2023 Seçimleri için geri sayımın başladığı şu dönemde iktidar ve muhalefetin saha çalışmaları hız kazandı. Cumhur İttifakı'nın işi kolay değil. Zira tek bir cephede mücadele etmiyorlar. Bir yandan ülke idaresiyle meşgul olurken diğer yandan dış politikada çevrelenmiş bir şekilde adım atılmaya çalışılıyor.
**
Kur saldırısı, Suriye, Kuzey Irak, Afganistan, Libya, Doğu Akdeniz, Kıbrıs, Dağlık Karabağ, Somali, Mısır, Sudan derken Etiyopya'da da dikkatle takip edilmesi gereken süreçler yaşanıyor. Türkiye'nin sözde müttefiki ABD; bölgede çilingir olarak kullandığı DEAŞ'ı yeniden diriltiyor. PKK'ya nakledilen on binlerce ağır cephaneye ek olarak, bazı ABD üslerinde teröristlere savaş uçağı ve helikopter eğitimi veriliyor. Ağır tanksavar roketleri ve hava savunma füzeleri de cabası.
**
Geçen yıl her vatandaşın benimsediği 'Mavi Vatan Doktrini' bu yıl nedense aniden unutuldu. Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) gibi hayati adımları askıya aldık. Sondaj gemilerimiz limanlara çekildi. Bu kavramları üreten ve kovalayan liyakat sahibi insanlar da pasifize edildi.
**
PKK'nın ne tür bir canavar olduğunu aradan geçen 43 yılda öğrendik ancak FETÖ aynı genetiğe sahip bir yapılanma değil. Bu örgütü sadece ordu ve emniyet birimlerinden temizlemek yetiyor mu? Paralel bir devlet yapılanması kurarak ülke yönetimini ele geçirmek için darbe yapmaya kalkan bir örgüt, ekonomi ve dış politikanın kritik birimlerine sırmayı düşünmemiş midir?
**
Ülkede tüm bunlar yaşanırken ülke yönetmeye aday olan Millet İttifakı (CHP + İYİ Parti), 2023'te ipi göğüsleyebilmek için HDP oylarına ihtiyaç duyuyor. Geçtiğimiz aylarda Diyarbakır'da HDP heyetiyle birlikte halay çeken CHP heyeti, önceki günlerde Şanlıurfa'yı ziyaret etti.
**
Ziyarette akıllarda kalan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun gafları ve bölgeye Fransız kalışıydı. Urfa için 'Türkiye'deki fındık üretiminin yüzde 43'ünün karşılaşan şehir' derken Fıstığı kastettiğini anlayabiliyorsunuz. Ancak çiftçilere verdiği 'Bedava elektrik sözü' akıl alır gibi değil.
**
Ülke yönetmeye aday bir Ana muhalefet liderinin, Urfa'daki tarımsal enerji tüketimini bilmemesi bence utanç vericidir. Urfa'daki tarımsal enerji tüketimi orta ölçekli bir sanayi şehrinden daha fazladır. Bunun yerine destekleme sisteminin daha denetlenebilir olmasıyla ilgili bir vaatte bulunabilirdi.
**
Ya da pamuktan başka ekecek bir şey bilmeyen çiftçilerimiz için sahada etkin eğitimli bir sistemin kurulmasını savunabilirdi. Dikkat çeken bir diğer olay da 2018'de, Suruç'ta eşi ve iki oğlu öldürülen Emine Şenyaşar ziyaretiydi.
**
Diyarbakır'da evlat nöbeti tutan aileleri pas geçip HDP heyetiyle birlikte gerçekleştirilen bu ziyaret hiç samimi değildi. Konuşacak çok şey olsa da şimdilik bu kadar.
Selam ve dua ile kalın sağlıcakla…