15 Temmuz 2016'da ABD sömürgecilerinin güdümünde yapılan FETÖ/NATO askeri darbe teşebbüsüne karşı koyan kahraman Anadolu halkının zaferi, dünya silahsız sivil direniş tarihine geçecek güzel bir örnektir.
FETÖ, Müslümanların bütün samimi duygularını istismar etmiş, altın nesil iddiasıyla yola çıkanlar yetiştirdikleri gençleri, Hasan Sabbah'ın günümüz temsilcisi olan örgüt lideri 'Bizim hizmetimizin felsefesi bir yerlerde bir ev açmaktır ve örümceğin sabrıyla ağlarımızı öreceğiz, insanların gelip bu ağlara düşmesini bekleyeceğiz ve ağlara düşenleri eğiteceğiz.' diyerek işe başlamış; sonra ağlarına düşenleri devletine/hükümetine kasteden, halkına kurşun sıkıp bomba atan, milletin meclisini ve diğer kurumlarını tankla, uçakla bombalayan, yüzlerce vatandaşını-askeri-polisi şehit eden; vatan haini, devlet-millet-ümmet düşmanı örgüt mensubu haşhaşi militanı yapabilmiştir.
Bu alçak saldırı herkese ders olmalıdır. Müslüman aynı delikten iki kere ısırılmaz.
Deniz pislik tutmaz derler. Eninde sonunda içindeki yabancı cismi kabul etmez, dışarı atar. İslam dünyası da öyledir.
Müslümanların arasında yapılan örgütlenmeler eğer İslam'a uymuyorsa veya zamanla bozulmuşsa, belli bir süreçte ayarı ortaya çıkmakta, iflas etmekte ve genel olarak dışlanmaktadır.
Yeni Türkiye on yıldan fazla halkının hizmetindedir. Sivil Toplum Örgütleri taleplerini, uyarılarını demokratik, sivil, barışçı yollardan ve hukuk çerçevesinde bildirirler. İslami çizgide olan veya olmayan bütün STK'lar da bulunan Müslümanlar artık daha ayık, daha uyanık olmalıdırlar. Devlete karşı veya kendini devlet olmaya/ele geçirmeye uyarlamış yapılardan, dini ve milli duyguları radikal bir şekilde kullanan, bölücü ve yıkıcı illegal örgütlerden uzak durulmalıdır.
Bir Müslüman'ın bulunduğu toplulukta devletine karşı düşman ediliyorsa, kendi ismi yerine kod adı ile çağırılıyorsa, silah kullanmaya, illegal eylem yapmaya ve teröre özendiriliyorsa, lideri için hata yapmaz-günah işlemez deniyorsa, Kur'an'a ve sünnete uymayan söylemler ve hareketler söz konusu yapılıyorsa oralardan hemen uzaklaşılmalıdır.
Yasalara uymayan gizli bütün yer altı örgütlenmeleri mutlaka kötü niyetli kişilerin, yabancı istihbarat servislerinin oyuncağı olurlar, iyi niyetli insanlarımızı kullanırlar. Örnek vermeye gerek bile yok, 15 Temmuzda bunların en azgınının yaptıklarını gördük.
Haçlılar, görevleri gereği Müslümanlara saldırılarında çeşitli stratejiler uygulamışlardır. İslam coğrafyası da saldırılara karşı direnmekte, zulme rıza göstermemektedir. Buna Hak-Batıl mücadelesi diyoruz. Bu mücadele kıyamete kadar sürecektir.
İçinde bulunduğumuz zaman diliminde batı(l) saldırılar zaman zaman doğrudan olmakla birlikte, genelde Müslümanları birbirine kırdırmaya dönük projelerle uygulanmaktadır.
Emperyalist batı bunun için önce mezhep/milliyet/tarikat/parti/cemaat taassubu ile Müslümanları bölmekte, birbirini kırması için yardım etmekte, Müslümanlar iyice zayıflayınca da üstlerine çökmektedirler. Afganistan, Pakistan, Irak, Suriye. Mısır, Libya, Filistin ve diğerlerinde yaşadığımız gibi…
FETÖ'nün nasıl bir yapı olduğunu daha iyi anlamanız için, Selçuklu Devletimizin yıkımında önemli rol oynayan 'Hasan Sabbah hareketini' araştırmanızı tavsiye ederim. İllegal örgüt yapılanmalarını, haramı-helali iptal etmelerini, münafıklık ve takiyeyi mutlaklaştırmalarını, suikast ve cinayetlerini ve yönetimi darbelerle içten zayıflatıp ele geçirme eylemlerini okuduğunuzda Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan'ın bunları 'haşhaşi' diye tanımlamasının ne kadar yerinde olduğunu göreceksiniz.
15 Temmuz Haşhaşi Darbe Teşebbüsünden sonraki günlerde Ergenekoncu kalıntısı bazı kesimler; ülkemizdeki sorunun laikliğin uygulanmaması ve İslami kurumlar olduğuna işaret etikleri gibi, artık kendilerine ihtiyaç olduğunu ifade etmişlerdir. Halt etmişler tabi. Biz eski Türkiye'yi ve onların ne olduklarını unutmadık ki.
Müslümanlar Hakkın rızasını kazanmak için halka hizmet yolunda çeşitli metotlar uygulamışlar, sivil kurumlar kurmuşlardır. Haçlılar da bunları dejenere etmek / yıkmak / kontrol etmek için ellerinden geleni yapmıştır. İslami kurumlarımızdaki insani zaafları istismar etmeye çalışan batı(l), tabi ki kurumlarımıza da el atmıştır.
Böyle diye her ekoldeki kurumlarımızı reddetmek/karalamak yerine onları onarmak ve tedavi ederek desteklemek durumundayız. Yani pirincin içinde taş var diye hepsini toptan süpürmek yerine; Allah'ın Kitabı ve Resulü'nün sünneti çerçevesinde ayıklamalı, temizlemeliyiz...
Allah yardımcımız olsun...