İnanacağımız şey bellidir. Her çocuk İslam dini üzere doğar. Anne baba, çevre, okul ne ise çocuk öyle şekillenir. Halkı Müslüman olan toplumda ise durum farklıdır. Çocuk gözünü açarken Müslüman toplumdadır. Annesi babası akrabası namaz kılıyor, haram helal diyor, yaratan biri var diyor.

Çocuğun adı bile İslami'dir. İşte bu Müslüman çocuk değişik evrelerden sonra topluma karışıyor. İstemese de toplumdan etkileniyor. İnsanın birinci görevi Rabbini tanımak, sünneti bilmek, bünyesine iyi ahlakı yerleştirmektir. Çalışırken hayatının tüm alanlarında haramlardan kaçınmaktır. Ölürken iyi bir amel ile yüce Rabbin huzuruna çıkmaktır. Kime inanalım derken insanın inancında bozulduğu asrımızda gerçekten gerçek dini yaşamak çok zorlaşmıştır.


Din kimden öğrenilir? Elbette ki dini bilenlerden, peki bilenler dini doğru bilmiyor, gerçek dini anlatmıyor, Din kisvesi altında her gün kendisinden olmayanı itiyor, karalıyorsa, o zaman vay bizim halimize. Helal belli haram bellidir.

Din adına toplum arasında öyle şeyler var ki, dini bilmeyenleri kahrediyor. Mevcut olan dini akımlar, siyasi akımlar insanları dine değil, şahıslara, meşreplere, davet ediyorlar. Bu çok tehlikeli bir durumdur. Dini tahrip edici bu durumların olmaması için davayı dert edinenler bir İslam şurası kurmalıdırlar. İçinde Ehlisünnet alimleri olmalı. Sorunlar bunlarla çözülmelidir.

Cuma günleri hangi camiye gidiyorsam ayrı çalınan bir tel var. Konu anlaşılsın diye yazıyorum. Her adım başı Banka mevcut. Bu günkü bankalar faiz müessesi olmuş. İnsanın bu bankalarla ilişkisi nedir kimse tam anlatmıyor. Hatta bazı alim geçinenler ev araba almak için bankadan kredi almak caizdir diyor. Bazıları ise aman ha haramdır diyor.

Toplum fertleri doğrunun peşinde ama doğruyu bulamıyor. Hiçbir hocanın ey zenginler elinizdeki servetten fakirlere gücü olmayanlara borç olarak verin sevap kazanırsınız, diye anlattığını görmedim.

Toplumda tarikatlar din haline dönüşmüş, Tarikat yol demektir. Tarikatlı olmak takva sahibi olmak demektir. Ancak tarikat şeriatsız olmaz. Tarikatla insanlara faydalı olmaksa, anlatılanlar hurafelerle doludur. Şeyhi olmayanın, şeyhi şeytandır diyorlar. Söz kimin belli değil, ahır ve ağır zamanda Ümmet 73 fırkaya ayrılacak tek bir gurup kurtulacak diğerleri cehennemi boylayacak, her meşrep sahibi o kurtulan gurup benim diyor.

Böyle saçmalık olur mu? Dini doğru anlatan ehlisünnet çizgisinde bilenlere çok ihtiyaç var.

Dinde olmayan şeylerle toplum fertleri helake gidiyor. Televizyon alimlerinden biri çıkıyor kaderi şefaati, hesap meleklerini inkar ediyor. Peygamberimizle bir ama arasında geçen bir hadiseyi gaddarca ümmetin peygamberine o kaba adam diyebiliyor, kimseden ses yok. Mensup olduğumuz dini sanki çok ucuz bulmuşuz. Halbuki dinin mirasyedileriyiz.

Biri çıkıyor İslam alimi Bediuzzaman'a dil uzatıyor. Dersini alıyor saldıran biraz arsız ve namerttir. Müslümanlar bunlarla mı uğraşmalı? Müslüman'ı yok etmek isteyenler her gün Müslüman'ın kanını akıtan İslam ve Müslüman düşmanları ile uğraşsın.

Gençlik dinden koparken, toplumda namazsızlık hakimken, haramları işlemek çok yaygınken, iyiliği emir kötülükten men silahını ne zaman kuşanacağız. Allah kelamı KUR'AN ayetleri hem CENNET hem de CEHENNEM'DEN bahseder, herkes tozpembe tablo çizerek sanki garantilemişler gibi hep CENNET'TEN söz ediyorlar kimse CEHENNEMİN şiddetli azabından söz etmiyor.

Oysa Rabbimiz KUR'AN'IN değişik ayetlerde, müşrikler ve gayri Müslimler için. Çok çetin, şiddetli ve ebedi azaplar olacağını ferman buyuruyor. Neden bahsedilmiyor? Ne diyelim? Ölelim de görelim…