Münafık, kişilik açısından kendisini diğerlerinden ayıran net ve derin şahsiyet çizgilerine sahiptir. Kur'an'ın üzerinde durduğu bu karakter özellikleri ikiyüzlülük/çok yüzlülük, inanç noktasında kararsızlık (tezebzüb), korkaklık, yalancılık, kötülük ve bozgunculuğa eğilimlidir. İman ile küfür arasında bocalayan münafıklar, bazan Allah'ı hatırlar gibi davranırlar. Fakat, Allah'a oyun etmeye çalışırlar ve gösterişte bulunurlar. Namaza da üşene üşene kalkarlar. (Nisâ,4/142-3). İnsanları Allah yolundan döndürmek için yalan yere yemin ederler. (Mücadele, 58/14; Münâfikûn, 63/2). Münafık kelimesi; Tarla faresinin bir tehlike anında kaçmasını sağlamak üzere yuvası için hazırladığı birden fazla çıkış noktasının birinden girip diğerinden çıkması biçimindeki kök manasından hareketle, münafık, dinin bir kapısından girip diğerinden kaçan çifte şahsiyetli kimse olarak tanımlanmıştır. Aynı zamanda Münafık; İki yüzlü, araya nifak sokan, ahdini bozan, yalan söyleyen, ihanet eden, görünüşte Müslüman olup hakikatte kâfir ve İslam'a düşman olan kişi manasında kullanılır. Kur'an-ı Kerimde Bakara suresinin ilk üç ayetinde MÜ'm inlerin özelliklerinden, sonraki iki ayette kâfirlerin özelliklerinden ve hemen ardından gelen on iki ayette de münafıkların özelliklerinden bahsetmektedir.

Münafıkların en bariz özellikleri çok fazla yemin etmeleri, yalan söze fazla başvurmalarıdır çünkü kalpleriyle inanmadıkları hâlde inandıklarını söylemeleri bir yalandır. Bu yüzden münafıklar insanlarca alametlerin en çirkini olan kizb (yalan) ile teşhir edilmişlerdir. Münafıklar menfaat ve çıkarlarına göre hareket ederler Müslümanlara karşı dıştan samimi görünürler. Hakikatte ise bu duygularında samimi değillerdir. Kendilerini MÜ'minlerle bir tutarlar. Oysaki; Allah'a ve ahiret gününe inanmadıkları halde inandık diyenler, ıslah amacıyla yeryüzünde fesat çıkaranlar, inanan insanları beyinsizlikle, sefillikle itham edenler, müminlerin yanında hep iki yüzlü davrananlar yine münafıklardır.

Yine bir kıyaslama yapacak olursak; Mü'min, dini yerine malını feda eder, münafık ise malı uğruna dinini satar. Mü'min iyilik işlemekle birlikte günahlarına ağlar, tövbe eder, münafık ise kötülük işlediği halde güler. Mümin günahını dağ gibi görüp üstüne düşeceğinden korkar, münafık ise burnunun üzerine konan ve hemen uçacak sinek gibi görür. Münafıklar bırakın müminlerle kıyas edilmeyi, neredeyse kafirlerle dahi kıyas edilmeyecek kadar kötü bir yol seçmişlerdir. Çünkü alay etme, aldatma, ikiyüzlülük, hile, kizb, riya gibi kötü ahlaklar münafıkta vardır.

Kafirde o derece yoktur. Çünkü kâfirin durduğu yer ve Müslümana karşı aldığı tavır bellidir. Müslümanlardan görünmez. Her yerde kinini, öfkesini dile getirir. Münafıklar cehennemde kafirlerden daha alt tabakada, cehennemin en alt katında azap çekeceklerdir. Aşikare bir surette münafıklığı çok kimseler tarafından tasdik edilmiş münafıkların cenaze namazları dahi kılınmaz. Münafıklar meçhul ve kandırıcı oldukları için İslam üzerine cinayetleri kafirlere göre daha büyüktür. Çünkü harici düşman göründüğü için sağlamlığı, cesareti artırır. Dahili düşman ise görünmediğinden ve bilinmediğinden cesareti azaltır, Manevi kuvveti kırar. Fitne çıkarır. Örnek olarak ise Uhud savaşı öncesinde Müslüman görünüşlü münafık olan Abdullah bin Übey üç yüz kişilik kendi taraftarını alarak tekrar Medine'ye dönmesi üzerine bin kişilik İslam ordusundaki asker sayısı yedi yüze düşmüş, Müslümanlar yedi yüz kişilik orduyla Uhud Savaşı'na katılmıştır.

Münafıklar ehli kitaptan oldukları için şeytani bir zekâ sahibi olup, daha hilekâr daha desiseci olurlar. Çünkü dini değerleri çok iyi bilen birisinin münafıklığı daha derin daha aldatıcı olur. Din ile aldattığı için kendisini gizler. Kolay kolay kendini ifşa ettirecek hatalar yapmaz. Sürekli Müslümanların içinde vakit geçirdikleri için Müslümanların her halinden haberdar olurlar. Münafıklar çok iyi laf cambazlığı yaparlar, cerbezeleri vardır ve Münafıklar gözlerine hâkim olup istediği şekilde ağlayabilirler. Kolayca ağladıkları için inandırıcı olabilirler. Kendilerini masum gösterebilirler. Bu yüzden Müslümanlara daha kolay zarar verebilirler.

Esasında münafıklar bu iki yüzlü halleri ile Allah'ı c.c. kandırmak istemişlerdir. Allah, c.c ise ilmiyle onların bu haline âlimdir. Peygamber efendimiz ise vahiyle vakıftır. Mü'minler ise imanın verdiği bir ferasetle onların hilelerini sezmektedirler. Buna rağmen münafıkların isimleri aşikare bir şekilde ortaya çıkarılmamıştır. Çünkü; Bazı durumlarda kötülük ifşa edilmezse tedricen zail olması ihtimali vardır.

Münafıkların Müslümanların ve imanın güzelliğini gördükçe tövbeye yönelme ihtimalleri vardır. Fakat şahısları tayin edilse, kötülüğü yapan kimsenin hiddetini tahrik eder, fenalığı daha fazla yapmasına sebep olur. Bundan dolayı münafıklar isimleriyle açığa çıkarılmamışlardır.

Rabbimiz azaptan başka bir neticesi olmayan bu fiilden ve bu fiile yaklaştıracak her şeyden bizleri uzak tutsun. Ve tüm alemi İslam'ı münafıkların şerrinden muhafaza etsin.

Âmin. Selamla Kalın Selamette Kalın.