Bizde ne ağlayan göz, ne kızaran yüz kaldı.
Satılmış kuklaların tümü sınıfta kaldı.
Kuru ve Kof tesellilerle avunuyoruz
Umutlar, uçup giden küs baharlara kaldı.
Eylemsiz dua, yağı alınmış süte benzer
Hükmü yok; suçlama, deme müsebbibi kader
Müsebbip biziz, arama uzaktan bahane
Çekeriz ceremesini, böyle hep derbeder.
Siyah bir leke, alnımızda hep sırıtacak
Bu suskunluğun hesabını Allah soracak
Mazeretlerin kabul edilmediği o gün
Görelim saklı defterler, nasıl kapanacak.
Tövbe köküne istiğfar yaprakları ekle
Laftan , "lakin, ama, fakat'tan" kaçın, dur, bekle
Doğru olmak yetmiyor, dosdoğru olmak gerek
Seyreden kervana, ruhundan pâreler ekle.
Kapandı, umut kervanını bekleyen gözler
Lafazânlar utansın, kırılsın kanlı eller
Dokunmayan bin yaşasın, deyip iblisleştik
Battıkça battık, eyvah bize! Lâl oldu diller.
Seher yeli yol ver, seyrüseferim var benim
Şehitler bir ölürken, her dem bin ölen benim
Diyar'ı Gazze havası misk-ü amber kokar
Bı'keslik girdabında, tutsak kalan tek benim.
Hazanın gözyaşları nakşeder baharımı
Zannetme ki sağım, ahlar deliyor bağrımı
Dillere gem, ağızlara paslı mıh çakıldı
Yaldızlı nutuklar, çekip almıyor gamımı.
Ar damarları kesildi, çobansız ümmetin
Önü açıldı, çeşit çeşit dert, felaketin
Yok, dil bahçelerinde o Kelam-ı İlahi
Bedel öderiz, daha nice zor hezimetin.
İğreti eğitim, evlere ateş düşürdü
Nesli bozup, ışıyan ocakları söndürdü
Rüzğara bağlı hedef koyan, gençlik türedi
Özü bozulan gençlik, umutları söndürdü.
Ey siyonizmin korkulu rüyası! Cesur halk
Kart mandalar, başını kuma gömdü tek tek, bak
Bugün değilse yardım, ne zaman? Soruyoruz
Toplu kıyıma, maruz kalmışken, masum bir halk.