Yazıyı okuyan herkese sormak istiyorum. Bizim bu dünyada evlatlarımızdan daha değerleri neyimiz var? Ne için yaşıyoruz bu dünyayı? Ne diye katlanıyoruz tüm zorluklara, sıkıntılara? Onların yüzlerindeki bir tebessüme neyi değişebiliriz? Hangimiz anne-baba olarak onların saçlarının bir teline zarar gelmesine katlanabilir? Hangimiz…
**
'Şüyuu vukuundan beter' diye eski bir deyimimiz var. Anlamı, 'Düşünülmeyecek kadar kötü bir şeyin konuşulması, onun gerçekleşmesinden daha kötüdür' Evet… Maalesef bugün insanoğlunun aklının alamayacağı iğrençliklere şahit oluyoruz.
**
Onları en iyi şekilde yetiştirmek için maddi, manevi her şeyimizi feda ettiğimiz, hayatımızı adadığımız, üzerlerine titrediğimiz yavrularımız tehdit altında. Sapık ve cani ruhlu insanlar aramızda dolaşıyor. Neredeyse her gün yeni bir çocuk istismarları, kadın cinayeti, tecavüze uğrayan genç kız haberiyle uyanıyoruz.
**
Uyuşturucu kullanma yaşı ilkokul seviyelerine inmiş durumda. Sosyal medyanın kontrolsüz kullanımı sonucu fuhşa sürüklenen genç kızlar, internette oyun oynarken intihara sürüklenen çocukları okuyup, izliyoruz. Tüylerimiz diken diken oluyor. Sonra unutuyoruz ve her yeni olayda başa dönüyoruz.
**
Çocuklarımızın okula, bakkala, kasaba ve fırına tek başlarına gittiği günler geride kaldı. Ebeveynler ister istemez paranoyaklaştı. Peki tüm bu iğrençlikler yaşanırken siyaset kurumu ne yaptı? Kısaca 'Hiçbirşey'
**
Her infial yaratan olayın ardından bir komisyon kuruldu. Oturdular, konuştular, tartıştılar ve sonuç yok. En son 2018 Mart ayında kimyasal hadım gündeme geldi. Aradan 4 yıl geçti, sonuç yok. Yine o dönemlerde çocuk istismar eden ve öldüren sapık ruhlu canilere karşı 50 yıl hapis cezası konuşuldu. Bu ceza Türk Ceza Kanunu'nda eşsiz bir ceza olarak sunuldu. Bundan bile bir sonuç çıkmadı.
**
Bu yaratıklar toplumda var olmaya devam ediyor. Has bel kader yakalananlar, akıl almaz şekilde salıveriliyor ya da toplum vicdanını yaralayacak cezalarla hapiste besleniyor. Günü geldiğinde yeniden topluma karışıp kendine yeni kurbanlar buluyor.
**
Artık yeter! Günü kurtarmak için toplanan komisyonlardan bıktık. Geçici çözüm önerilerinden bıktık. Sürekli çocuklarımız için endişelenmekten bıktık. Onlardan ayrı geçirdiğimiz zaman diliminde onları düşünmekten bıktık. Bu yaratıkların toplumda var olmasından bıktık.
**
Örnek aldığınız Avrupa'da ve dünyanın diğer ülkelerinde ne tür önlemler alınıyor bir bakın. Çocuğa değil tecavüze yeltenmek elini değdirene neler yaptıklarına bir bakın. Amerika'da zaten idam ediyorlar. Avrupa'da damgalayıp yaşayacağı mahalleyi ve evi bile devlet belirliyor. Ayağına taktığı kelepçeyle nereye gidip geldiği takip ediliyor. Okula, parka yanaşamıyor bu yaratıklar.
**
Ölüm cezası yoksa hadım edilip hapse atılıyor çıkınca da bu yaptırımlara maruz kalıyor. Uyuşturucu ticareti yapan, yavrularımızı zehirleyen vampirlere acımadan en ağır cezalar verilmeli, bunlara gün yüzü gösterilmemeli. Çocuklarımızın, kadınlarımızın ırzına yönelik alçak saldırılar, en katı - ibretlik cezalarla karşılanmalı. Kısasta hayat vardır.
**
Çocuklarımızın hayatı ve toplumun güveni için, bunlara kast edenlere merhamet gösterilmemeli, cinayet ve tecavüzlerine devam etmeleri için bir daha fırsat verilmemeli. İnsanlar artık isyan ediyor, lütfen yasa yapıcılar ve kamu gücünü elinde bulunduranlar, iktidar, muhalefet biran önce harekete geçsin.
**
Çocuklarımızın kötülüklerden uzak, kötü ruhlu sapık canavarların olmadığı bir dünyaya kavuşmaları dileği ile kalın sağlıcakla.