Bir şehri tanımak için öncelikle, o şehrin hayatın realiteleri karşısında ortaya koyacağı refleksleri bilmek gerekir. Bu yüzden bir şehrin reflekslerini öğrenmenin en kestirme yolu nedir, diye bir soru ile karşılaşıldığında cevap bulmak için nasıl bir yol izlersiniz? Tabi buna herkes kendi adına bir cevap bulacaktır. Bundan eminim…

Yaşadığımız şehir, kendimize benzeyen şehirdir büyük bir ihtimalle. Bizim huylarımızı; yani iyi-kötü yanlarımızı yansıtan özelliklere sahiptir. Çünkü onu inşa eden biziz, orada yaşayan biziz. Alın terimizi her taşına, her sokağına, her meydanına döken... ve bununla inşa eden biziz. Bu inşa, sadece fiziki bir süreci değil aynı zamanda sosyal, psikolojik, teolojik/mistik boyutları da olan bir süreci kapsadığını belirtmek gerek. Böyle olmasından dolayı şehir bizden biridir ve tabii ki bize benzeyecektir. Bu anlamda 'bir şehri tanımanın en doğru yolu oradaki insanların nasıl çalıştıklarını, nasıl seviştiklerini, nasıl öldüklerini öğrenmektir' diyor A. CAMUS.

Bir şehri tanımak; sadece onun tabiatını, doğa harikasını, han ve hamamlarını, köprülerini ve çeşmelerini, mesire alanlarını, tarihi ve turistlik mekanlarını, yöresel yemek ve ürünlerini tanımakla birlikte, o şehrin olaylar karşısında ortaya koyduğu refleksleri (etki-tepki) de bilmek gerekiyor aynı zamanda. Birbirleriyle ve yabancı insanlarla olan beşeri ilişkilerini de bilmek. Şehrin bu refleksleri; kutsalları, ruhu, dini yapısı ve mezhebi, ideolojisi gibi toplumu ve dolayısıyla insanı şekillendiren bu argümanlar, şehir ve şehirli konusunda önemli ipuçlarını barındırmaktadır.

Başka bir deyimle bu tanıma olayını o şehirde yaşayan insanların huylarına bakarak anlayabiliriz. Çünkü bir şehirdeki hayat şartları, orada yaşayan bütün insanların kişilikleri üzerinde başattır. Ve insanların huyları, küçük nüans farkıyla birbirine yakındır.

Buradan hareketle Urfa için eğer bir saptamada bulunacak olursak şayet, Urfalının çalışma biçimi, birbirileriyle ve yabancılarla olan ilişkileri ve nasıl öldükleri konusunda, hemen hemen herkes hemfikirdir. Benim bu noktayı açmak için örnek vermeme gerek yoktur sanırım. Çünkü herkes az çok bazı şeyleri biliyor…

Urfa nasıl bir şehirdir?

Urfa, geçmişinden kaynaklanan birçok tarihi ve manevi olaylara ev sahipliği yapması bakımından önemli bir merkezdir elbette. Bu doğru… Urfa, birçok dinin ve ümmetin bir araya geldiği ve kaynaştığı yerdir aynı zamanda. Bu da doğru… Urfa, birçok coğrafi ve doğal şartlarla beraber, feodal bir zihniyeti de kendi damarları içinde barındırıyor. Bu da doğru….

Ancak, bütün bunlar, Urfa'yı gerçek anlamda tanımamıza ve anlamamıza yeterli midir? Elbette değildir! Zira bütün bunlar ve daha ötesi, bir araya geldiğinde, harmanlandığında Urfa ve Urfalıyı gerek sosyolojik, psikolojik anlamda, gerekse teolojik/mistik ve politik anlamda belki tahlil etmemize vesile olacaktır. Bu vesileyle Urfa'yı tanımak için, bütün bu realiteleri göz önünde bulundurmamız gerekecektir…

Buradan yola çıkarak yaşadığımız Şehri /Urfa'yı tanıma biçimi geliştirebiliriz…