Gütme belki insan onurunu kırıcı bir kelime olabilir. Dünya sarhoşluğu ne yazık ki, insanoğlunu bu akıma doğru götürüyor. Gütmek totaliter rejimlerde olur. Kimisi kendi toplumunda, kimisi dünya insanlarını gütmede çok mahirdir, dünyada insan gütme sevdalıları çok lider bulunabilir dün olduğu gibi bugün de gütme heveslileri çokluktadır. Bilimde, ilimde, teknolojide donanımlı halklar güdülmeyi kabul etmezler. Global dünya'ya baktığımızda adam bakan seçilmiş, Milletvekili olmuş, korumaları bile yok. Halk gibi halk arasında dolaşır.

Bu bir kültür meselesidir. Olgunluk ifadesidir. İyi veya kötü tutumları ile nice krallar, sultanlar, Şahlar, Padişahlar Başbakanlar, Cumhurbaşkanları gelip geçtiler. Halkı kandıranlar, Halkı kendilerine taptıranlar, dediğim dediktir diyenler, halkına zulmedenler olduğu gibi, halkını seven halkından biri olan merhamet timsali liderlerde gelip geçtiler. Halksız liderler halkın gücü despotluğu def etmek için yeterli olmasa bile, en az halkın hafızalarında mahkûmdurlar.
Medeni hukukta toplumda idare edenler, idare olunanlar, yani yöneten yönetilenler diye tasnif edilir. Dünyada öyle seyler'le karşılaşıyoruz ki, isim bile bulmakta zorlanıyor insan Suriye'de olanlara ne ad koyacağız. Demokrasi dedikleri sistemle galibiyetle halkın tercihi ile başa gelen Mursi kadim Ülke Mısırda Darbeci Sisi bir gecede halkın iradesini atom bombası ile bombaladı. Şu an Sisi gaspçı lider halkın iradesi ile seçilen Mursi zindanda, Mursiyi destekleyenlerin çoğu zindanlarda, bazıları idama bile mahkûm edilmiş, Dünyada bu halksız gütme sevdalılarını seyrediyor. Halen demokrasi diyor, insan haklarından bahsediyor. Müslümanların gerçek dinden kopuş nedenlerinden olacak ki, gütme sevdalıları İslam ülkelerini deneme tahtası haline getirmişler atını oynatıyorlar. Nerde halka dayalı bir şey varsa orada gütme sevdalıları çanlarını çalıyorlar.

Baş kaldıranlara terörist diyorlar. Bu gütme sevdalıların borazanları var ki, pirleri bunların ellerine su bile dökemez. Yalnız şu bir gerçektir ki Ebucehilde insanları gütme zihniyetine sahipti. Öldürülünce bir kuyuya atıldı. Ümmetin Peygamberine kalmadığı hakaretleri yapan bu gütme kafalı. Bu gün ümmet fertlerinin lanetlisidir. Mekke deki evi şu an tüm ümmet fertlerinin defi hacet yapma (VC) mekanıdır. İşte insanlardan gütme heveslilere halkça verilen unvan budur.

İnsanların insanlara yaptığını, hiçbir canlı yapmamıştır. Bir saltanat, gütme adına halkından milyonlarca insanı güzünü kırpmadan katledenler hala makamlarını sağlama almaya çalışıyorlar. Bazıları halen bu katili, katilleri alkışlıyor destekliyorsa bu insanlarda bir akıl tutulması var demektir. Her insan genellikle dokuz aylıktır. Yaratılış olarak her insan değişkendir. Aynı kalıpta değildir insan dinimizde kanun karşısında eşit olmada tarağın dişleri gibidir diye tarif edilir. Fakat İnsan kur'an da tarif edilirken, bu sefer insanın çok cahil çok zalim olduğunu söyler haber verir. Olanlara karşı uyanık olmamızı öğütler kur'an. Ülkelerde seçimler yapılıyor, seçen seçileni oy kullanarak belirliyor. Bu seçilenleri vitrine koyan ise liderlerdir.

Buna halka dayalı sistem denmez, seçilenleri halk belirlemelidir. Seçilenleri boyamaya, makyaj yapmaya vitrine koymaya liderin ne hakkı var. Bu durum heveslilerine ben gütmeyi seven çabalayan kitle diyorum. Benim oyumla seçilen niçin benim gibi olmasın. İnancımızda yönetende merhamet olmalı, acıma duygusu olmalı, halka karşı sorumluluk taşımalı, yaptıklarından dolayı kalbinde Allah korkusu olmalı, aç olan insanın sorumlusu benim demelidir. Halka hesap verme anlayışında olmalı, yoksa güden zihniyetli olur.

Güncel olaylara gelecek olursak Ülkemizde iki ay sonra seçimler olacak. Partilerin adaylar belli oldu. Dün bu köşelerde AK Parti'yi göklere çıkaranları şimdi isyan bayrağını çekenleri görüyorum. Ben iyi niyetle hep AK Parti'yi destekledim. Gerek İlimizde, gerekse Türkiye geneli adayların belirlenmesinden sonra toplumda şu görüş hakim adaylar çoğunlukla halkın tercihi değildir görüşüdür.

El mi yaman bey mi yaman demişler ya yanlışa sebep olanlar sonuca da katlanırlar. Benden başka alternatif yoktur nasıl olsa bu halkın oyu benimdir anlayışı yanlıştır. İlimiz oy potansiyeline göre kalkınmada bazı illerin çok gerisindedir. Başta işsizlik: Neden işsizliği önleyecek yatırımlar, fabrikalar yapılmıyor? Stadyumlar bu aç halkın karnını doyurmuyor hep başka bahara güven kaybıdır.

Halkın tepkisinde haklılık payı vardır. Siyasetçilerin bu ve bunlara benzer konuları görmesi, bilmesi lazım. İlimizden ayrılacak olan bakanımız Sayın Faruk ÇELİK 12 Yılda Şanlıurfa'ya 20 katrilyon para aktardık diyor. Merak ediyorum tüm bu paralar birkaç düzenlemenin dışında nereye harcanmış? Bu para ile Şanlıurfa'mız yeniden inşa edilebilir düşüncesindeyim. Bu duygu ve düşüncelerle yeni seçilecek vekillerin hayırlı hizmetlerde bulunmaları ve ilimizi kalkındırmak için canla başla çalışmaları dileklerimle…