Bir dava uğrunda ölünecek kadar değerli değilse, uğruna da yaşanacak kadar da değerli değildir. (Şamil Basayev)
Nereden nereye geldik? Kimlerle yola çıktık, kimleri yolda bıraktık yahut kimler bizi yolda bıraktı? Yoksulduk ama yoksun değildik çünkü dava kardeşlerimiz vardı. Ne oldu bize ki parçalandık, dağıldık, davayı bırakıp dünya'ya yöneldik ve mal mülk sevdalısı olduk...?
Dava samimiyettir. Menfaatçi, gösterişli insanları barındırmaz. İdealist ruhlu bir neslin mayası bozuluyorsa rotası saptığındandır. Bedeller ödeyerek kazandığımız bu çağı, hiç uğruna bedelini ödeyerek kaybediyoruz. Çünkü övünerek yetiştirdiğimiz ama lanetleyerek andığımız genç bir nesil türettik.
Peki nasıl bu hale geldik? Dindar bir nesil derken, Kur'an' sız bir neslin oluşumu nasıl gerçekleşti? Sebebi yine bizleriz. Gençlerimizin zihinlerine biz yerine ben enjekte ettiğimiz içindir. Bu hastalığın tedavisi zor olsada imkansız değildir. Birlik ve beraberlik içerisinde hareket edersek inanıyorum ki yeniden davayı sırtlayacak dava adamları yetiştireceğiz.
Umudumuzu kaybettiğimiz zaman her şeyimizi kaybetmişiz demektir. Bu nesilden bir şey olmaz zihniyetiyle vicdanlarımızı rahatlatmak yerine, ben bu yükün neresinden tutabilirim inancıyla çalışmak zorundayız.
'Müslüman geçinen eski nesilleri de inkar edin!.. Eğer onlar tam Müslüman olsalardı bugünler başımıza gelmezdi.' Üstad Necip Fazıl hangi zaman için söylemiş ise bu zamanı da kapsadığı kesindir. Yeni neslin iyi yetişmemesinin mesuliyeti şüphesiz hepimizin omuzlarındadır.
Bu dava yolunun en büyük mükafatı cefadır. Çekeceğimiz cefa belki ebedi hayatta kurtuluşumuzun anahtarı olacaktır. Müslümanlar tarihte hiç bugün kü kadar zengin ve kalabalık olmamıştır ve ilginçtir ki yine tarihte Müslümanlar hiç bugün kü kadar zulüm çekmemiştir. Bedir de verilen mücadelenin merkezi olan dava değişmediğine göre sıkıntı biz çağa göre İslam'ı yaşayanların değil midir?
Artık kendimizi silkeleyip üstümüzdeki dünya fazlalıklarından kurtulmamızın zamanı gelmedi mi? Dün geçti, bugün varız, yarını kurtarabiliriz.
Selam ve dua ile...