İnsan yoksa şehir olmaz.
Canlı yoksa şehir anlamsız. 
Çevreye saygı yoksa medeniyet manasız.
İnsan, fıtratına ters herşey, günümüzde meşrû.
Dirilişe muhtaç insanlık, ümitsiz olmaz. 
Azmeden kararlıdır, ümitsizlik esaretin başlangıcı.
Hayatın içinde olmazsa olmazı şehir.
Mahalle, köy, ilçe, semt, şehir.
Uğraşımız insanlık için.
Davamız medeniyet.
Medeniyetimizin beslendiği kaynaklar belli.

İnsan öldürmeyecek, bir medeniyet.

Çalmayacak, gasp etmeyecek, kandırmayacak, haksızlık etmeyecek, yanlışa doğru demeyecek, insanî değerlerle donanmış, ayrıma karşı çıkan, emeğe saygılı,   hak olanı haklı bilen, güçlünün yanında değil ezilmişin yanında duran, alınterini üstün tutan, insanı tenine, rengine, diline göre ayırmayan, inancına saygılı bir medeniyet anlayışı.

Kimsenin topraklarını işgal etmeyen, insan öldürmeyi yasaklayan, dünyadaki nimetlerin paylaşımını eşit yapan, teknolojiyi mülevves emellerine alet edenin karışında duran, yüzyıllık tarihte işi kan dökücülük, gasp, talan, yalan olan her kesimden yana durmayı cinayeti, aydınlık yarınlara zulmeti kabul etmeyi var oluşun reddi bilen bir medeniyet idraki.

Yeryüzü o denli küçük değil. Dünyayı kirletenlere gökyüzü haram bilinmeli.

Yeşile ve her türlü canlıya tahammülsüzlük içinde bulunanın insana saygısı beklenemez.

Yeryüzünü kana bulayanların insanlık anlayışı, ne kadar ölüm o denli marifetse alkış tutan ellerin hesabının sorulması elzemdir.
 
Hayata yaşam duayenlerin insanlık kan kusarken ulvîleştirdikleri  sanatları, edebiyatı batsın.

İnsanlığa savaş açanların açlıkla sınadıkları mazlûm insanların canlı hedef gözetilerek vuruldakları zaman, şeytanî hislerle sevinenlerin elleri kurusun, nesilleri sürmesin.

Dahası bir daha ebabil bekleyenlerin neden yaratıldıklarını bir daha düşünmeliler.

Malın ve mülkün ve paranın ve pulun tapkını olanların soyu devam etmesin.
Dahası kendisine gelmeyen, değerlerine sahip çıkmayanların inandıkları heva ve hevesler, nefse esaretin mabudu haline geldikçe, yeryüzünde kana doymayacak toprak olmayacak, katiller sürüsü olacaktır.

Şehirleri yakıp yıkan, gövde üstünde baş, taş üstünde taş bırakmayan Moğol Vandalizmi, günümüzde tekrar can bulmuşken, bunu idrakten yoksun anlayışlara veya olsun!..

Nasıl hesaba çekileceklerini bilmeyenler, dünyanın zevk û sefasını hayal ederken, büyük yanılgılarla yüz yüze gelecektir, yakında.

İnançları sebebiyle yurtlarında mültecî olanlara bakıp, bir şey yapmayanların satılmış vicdanlarında merhamet kırıntısı arama merakıyla hareket etme, ayrı bir oyun ve tuzaktır.

Şehadeti dalga dalga yayan, yeryüzüne unutulmaz destanları bedenleri paramparça, mezarsız olanlar hediye edebilir.

Yumuşak dòşeklerinde yatıp, üç öğünü beşe çıkartan, elinden tespih, dilinden dua düşmeyen anlayışa ne sözümüz vardır?

Seculer demokrasiya tapkınları  ile insanlar katledilirken okyanuslardaki balinalara yas tutanlar, aynı şekildedir.

Gòzleri olup kör olmak nedir?

Kulakları olup sağır olanlar kimler?

Aklı olup idrakten yoksun olma cezasına çarptırılmak ne demek?

Elinizle muktedir değilseniz, diliniz mi kesildi?

Konuşamıyorsanız, zalime ve zalimlere karşı çıkmıyorsanız, zulmün olduğu yerde işiniz nedir?

Yalan söyleyen, insan kandıran, komşusu aç yatarken deliksiz uykuya besmele çekenler, kimlerdendir?

İnsan, inancının değerleri için hayatı yaşam bilir.

Hangi inanç, katliamları haklı gösterir? 

Buna ses çıkarmayanlar, iki büyük savaşın mümessilleri olarak, nasıl bir inkılâb ile devrileceklerini bilmez mi?

Yetimin, öksüzün, fakirin, yaşlının, hastanın, yolda kalanın insanlık vasfını yalanlayanlar yok mudur?

Söyleyin, Allahın hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

Yeryüzünde hangi zulüm, daîmen kaîm olmuştur?

Hangi zulmeden zulme dûçâr olmamıştır?

Ya Rabb, sana imanını tekrar tazelemeyen kullarından eyleme bizi.

İman ettik, yeniden.

Bizi azıp sapmış olanların yoluna değil, kendi dosdoğru yolundan şaşırtma.

Bizim için ölüm, her daîm mukadder.

Biz, aç kalırız, susuz kalırız, nimetlerini yalanlayamayız. Esareti kabul etmeyiz, hiç bir zaman.

Gaflete, delalete düşenlerden eyleme bizi.

Senin ismini taşımayan hiç bir âlemde adımız yer almayacaktır.

Yeryüzünde zulmûn firavunlaşan şeytanî tuzaklarının üstünde, elbette daha sağlam tuzaklar vardır.

Bizi zulmedenlere karşı daîm mazlûmdan yana bulundur.

Ya Rabbi, ism-i şerifin kahhardır, celâldir, rahmandır, rahîymdir.

Mazluma yüreğimizden merhameti eksiltme, zalime karşı kalbimizdeki kahhar sifatından  bizi mahrûm etme.

Barışın Peygamberinin aynı zaman içinde Savaş Peygamberi olduğunu da idrâk etmekten yoksun ya da nasipsiz kullarına bizi bildirmeye vesile kıl, tebliğde.

Ha insan aç öldürülecek ha tok halde.

Biz neyin derdinde ve sevdasındayız.

Zulme karşı çıkmaysa görevimiz, yersiz ve yurtsuz bırakılan, her gün öldürülen insanlara kaç ekmek ve kaç şişe su dağıtma hesabıyla bizi imtihan ettirme.

Ya Rabbi, bizi muntakîym sıfatından mahrûm eyleme, adil olmadan ve adaletten ayırma.