Öncelikle 24 Haziran 2018 tarihinde yapılacak olan, Başkanlık ve Milletvekili erken genel seçiminin ülkemize, milletimize, coğrafyamıza ve İslam alemine hayırlar getirmesini yüce Rabbim den niyaz ediyorum.

Bazı insanlara göre çok erken, bazı insanlara göre erken, bazı insanlara göre ise tam zamanıdır. Farklı düşünceler farklı sesler ülkemizin zenginliği ve demokrasisin gereğidir. Her seçimde olduğu gibi vekil olmak isteyen insanların aday adaylığı süreci başladı.

Kim hangi siyasi partiye yakın ise doğal olarak o partiden aday olmak istiyor ve aday adaylığını açıklıyor. Cumhuriyetin ilanı ile başlayan bu süreçte vekil adaylarda bir takım özellikler aranmıştır.

Bu özellikler: Oy potansiyel durumu, maddi durumu, aşiret durumu, konuşma kabiliyeti ve hitabeti gibi bazı özellikler aranır. Bütün bunlara haiz olan bir adayın tahsil durumu sorulmazdı yeter ki partiye oy kazandırma becerisine sahip olsun ve arkasından binlerce kişiyi sürükleyip aday olduğu partiye kazandırsın.

Ancak son dönemlerde çoğunlukla vekillerimiz zengin, aşiret sahibi, nüfuzlu ailelerin bireyleri ve üniversite mezunudurlar.

Hiçbir siyasi parti milletvekili adayı olanlardan ülke için, devlet için, millet için, aday olduğu şehir için ne gibi hizmetlerde bulunabilir ne tür yetenekleri var siyasi tecrübesi ve yetenekleri var mı?

Bunlar aranmaz. Son zamanlarda bazı siyasi partiler her ne kadar sözde temayül yoklaması yapsalar da son söz parti genel başkanındır.

Yukarıda yazdığım gibi genel başkan ise her şeyden önce o adayın oy potansiyeline bakar. Liyakat ise en son plandadır tahsil durumu ise hiç önemli değildir. Bölgemizde daha önce bu örnekleri çok yaşadık ve gördük. Onun için ben aday değilim diyorum.

Ben derken genel anlamdaki ben'leri diyorum.

Yoksa şahsım olarak kendimi kastetmiyorum ve siyasete girmeyi kesinlikle düşünmedim ve düşünmüyorum da…

Emekliyim maaşım çok az yoksullukla pençeleşiyorum onun için Ben aday değilim çünkü partiye yatıracak milyonlarım yok.

Ben aday değilim çünkü arkamda aşiretim yok. Üniversite mezunuyum, yetenekliyim, konuşma kabiliyetim var hitabetim de iyidir siyaseti biliyorum ama Ankara da dayım yok onun için ben aday değilim.

Gencim, dinamik'im vatanımı, milletimi, devletimi, ülkemi seviyorum hizmet etmek istiyorum ama fakirim onun için ben aday değilim.

Seçim sürecinde propaganda reklamları için ekstradan ayrılmış bir bütçem yok, onun için ben aday değilim.

Seçim bölgemde lüks araçlarla konvoy oluşturacak ve yüzlerce insanla birlikte oradan oraya koşturacak güçte değilim. Onun içindir ki ben aday değilim.

Halkım ben, halktan biriyim dertlerini ve çözüm yollarını iyi bilirim lakin üniversiteyi çok genç gibi bende çok zor şartlarda maddi sıkıntılarla savaşarak bitirdim ama hala işsizim onun için ben aday değilim.

Partimi ve liderimi seviyorum hizmet etmek istiyorum ama şakşakçılardan dolayı bana fırsat verilmiyor. Onun için ben aday değilim.

Memurum, işçiyim, esnafım her konuda tecrübe sahibiyim ama siyasi sahipsizim onun için ben aday değilim.

Doğal olarak parası olan her birey sevdiği siyasi partiye aday adayı olabilir fakat temayül yoklaması, ön seçim gibi elemelerle sözünü ettiğim kişiler elenerek yukarıda saydığım nüfuslu ve nüfuzlu kişilere Milletvekili sıralaması verilir. O sıralamada bile kişilerin oy potansiyel durumu göz önüne alınarak yapılır.

Genel ve yerel yönetimlerde liyakat temel alınarak yapılmalıdır. Aslında her işte liyakat çok önemlidir. Bürokraside, siyasette, yerel yönetimlerde (belediyelerde) çok önemlidir. Buralara atama yapılırken kılı kırk yarmak gerekir ki halkın teveccühüne mazhar olunsun. Aksi halde bu dönem bazı ilçe belediyelerde yaşanan kısmi sorunlar yaşanmaya devam eder.

Ülkesini, Devletini, Milletini seven her ferasetli birey sorumlu olduğu görevini en iyi yapandır. Unutmayalım başka Türkiye yok hep birlikte yekvücut olarak birliğimizi, dirliğimizi devam etmemiz dileğimle…
Selamla kalın selamette kalın.