Âh! Keşke hep bu günlerindeki gibi kalsan
Günâhsız, hiç kirlenmemiş kalbinle çocuğum!
Ahlâk bir ödevdir bitmez, yüz yaşında olsan
Bak! İlk nasîhatim; kal edebinle çocuğum!
Fakat zor değil, başaracaksın biliyoruz
Sen düşme diye yollarını temizliyoruz
Bir gün gelir hayât, çünkü iyi biliyoruz
Sîgâya çeker öğrendiklerinle çocuğum!
Sen şimdilik yaşa çocukluğunu umarsız
Ye, iç, gez, dolaş, eğlen hesâpsız, faturasız
İstediğini alabileceksin parasız
Hiçbir münâsebetin yok cebinle çocuğum!
Korkma! Bizi bulacaksın hep gölgen yerinde
Kederinde, sevincinde, doğum günlerinde
Kırk derece hasta, âteşli gecelerinde
Kanâtlarımız altında serinle çocuğum!
Hâtırâların yavaş yavaş kaybolduğunda
Yaş bulûğa erip vakit tamâm olduğunda
Suâllerine kendin cevâplar bulduğunda
Baş başa kalacaksın kaderinle çocuğum!
Her mevzûda doğruya temâs et "Hâh!" desinler
Dâimâ iyilik gözet "Hayırhâh!" desinler
Ne kadar güzel yetişmiş "Mâşâllâh!" desinler
Yâd edil hep örnek karâkterinle çocuğum!
Yaşa çocukluğunu, sanma hep böyle bekler
Gidecekler, bir daha geri gelmeyecekler
Büyüdükçe görecek, bileceksin; gerçekler
Baş başa gitmiyor hayâllerinle çocuğum!
Muhterîs duygulara kapılma; ihlâslı ol!
Adâlet remîzlerinden biri; esâslı ol!
Merhamet başka alâmetin; gözü yaşlı ol!
Bir bâğın olmasın adâvet, kînle çocuğum!
Rehberin şu üçüdür; Allâh, Kur'ân ve Sünnet
Başka tarîkler arama, behemehâl reddet
Seherlerde kıyâm et arıyorsan saâdet
Huzûr, selâmet gelir âncak dîn'le çocuğum!
Çok oku, araştır, öğren, geliştir kendini
Her sâhada; İlâhî, beşerî, fennî, dînî
Hakîkat çemberinde ara hidâyetini
Dâimâ cehd hâlinde ol nefsinle çocuğum!
Bir meş'ale de sen yak olmaz mı? Kalk, silkelen!
Karânlığa, zulme, vahşete, şerre öfkelen!
Aklını çelmeye kalkan dillere öfkelen!
Neşvû nemâ bulsun zekân fikrinle çocuğum!
Büyüdün, büyüyeceksin bizler gibi sen de
Zamân akıp gidecek, bilsen de bilmesen de
Cennet kapılarının anahtârları sende
İstediğin kapıdan gir zikrinle çocuğum!
Sakın hâ! Ne harâbîsin ne harâbâtîsin
Unutma! Sen kökü mâzîde olan âtîsin
Öyle diyordu Yahyâ Kemâl Beyâtlı ceddin
Gurur duy atân, baban, Fâtih'inle çocuğum!
Bir vazîfen daha vardır, bitmedi daha dur!
İzdivâc derler ona sevdâ illeti zordur
Yıkamasın fitneler, kîl-u kâl'ler sâğlâm kur!
İdâme ettir sünneti neslinle çocuğum!
Sene iki bin on sekizdir, tam on dört eylül
Hoş geldin aramıza oğlum İbrâhîm Halîl
Son nasîhatim sana şudur; EBEDÎ der: Ol
Devlet! Elinle, belinle, dilinle çocuğum!
(01.09.2022 )