Konya, her yıl olduğu gibi bu yıl da Şeb-i Arus'a hazırlanıyor. Şeb-i Arus, Mevlana'nın ölüm günü (veya vuslat günü) olan 17 Aralık tarihinde Mevlana'yı anma amacıyla akşam yapılan törenin adıdır. Her yıl 17 Aralık tarihinde ikindi vaktinden sonra Kur'an-ı Kerim okunarak çeşitli etkinlikler düzenlenir.
Bu yıl 743'üncüsü düzenlenmesi planlanan Şeb-i Arus etkinliklerine her yıl gerek yurt içinden gerekse de yurt dışından çok sayıda ziyaretçi katılıyor. Devletin en üst makamından etkinliklere katılım oluyor. Cumhurbaşkanı, Başbakan çoğu kez bu etkinliklerde önemli mesaj verdi. Konya ve Mevlana o kadar iç içe geçmiş ki Mevlana denilince akla Konya, Konya denilince de akla Mevlana gelir. Tabi bu durum doğal olarak Konya'nın turizmine katkı da sunuyor. Tabi tüm bunlar belli bir çalışma ve gayretin ürünü…
Gerek Kültür ve Turizm Bakanlığı gerek Konya Belediyesinin öncülük ettiği bu etkinlikler, tam 7 asırdır devam ediyor. Bu etkinliklerde emeği geçen herkesten Allah razı olsun.
Şimdi gel gelelim bize yani nam-ı diğer 'Peygamberler Diyarı' Şanlıurfa'ya… Konyalılar, 7 asırdır bir İslam alimi için bu kadar hassasiyet gösterip ona ve misyonuna sahip çıkıyorken (küçümsemek için değil) nice Peygamberleri, tarihte nam bırakmış alimleri bağrında taşıyan biz Şanlıurfalılar, neden aynı hassasiyetle kültürel değerlerimize sahip çıkamıyoruz?
Neden sabır abidesi Hz. Eyüp (as) için daha kapsamlı etkinlikler yapamıyoruz? Neden Peygamberlerin atası sayılan tevhit önderi Hz. İbrahim (as) ve onun misyonunun tanıtılması için harekete geçmiyoruz? Ya da neden bu topraklarda meftun İslam alimlerini yeterince tanıtamıyoruz? Ve neden ile başlayan bir o kadar da cevap bekleyen daha birçok soru…
Bu söylediklerime bazı itirazlar duyar gibi oluyorum. Olur mu canım, 'Halil İbrahim Buluşmaları' etkinlikleri, 'Hz. Eyüp Sabır Günleri etkinlikleri vardı ya… Doğrudur, biraz konuya açıklık getirelim… Öncelikle Hz. Eyüp ile ilgili yapılan etkinlikler çok cılız kaldı belki de yeterince tanıtımı yapılamadı. Geçtiğimiz dönem belediye tarafından iki defa ileri bir tarihe ertelenen bu etkinlikler bir daha da gündeme gelmedi. Ne olacağı hakkında bir açıklama yapılmadı. Zaten soran da olmadı.
Şimdi gelelim Halil İbrahim Buluşmalarına… Malumunuz Halil İbrahim Buluşmaları, 2007 yılında ulusal düzeyde, 2008'de ise uluslararası düzeyde hayata geçirildi. Sevgi, hoşgörü, diyalog, cömertlik gibi birçok 'sihirli kavram'la kamufle edilen bu etkinliklerin amacı tabi ki Hz. İbrahim'i tanıtmak değildi. Zaten her yıl yapılan etkinlikler, birçok eleştiri ve tartışmayı da beraberinde getiriyordu. Etkinliklerde yarı çıplak sanatçıların konserleri bir yana Yahudilik ve Hristiyanlığı meşrulaştırma, İslam'ı da protestanlaştırma çabaları feraset ehli tarafından görülüyordu birçok kişi görmek istemese de…
O dönemlerde adına 'Hizmet Hareketi' şimdilerde ise adına 'FETÖ' denilen bu yapı, Hz. İbrahim'i maalesef İslam dünyasının sosyo-kültürel açıdan hazırlayarak kültürel işgale hazır hale getirmek için kullandı. FETÖ'nün 'Dinler Arası' sonradan 'Kültürler Arası Diyalog' çalışmalarına bakılırsa sanırım Şanlıurfa ili pilot bölge olarak seçilmişti. Fakat FETÖ ve uluslararası dostları için evdeki hesap çarşıya uymadı ve Türkiye'de yaşanan siyasi gelişmeler sonucu bu etkinlik rafa kaldırıldı.
Ayrıca küçük ama dikkat çekici bir ayrıntı daha…, 2006 tarihinden itibaren Hz. İbrahim'in daha iyi anlaşılması için her yıl başta Şanlıurfa olmak üzere tüm şubelerinde 'Hz. İbrahim'i Anma ve Anlama Etkinliği' düzenleme kararı alan Mustazaflar Cemiyetinin bu girişimden sonra 'Halil İbrahim Buluşmaları'nın (2007) hayata geçirilmesi de üzerinde düşünülmesi gereken başka bir konu…
Evet, geçenlerde Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Türk Dünyası Vakfı Mütevelli Heyeti ile birlikte Şanlıurfa'yı ziyaret etti. Bu ziyaretinde Vali Tuna'nın kültür ve sanat alanındaki tecrübesini hatırlatarak 'Şanlıurfa için müjdelerimiz var' dedi. Bu müjdelerin ne olduğunu ancak zaman gösterecek.
Şimdi yukarıda da belirttiğim gibi eğer yanılmıyorsam en son 2014 yılında düzenlenen Halil İbrahim Buluşmaları, bir daha da yapılmadı. Bu etkinlikler bir daha niye yapılmadı ya da farklı bir evreye mi girecek onu bilmiyoruz. Ama eğer sebep FETÖ ise birilerinin bu etkinlikleri sinsi emelleri için kullanması bizi Hz. İbrahim'den uzak tutmamalıdır. Kültür ve sanat alanında deneyimli bir valiye sahip 'Peygamberler Şehri', birçok yönden olduğu gibi kültürel açıdan da hak ettiği yere gelmelidir.
Şanlıurfalılar, bağrında taşıdığı kültürel hazineye sahip çıkmalıdır. Şanlıurfa için bir değer olan Peygamberlerin daha iyi tanınması için Konya'daki Şeb-i Arus etkinlikleri gibi 'Kur'ani çerçeve' esas alınarak her yıl geleneksel etkinlikler yapılmalıdır. Başta Şanlıurfa Valiliği, Şanlıurfa Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Şanlıurfa Belediyesi ve STK'lar olmak üzere bu konu üzerinde önemle durmalıdır. Resmi yetkililerin bu konuda bir adım atmaması durumunda STK'lar, bir araya gelerek bu yönde adım atmalıdır.
Fakat yapılacak bu etkinlikler, sakın festivallerle karıştırılmamalıdır. Ayrıca; Peygamberlere sadece 'Turizm getirisi olan bir kumbara' gözüyle bakılmamalı onların getirdiği ilahi mesaja dikkat çekilmelidir. Unutulmamalıdır ki peygamberlerin en önemli mesajı insanları kulların kulluğundan kurtarıp sadece Allah'a kul yapmaktır.
Ha bu arada son dönemlerde Örencik Köyünde ortaya çıkan 'Göbeklitepe Tapınağı' nın neredeyse Hz. İbrahim'i unutturacak derecede daha çok öne çıkarılmasını mı merak ediyorsunuz? Onu da gelecek yazımızda irdeleyelim…