Besle kargayı çıkarsın gözünü
Gizler senden, o kızarmaz yüzünü
Dost görünümlüdür kahpe ve kaypak
Kollar dar anını kusar buğzunu.

Engerek tiynetli zehrini saklar
Yer avını, timsah gibi ağlar
Beterin beterinden de alçak
Şahittir buna uçup giden çağlar.

Emanı, fermanı haramî dinlemez
Konuşunca yalan söyler zora gelmez
Nemalandığı her sofrayı deler
Nankörlük bu olsa gerek, hiç sezmez.

Hâlinden belli mumu çabuk söner
Hileleri hedefe varmadan döner
Tel tel dökülen acayip bir figür
Yaşaması sıkıntılı; dert, keder.

Böyle şarlatandan vefa hiç umma
Hak tanımaz gömer başını kuma
Güler nur yüzüne belki, sakın ha!
Kalleşliğine bir an göz yumma.


Kem bir seviye ölçüsüdür alçaklık
Semeresi tek, oda yalakalık
Birde seviyesiz bir kavram var çukur,
Tam nankörü tasvirler bu sakatlık.

Dolaşan kuru bir mevtadır nankör
Hayra engeldir şerre hızlı motor
Nankör değilim der, bolca övünür
Kırar hep pot rekor üstüne rekor.

Tüm hinlikleri bilir hıfzetmiş
Azgın cambazlar yanında halt etmiş
Dil öyle uzun ki ucu görünmez,
Her ipte raksetmeyi rol addetmiş.

Dumanlı havayı sever, kurt gibi
Hiç uğruna satar şahı zibidi
Köseleye dönmüş yüze bakınca
Ot bile bitmez, kurumuş çöl gibi…