Geçenlerde bir grup konuğum vardı. Ben bir vesileyle İstanbul'a gittiğim zaman Urfa'nın tarihi mekanlarını, kültürel mirasını, sosyal yapısını ve insan ilişkilerini dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışırım. Herhangi bir yerde edinemediklerinden yeterince bir bilgiye sahip olmadıklarından, Urfa'da ki kadim tarihin mirasından habersiz olduklarını anladığımdan, orada bulunanları Urfa'ya davet ettim. O grubun içinden dört kişilik edebiyat çevresinden dostlar öneri ve isteklerimizi dikkate alarak Urfa'ya mecburi uğramışlar. Hem tarihi mekanları gezmek, görmek hem de beni ziyaret etmeyi fırsat bilmişler.
Havaların yakıcı sıcaklığına rağmen kalkıp Göbekli tepeye gittik. Göbekli alanda çalışma olduğundan dolayı içeriyi gezme olanağını bulamadık etrafı gezdik biraz bilgi verdikten sonra temiz bir hava alıp geri döndük. Göbekli tepeyi eşsiz kılan onun anıtsal mimari olmasındandır. Bu eşsiz mimari unasco tarafından dünya mirasına kabul edilmiştir. 1995 yılından beri kazısı devam eden Göbeklitepe insanlık tarihi hakkında bildiklerimizi ve öğrenmek için yaptığımız araştırmaları yeniden düşünmemizi sağlayacak, yerleşik tarih hakkında bilgilerimizi yenileme, dinler tarihini sorgulatma anlamında çoğu kimsenin varlığından dahi haberi olmadığı bir arkeolojik çalışma... Yeterince reklam, yeterince propogandayı ilgilisine yetiştirmede yetersiz kalıyoruz demek…
Açıldığı günden beri bir kaç kez gitmiştim. Hatta orada benim rehberliğimde iki televizyon programı da çekildi. Bizim ki gönüllü rehberlik, doğup büyüdüğümüz, havasını teneffüs ettiğimiz, suyunu içtiğimiz, güneşinde kavrulduğumuz bu topraklara karşı sorumluluğumuzu yerine getirmektir. Bu programlar sayesinde tarihi varlıkları merak edenler ve "Göbekli tepe" yi görmek isteyenler bizi bir vesileyle arayıp buluyorlardı. Bizde seve seve onları bilgilendiriyor ve gelip yerinde görmeleri için önerilerde bulunuyoruz.
Her gittiğimde etrafındaki köye uğrar mutlaka şimdiye kadar görmediğim yaşlıları bulup onlardan bilgi edinmeye çalışırdık. Gelen konukları Göbekli tepeyi anlatırken isminin nereden geldiğini merak ettiler. Aslında buranın ismi "Girê Miraza" (Dilek tepesi) olduğunu yakınındaki köye izafeten "Göbekli" ismi verildiğini onlara izah ettim. Yakındaki bir köyden dolayı Xırbê reş" (karaharabe) diyenler olduğunu de var. Göbeklitepe sözcüğünün çevri olarak "girnavik" diyenler olsa da tarihte ki ismi ve halk arasında söylenen ismi "Girê Miraza" (Dilek tepesi) dir.
Bu ismin verilmesinin nedeni insanların gidip özel günlerde bu tepedeki ağaca bez bağlama ve oradaki mezarlara dua ederek dilekte bulunmasından ileri gelmektedir.
Tarihi gerçeklikten hareketle herkes üzerine düşeni yaparsa toplumsal yapı geçmişine fazlasıyla saygı duyar. Gerçeklerin söylenmesi yazılması sağlıklı bir toplumun yapılanmasına neden olur. Tarih ismiyle cismiyle yok edilirse, tarihe bağlı damarların kesilmesi anlamına gelir. Köksüz ağaç yaşamayacağına göre insanlarda tarihi bağlarla geçmişine bağlı olduğuna göre onların da köksüz kalırlar. Bu tarihi miras, kültürel varlıklar uygarlığın gelişmesini önemli kılmaktadır.
Tarihi mekanların isimlerini orijinal haliyle söylemek tarihe ve kültürel mirasa saygıdır. Siz şimdi Nevala Çori, Hasan keyf, Berçem, Ani harabelerinin ismini değiştirebilir misiniz? Siz "Efes harabeleri" adiyle bilinen Antik Yunan eserlerini değiştirip yeni isimle adlandırırsanız o tarihi mekanlara ve insanlığa ne derece hakaret olduğunu bilmelisiniz.
Bir ara parlamentoda Harran ilçesinin ismini değiştirerek "Altınbaşak" yaptılar. Ancak tüm yazışma ve baskılara rağmen Harran ismini değiştiremediler. Soğalmataru ismini Yağmurlu, Şuayp şehrinin ismini Özkent olarak değiştirdiler. Levhalar öyle olsa da insanların dilinden ve gönlünden onları değiştiremediler.
Demek ki her şey tarihi geçmişi ile vardır ve yaşar. Çarmelik Han'ı hala otantik ismiyle anılması ona ayrıca bir değer katmaktadır. Onun ismi değiştirilirse aldığı isim kaybolursa onun tarihi geçmişi de beraberinde kaybolur. Tarihi mekanlar isimleriyle yaşar onların isimlerini değiştirmenin doğru olmadığı gibi orijinal haliyle kalmaları tarihe ve insanlığa saygıdır.
Bu isimleri değiştirmek isteyenler bir garabet içindedirler. Doğrusunu gerçek ismini söylemeyip, gerçeğini saptırıp hoşuna gittiği şekliyle söylemeleri kabullenir bir durum değildir. İnsanları tarihi isimlerden vazgeçirmek adına tarihi mekanların ismini değiştirmek cahillik olduğu kadar şovenizmin baskısıdır. Dahası kötü niyetli insanların bunca yıl toprak altında kalmış tarihi varlıkların ismini değiştirerek yok etmek demektir. O zaman onları niçin yer yüzüne çıkarma uğraşına girişiyorsunuz.