcı sıcaklarından tarihi Urfa evinin birinde, fikir ve düşünce sanatçıları ile yöneticilerin bir araya gelerek güzel bir atmosferde bir geceyi geçirmesi, kültür, sanat, edebiyat ve şiir adına anlamlı bir gelişmedir. Üyesi olduğum il milli eğitim müdürlüğü Ar-Ge biriminde 3 yıl önce gördüğüm bir kitap cildi vardı.

Sen yaz, Urfa okusun! Bu kitap iki ciltten oluşmaktadır; birisi şiir, diğeri hikaye. 2 yıl önce aynı kitabın bir başka versiyonunun yazımına başlandı ve öğretmenlerin yazması için Ar-Ge birimindeki yazarlık atölyesinden böyle bir çalışma ortaya çıktı.

Editörlüğünü ekip arkadaşlarımdan Mehmet Melik Ayatan'ın yaptığı bu çalışma için sık sık benden şiir ve hikaye istendi. Ancak o dönemdeki meşguliyetlerimden dolayı o esere katkı yapamadım. Bu süreçte arkadaşlarımızın ortaya koyduğu çalışma nihayetinde kitap haline geldi. Kitaptaki eser sahipleri ve yöneticilerimiz ile bir buluşma programı düzenlendi ve arge üyesi olmam nedeniyle programda görevlendirildim.

Urfa evi, yaz sıcağına rağmen güzel bir esinti içindeydi. Avlu ortasındaki havuz etrafına dizilmiş sandalyeler, ilin valisi için ayrılmış koltuk ve yanındaki bayraklar dikkatimi çekti. Sağ olsun, Milli Eğitim Müdür Yardımcısı İsmail Uğur Hatipoğlu ile avluya girdiğimizde, ilk etapta fark ettiğim eksiklikleri kendisine izah ettikten sonra hızlı bir şekilde düzenlemeler yapıldı. Yere kilim serilmesi, seramik küpün getirilmesi, reyhan çiçeklerinin alana yerleştirilmesi ve havuzun güllerle bezenmesiyle gerçekten nostaljik ve manidar bir ortam oluştu.

Programı eğitimci, yazar, şair dostum ağabeyim Mehmet Sarmış Bey yürütüyordu. Alana vali Salih Ayhan, Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül, Haliliye Belediye Başkanı Mehmet Canpolat, İl Milli Eğitim Müdürü Fevzi Kurt ve Vali Yardımcısı Ahmet Fatih Sungur ile birlikte girdik. Ar-Ge ekip arkadaşlarım ile şiir ve hikaye yazan öğretmenler ve bir grup müzik öğretmeni güzel bir atmosferde bir araya geldik.
Programın akşam namazı öncesine denk gelmesi, zaman darlığı açısından programı sıkıştırdı. Milli duygular, kültür, sanat, Urfa ve eğitim gibi konuların ele alındığı program, zaman zaman türkülerle, zaman zaman da okunan şiirlerle anlam buldu. Özellikle gecikmeli olarak programa katılan Eyyübiye Belediye Başkanı'nın şiir okuması ve Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül'ün kendi şiirini okuması, programı daha da zenginleştirdi.

Programda en çok dikkatimi çeken ise Sayın Valimizin, hafızam beni yanıltmıyorsa, öğrencilik yıllarında bir şiir yarışmasına başvurarak birincilik elde ettiği "Karlar Üzerinde Namaz Kılan Asker" adlı şiiriydi. Vali Salih Ayhan, bu şiirle ilgili anılarını kısa da olsa bizlerle paylaşırken, şiirin içeriğini gerçekten merak ettim. Şiirin ismini duymuştum, anında Çanakkale gözümün önünde canlandı. Oraları ziyaret ettiğimde, savaşın somut örneklerini ve o dönemde verilen mücadelenin hislerini ve duygularını yaşadım.

Seyit Onbaşılar, düşman askeriyle mücadele ederken, kucak kucağa yatan şehitlerimizi simgelediği gözümün önüne geldi. Türkiye'nin dört bir yanından gelen askerler, Çanakkale'de maneviyatlarıyla beraber ülkenin bağımsızlığı için can verdiler. Tüm bunları düşünerek, "Karlar Üzerinde Namaz Kılan Asker" aslında birçok çalışmaya ilham kaynağı olabilir. Bu şiirle ilgili daha fazla proje yazacağımı düşünüyorum.

Şairler, yazarlar, ressamlar, müzikle ilgilenen sanatçılar ve yöneticilerin desteğiyle, daha da ileriye gidecek, daha iyi eserler ortaya konacak. Umarım bu çalışma sembolik olmaz ve yerel yöneticilerimiz ile her birey, bu tür çalışmaları hayata geçirir.
Sevgilerimle..