Başlıktaki cümle yanlış değilsem hadis mealidir. Dinin garipliği, Dinle amel etmemektir, Dini kendimize uydurmaktır, çıkarlarımız için dine uymak, kısacası önemsememek diyebiliriz. Dini yaymak için en büyük mücadeleyi Peygamberler vermiş, günümüze kadar silsile yolu ile Peygamberlerin varisleri olan gerçek alimler bu kutsal davayı omuzlamış, tebliğ etmiş, bu hal günümüze kadar gelmiş kıyametin kopacağı ana kadar da devam edecektir.

Bu mücadeleyi verirken alimler çok bedelde ödemişler. Bizler mirasa konanlarız. Emek vermeden hazıra konanlar hoyratça Dini kendilerine benzetmeye çalışıyorlar. Ülkemiz ve İslam aleminde gerçek alimler çok azınlıktalar, olanlar da pek rahat değiller. İslam ilimlerinin temelini Medreseler teşkil eder. Bu gün mevcut olanların çoğu kayıt dışıdır diyebiliriz. Her türlü baskıya, yönlendirilmeye müsaittirler. Medreselerin önü tam açılmamakla beraber toplum nezdinde değeri takdire şayandır. Din denilince onunla mücehhez alimler akla gelir. Din için Mücadele eden, tebliğde hiçbir engeli tanımayan, dini konulardaki çıkmazlarda dine uygun dini gerçek anlamda tebliğ eden hocalarımız mumla aranmaktadır. Varsa Allah sayılarını artırsın.

Güncel konulardan biri de Diyanetin TOKİ konutları için katılım bankalarından alınacak kredinin fetvasıdır. Bu konu iki kesim tarafından tartışılıyor. Hocalar ikiye ayrılmış, karşı olanlar, savunanlar. Halkın ise kafası ise karışıktır.

Doğru da yanlış ta halkımız hocalara güvenir. Bu kafa karışıklığının giderilmesi gerek diye düşünüyorum. Ben hoca değilim yazacaklarım yine hocalardan öğrendiklerimdir. Devlet TOKİ vasıtası ile dar gelirli vatandaşa kira öder gibi konut yapıyor. Bu proje ile çok fakir ev sahibi olmuş, sosyal devletin gereği de budur. Adı üzerinde dar gelirli zaten sıkıntılı, birde bankalardan kredi çekmesi ile bu dar gelirliyi maddi yönden daha sıkacaktır.

Bu konuda halk şöyle diyor. Devlet baba dar gelirliye faizsiz kredi versin. Faizin azı çoğu fark etmez. Bağlı olduğumuz ve sevdiğimiz devletimiz bu sıkıntılı durumuzla bizi faize bulaştırmasın. Adaletli devlet fertlerini harama bulaştırmaz.

Harama teşvik etmez. Verilecek konutlar alıcı tarafından görülmemiş, yer mekan belli değil, pazarlık yapılmamış, TOKİ den alınan konutları alanlar anlatıyor. Yılda iki defa taksit artışı var. Akıl almaz site aidatları var. Merkezi sistemle ister yak ister yakma doğal gazın haksız ödemesi var. Geciken taksitlerde binen faiz var. Bu yazdıklarım eksi taraflarıdır.

Dinimiz İslam da faizin azı çoğu haramdır. Diyanet konut fetvasında dar gelirli, zaruri şeyden bahsediyor. Dini bir kurum olan diyanetin harama helal deme lüksü olamaz. Konuya biraz siyaset bulaşmış sanki hani laikler din ayrı siyaset ayrı diyorlar ya onun gibi. Birde diyanetin fetvası sanki birilerinin telkini ile olmuş, Katılım bankalarından kredi alınırsa helal diğer bankalarınki haram. Halk böyle anlıyor kafası karışıyor.

Anladığım diyanet bu konuda kendini tam ifade edememiş, anlatamamıştır. Faiz kapitalizmin sömürü hortumudur. Faiz zengini zengin fakiri fakir eder. Faizle ilgili çok ayet ve hadis var. Ehil olanlar yazsın. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayip ERDOĞAN, faizin her çeşidine karşıdır. Büyük bir çabası var. Sayın başkanımızın vasıtası ile faizsiz günleri de görürüz inşallah.

Deveye demişler boynun eğri, hangi tarafım doğru ki demiş. Bizim de öyle bir durum. Altı asırlık cihan devleti Osmanlılarda Dini konuların banileri Şeyhül İslamlar vardı, yöneticiler yapacaklarının çoğunu onlara sorar bu sorma yapılacak şeyin dine uyup uymadığı ile ilgiliydi. Menfi müspet yanları olabilir.

Müspet tarafı ağır basardı. Onların görevi dini sisteme uydurmak değil, ağırlıklı olarak sistemi dine uyarlamaktı. Sistemler din dışı da olsa halk Müslümandır. Kurtulmak isteniyorsa dini düzen olarak kabul etmek, oluşmasına çalışmaktır.

Garip gelmiş garip gidecek mübarek Dinimizin kıymetini bilelim, dini kendimize değil, biz dine uyalım. Rabbim bizleri hak din olan İslam'a hakkıyla uyanlardan eylesin inşallah.
Selamla kalın selamette kalın…