Günümüz öyle bir vakte vardı ki, yiğit yok, mert belli değil. Halka hizmet, hakka hizmettir sözü gereğince, halktan birisi olarak bazı hususları zat-ı Ali'nizle paylaşmak istiyorum. Muhakkak haberdarsınız yine de hatırlatmakta fayda var.

Bu motosiklet belası, öyle bir hâl aldı ki, artık halk ''İllallah'' etmiş ve burnundan soluyor. Örneği Devteşti Mahallesi Salih Özcan Bulvarı civarından veriyorum. Genelde akşam namazından sonra egzoz susturucusunu söküyorlar. Her birine iki, bazen üç kişi biniyorlar. Bağırarak son sürat yola çıkıp, birbirleriyle yarışıyorlar. Bu durum gece saat on iki, bir'e kadar devam ediyor. Öyle bir rahatsızlık veriyorlar ki 'mahalle sakinleri' durumu önce size, sonra Allah'a havale ediyorlar. Yazık bu şehre bu memlekete. Bu ''çakallar sürüsü'' köpeksiz köyü bulmuşlar ve cirit atıyorlar.

Düzgün bir kontrol yapılsa, bunların tümünün korsan hiç birinin resmi bir evrakının olmadığı ortaya çıkacak. Yazık günah bu kadar mı bu halk sahipsiz? ''Güvensen de kontrol et'' diye bir söz var. Denetimler köntrolünüzde yapılmasa ''es'' geçiliyor caydırıcı olunmuyor.

Evrakı eksik olan ya da olmayan trafikten men edilir. İnanın bu hareketlerin hiç birinin ''özgürlük, demokrasi ve insanlıkla'' alakası yoktur; düpedüz hakarettir, zulümdür. Devlet dışında kimse müdahale edemiyor. Onlara göre devlet yok.

Diğer bir konu gece bekçiliği, bir ara sokaklarda göründüler ve çok faydası da oldu. Her nedense aniden kayboldular. Halk arasında şöyle bir laf dolaşıyor: ''Bu adamların sahipleri etkindi'' torpil yapıp sokaktan çektiler. Eskiden şehirleri gece bekçileri korurdu.

Bekçi kadrolarının artırılıp, ihtiyacı kadar personel alınmalı ve bekçiler sabaha kadar sokaklarda olmalı, dolaşmalıdırlar. Bu millet önce devlet, sonra Allah'tan yardım bekliyor. Denetimler kontrolünüzden yapılmalıdır. Kimseye çok güvenmeyin, mümkün mertebe kendiniz kontrole çıkın. Sivil araçları tercih ediniz. Size akıl vermiş gibi olmayayım. Bir sokağın başında ya da parkın kenarında spot edin ve etrafı gözlemleyin. Yoldan hızlı geçen bir kontrol arabasının, hiçbir önemine halk inanmıyor.

Size yağcılık, yalakalık yapan kim olura olsun, fazla kaale almayın. Gerçekleri yüzünüze doğru çarpıtmadan söyleyen kişilerden, kadronuzu mümkün mertebe kurun. Kelaynak kuşları gibi 'gururlu, soylu insanların nesli' tükendi. Yine de ümitvar olmak lâzımdır.

Sayın müdürüm ''çöl kahramanı'' Ömer Muhtar'ı darağacına getirdikleri zaman, ''ağladığını'' görüyorlar. Niçin ağlıyorsun üstat, ölümden mi korkuyorsun? Dediklerinde hayır! ölümden değil. Başını kaldırıp dağlara bakıyor ''bu dağlar'' bekçisiz kaldı, diyor.

Osmanlı gidince bu memleket sahipsiz kaldı. Allah'ın verdiği ''canı'' ancak O alır. Bir candır ha urganda, ha yorganda çıkmış çok önemi yok

Alacağınız kararlar mümkün mertebe 'istişare' ile olsun. Kimseden korkmayın, sizde bir Emniyet Müdürü Gaffar Okan, bir efsane Viranşehir savcısı Eyyüp Akbulut, bir renkli vali Recep Yazıcıoğlu, bir Belediye Başkan'ı Savcı Sayan, bir vaiz Nurettin YILDIZ olabilirisiniz. Bu necip millet 'vefa'nın İstanbul da bir semtin ismi olduğundan ibaret, olmadığını bilir. Yapılan hizmet ve iyilikleri hiç unutmaz, yeter ki görsün. Bekle arif kapısını, göstere yüz irfan sana….

Vesselam.