KEYİFLE OKUYACAĞINIZ BİR YAZI
Hey be! Yıllar sonra bir eğitimci, eğitimde bazı şeylerin eksik gittiğinin farkına varmış. Biz söylüyorduk da kimse bizi duymuyordu. İş meclise gidince ses getirdi. Toplumda büyük bir ahlak erozyonu olduğunu, görgü ve nezaket kurallarından yoksunlaştığımız artık herkesin dilinde. O kadar söyledik, yazdık, çizdik, ikaz etik olmadı. Üstelik suçlandık. Sesimizi bir türlü meclise ulaştırama şansımız olmadı. Netice de bir milletvekili sağ olsun düşünmüş taşınmış ve 'Adabı Muaşeret' görgü kurallarının ders olarak verilmesini istemiş... Hangi partili veya ismi önemli değil önemli olan bir eğitimci olması.
Milli Eğitim kanuna ek bir madde ile teklifini TBMM sunan eğitimciye elbette kimsenin itirazı olmaz, bu eksikliği hatırlattığı için teşekkür bile edilir... Esas mesele ve önemli olan pratikte kim nasıl uygular...
Yaşadığımız toplumda insani ilişkilerin de eski deyimle adaba muaşerete büyük bir ihtiyaç hasıl olduğu ortada. Toplumsal değerler zincirine baktığımızda milli, manevi ve ahlaki değerlerin nasıl bir inişte olduğu bunun eğitimin yetersizliği yanında servet edinme hırsından meydana geldiği hepimizin malumu...
İlkokul ve ortaokulda verilmesi gereken Adabı muaşeret dersi toplumsal yaşamın bir gereksinimin öngörüsü olarak ortaya çıkmış bulunmaktadır. Gerçi öğretmenler bunu hayatın her alanında bir ders olarak verdiklerine inanıyorum. Ancak son yıllarda ülkemizde öğretim eğitimin önünü geçince çocuklar bir yarış atı gibi koşulmaktadırlar. Çocukların görgü kurallarından, nezaketten, konuşma adabından haberleri bile olmuyor. Çocuklara izletilen filimler de 'oha, nah, yaho, lan' gibi söylemler çocukların nasıl edepten mahrum bırakıldığının bir göstergesi...
Bana sürekli 'kardeş' diyen öğretmenle aramızda geçen konuşmalar herkesin bu görgü kurallarının öğretilmesi bir mecburiyet olduğunu kabul edelim. Bana 'kardeş' diye hitap eden öğretmene bir gün 'kaç yaşında' olduğunu sordum. Baktım benden on altı yaş küçük. Ben de öğretmenlere hep 'hocam' diye hitap ediyordum. 'Hocam, bu gün sınıfta görgü kurallarını işledim. Bir üst sınıfta olanlara 'abi' demenin büyüklere saygının geri olduğunu ' söyledim.
Senin de bu dersi verip vermediğini sordum. O da 'tabi bende veriyorum.' Baktım bana halen 'kardeş' diye hitap ediyor. Artık bu kardeş kelimesi beni sıkmaya başladı. Ben 'hocam' denilmesini sevdiğimi söyledim. O yine 'kardeş' demeye devam etti. Bir gün 'ben senden on altı yaş büyüğüm, bana 'abi' demeye bilirsin ama 'hocam' demeyi neden denemiyorsun.' O da; 'seni çok seviyorum onun için kardeş diyorum.' Bir öğretmen böyle olursa elbette artık bunu mecliste ders olarak verilmesi bir mecburiyet olarak çıkmalıdır.
Su, ateş ve ahlakın hikayesi ile sizleri biraz düşündürelim…
Su, ateş ve ahlak dostluk kurmuşlar. Bir gün dolaşırken bir taraf karanlık orman, diğer taraf devasa kayaların bulunduğu dağ, içlerine bir korku düşmüş. Etraf boş, dağlar yüksek, orman karanlık, kafaları karşımış.
Her türlü ihtimale karşı birbirlerini kaybederlerse, nasıl bulacaklarını düşünmeye başlamışlar. Ateş ve ahlak suya sormuş:-'Kaybolursan seni nasıl bulacağız?'
Su:'Nerede bir şırıltı duyarsanız ben oradayım.' demiş.
Sıra ateşe gelmiş. Su: -'Seni yitirirsek ne yapalım?' diye sormuş.
Ateş:-'Duman gördüğünüz yerde ben varım.' cevabını vermiş.
Sıra ahlaka gelince cevabı şu olmuş:-'Beni asla kaybetmeyin; eğer kaybederseniz, bir daha asla bulamazsınız!'
Meclise önerge sunan eğitimcinin yazdıkları;
'Görgü kurallarına uymak diğer insanlara saygı göstermektir ve onların duygularına önem verdiğiniz mesajını göndermek demektir. Toplum hayatının düzenlenmesinde etkili olan genel görgü kurallarına uyan kişileri; terbiyeli, saygılı, nazik ve saire şeklinde nitelemek mümkündür. Birbirlerine saygılı bireyler, birbirlerine saygılı toplumları meydana getirecek, olumsuz tavırlar yerini daha uzlaşımsal tavırlara bırakabilecektir. Böylelikle eğitim, her insanın ihtiyacına, özellikle de toplumun ihtiyacına cevap verebilecek konuma gelebilecektir. Teklifimizle, 1960'lı yıllarda uygulanan bu sistemin tekrar uygulanması ve gelecek nesillere eğitim ortamında görgü kuralları öğretilmesi hedeflenmekte, böylece daha saygılı, görgülü, terbiyeli ve başarılı birer toplum olma yönünde ilerlememiz amaçlanmaktadır.'
Eğitimci hanım efendiye teşekkür ederiz.