Kalemi kağıtla buluşturmak ne zor iş. Hele düşünceleriniz yorgun iken. Kaç seferdir kalemin kapağını aç kapat yapıyorum. Tükendim, tükenmez kalem ile uğraşmaktan. Kağıt sanki gelinlikler içinde bembeyaz. Kalem ise onu kirletme korkusu taşıyor. Şimdi uğraş ki kalem dile gelip içini döksün.
Yazma diyor kalem bana. Kirletmeyelim gelinlik giymiş kağıdı. Bir nokta bile ihtişamını bozarmış güya. Merak etme kağıda yaraşır duyguları tercüme etmeye çalışacağım.
Ne yazacaksın ki?
Aşk mı?
Bilmem!
Bide şiir seviyorum diyorsun. Okumadın mı Karakoç'un Mihriban şiirini? Okudum. Demek anlamamışsın! Anlasaydın aşkın kağıda yazılmayacağını bilirdin. Susuyorum. Zaten aşkı yazmak haddimiz değil...
Peki dertlerini mi yazacaksın?
Bilmem!
Ya git işine, hangi dertten bahsediyorsun? Hangi derdin Suriye'de yaşanan binlerce acıdan bir tanesi kadardır? Evin mi bombalandı? Kardeşlerin hastane olmadığı için elinde mi can verdi? Ölümden kaçarken, ölüme mi gittin dibi görünmeyen sularda? Ciğerparelerinin cansız bedenleri mi vurdu yıkılmış ülkenden uzak kıyılara... susuyorum. Yazsan bile ne fayda...!
Korkarım okumanın öneminden bahsedeceksin?
Bilmem!
Yahu insanlar birbirinin canını okumaktan fırsat bulmuyorlar ki farklı bir şey okusunlar. Genç nesil desen zaten esiri olmuş akıllıyı akılsız yapan akıllı telefonlara. Ayrıca her ortamda konuşulan tek şey siyaset. Bilen bilmeyen herkesin söyleyecek bir sözü oluyor. Zaman geçtikçe kültürle, bilgiyle yoğrulup yıllanmış şarap gibi değerli olması gereken insanın, cehalet kapısından geçmek için adeta birbirleriyle yarıştığı günümüzde okumanın mahiyetini kime anlatacaksın? Susuyorum. İçimden kızıyorum haklılığına...
Güzel şeylere mi değineceksin?
Bilmem!
Yok arkadaş yok, güzel olan ne varsa değirmen taşının altında un ufak ettiler. Hayalleri çalınan masum çocukların açlıktan öldüğü bir dünyada güzellikten sadece toz kalır. İnsanoğlu adeta güzelliği katletmek için doğmuş bu belirsiz çağda. Ahlakın yerine hayasızlığın, saygının yerine edepsizliğin, dürüstlüğün yerine menfaatçiliğin tavan yaptığı yerde sence hangi güzelliğin resmini çizebiliriz? Susuyorum. Şairin 'biliyor musunuz? Ben bu çağdan nefret ettim. Etimle kemiğimle...' sözleri kemiriyor düşüncelerimi.
Selam ve dua ile...