Baba- oğul cennette buluşmuşsunuzdur inşallah

Resim hosting: YollaYap.com

23 Nisan 2016 tarihinde gazetemizde çıkan röportajımızın başlığı ve spotu böyle idi.

'Çocuğumun hastalığına mı yanayım, zorluklara katlanmaya mı çalışayım'

Bu haftaki röportajımızı yaklaşık iki yıldır oğlu Hasan Dikici'nin hastalığının tedavisi ile uğraşan Zeynel Dikici ile gerçekleştirdik. Konun hassasiyeti ve hastalık sürecinin aileler üzerinde oluşturduğu psikolojiden dolayı sorulması gereken bir çok soruyu kendimize ve yetkililere bırakarak yaptığımız röportajımız aslında Urfa'daki sağlık hizmetlerinin de vahametini bir kez daha gözler önüne sermemize vesile oldu.

Allah rahmet eylesin. Maalesef önce evlat Hasan Dikici sonra baba Zeynel Dikici Rahmet-i Rahmana kavuştu.

Allah kimseye evlat acısı yaşatmasın. Bir anne ve baba için evlat acısı dünyanın en zor acısı ve imtihanı derler.

Zeynel abi ile yaptığımız röportajdan sonra maalesef oğlu Hasan Dikici uzun süredir gördüğü kanser tedavisinin ardından hayatını kaybetti. Geride evlat acısı ile göz yaşları döken bir anne, baba ve aile bırakarak ebedi yurda göç etti.

Zeynel abi ise evladı için varını yoğunu döktü, borçlandı. Dönem dönem sohbetlerimiz oldu. Evlat acısının ne denli ağır bir yük olduğunu söylediği sözlerde ve bedeninde him.

Maalesef evladını kaybettikten sonra ağır yükü taşımak zorunda kalan Zeynel abi de kansere yakalandı. Oğlunu kaybettiği hastalık olan kanser ile kendisi de mücadele etmek durumunda kaldı.

Tedavi için Adana'ya gidip geldi defalarca. Yine yaptığımız sohbetlerde kendi hastalığını hiç söylemez varsa yoksa Hasan'ı ve onun yaşam mücadelesini anlatırdı.

Ve bir gün 5 Şubat 2018 tarihinde Zeynel abinin de tedavi için gittiği Adana'dan Şanlıurfa'ya dönerken Gaziantep'te trafik kazasında hayatını kaybettiğini öğrendim.

Hayatın insana neler getireceğini sadece Allah bilir. Ne zaman yaptığım bu röportajı görsem, ne zaman Hasan'ın o cıvıl cıvıl hali ile hastalığının ciddiyetinden habersiz bana hediye ettiği teşbihi elime alsam Hasan'ın gülen yüzü, dalgın, durgun, yüreği yanan hali ile Zeynel Abi hatırıma gelir.

O zaman üzülürüm, yüreğim acır.