Toplum içinde yaşıyoruz. Herkes şikayetçi, bize ne oldu nazar mı değdi. Son zamanlarda kimi konuşturursan dert küpü olmuş. Hep hırsız suçlanır diye bir laf vardır. Ev, iş sahibinin hiç mi yok suçu elbette var. Birinci neden ferdi ve toplum olarak bizi biz yapan tüm kadim değerlerden kopmuş bulunuyoruz. İbadetsizlik had safhaya ulaşmış. Yapılan ibadetler de bizi kötülüklerden alıkoymuyor. Tüm tüketim maddelerinde aşırı bir zam var. Fakir fukara, sabit gelirlinin alım gücü kalmadı. Piyasada para yok. Sayın tarım bakanı bir gerçeğe parmak basıyor buzdolapları boş olursa her şey boştur. Doğru bir kelam cepte para olmazsa buzdolabı elbette boş olur. İktidarın halkın ihtiyaçlarını karşılamak için belediyelerce açtıkları satış mağazaları bazı illerin ve o illerde de bazı semtlerinin dışında derde deva olmadı.
Tarım ülkesi olmamıza rağmen bu halde olmamız, yakınmamız ülkemize yakışmıyor. Yanlış tarım politikasından vazgeçerek üretim atılımları acilen atılmalıdır. Et, bakliyat, sebze ithal etmek, vergileri düşürmek pansuman tedbirlerdir. Paramızın değersizliği, düşüşü halen devam etmektedir. Dövizin düşmesi ve yükselmesi sanki toplumla alay ediyor. Kendim emlakçılık işi ile uğraşıyorum. Böyle sıkıntılı günler hiç görmedim. İnşaat sektörü bitmiş ve kan ağlıyor. Eline para geçiren Müteahhit oldu. Malı götüren götürdü, inşaat yıkımı ile olan fakire oldu. Batıran mı dersiniz, parayı toplayıp kaçıran mı, bir inşaatta bir daireyi iki üç kişiye satan mı dersiniz hepsini gördük. Bankaların sömürü aracı faizler çok yüksek. Evsizler bankanın semtine uğrayamıyor. Gidişat hiç iyi değil. Çözücü, kalıcı önlemler alınmalıdır. Ekranlardaki, pembe tablolar, toplum dertlerine derman olmuyor. Kısacası memur, işçi, amir emekli, işveren, avam, idareci, yöneten, yönetilen herkes ıkıntılarla boğuşuyor…
Maddi sıkıntılardan dolayı çok genç evlenemiyor. Evlilik zinanın panzehiridir. Zinada büyük patlama var. Seyyar tefeciler, belki bankaları geçmiş her şeyde denetimsizlik var. Milyonlarca insan Elektrik, su,,doğalgaz,Telefon,Kredi kartı borcunu ödeyemiyor. Elektrikte bazı kesimlere devlet desteklemesi var bu çare değil, doğalgaz, su, elektrik fiyatları çok fahiş, düşürülmeli herkes istifade etmelidir. Üç ayların gölgesi üzerimizde dua edelim. İdarecilerimize mevlam feraset versin. Çıkmazlar için çözüm izanını versin. Bu sıkıntılar yetmiyormuş gibi kasap et derdinde koyun can derdinde misali birde 31 Martta yerel seçim atmosferi var. İlimizde hemen hemen tüm partilerin adayları belli oldu. Seçilenleri seçen halktır. Halkın iradesi kutsaldır. Galip mağlup halka aittir. Yerel seçimler olmasına rağmen halkın beklentisi ekonomi olarak olumsuz. Seçimler adil olmalı ve hakkaniyet gözetilerek yapılmalı. Bu süreçte propaganda diline dikkat edilmelidir. Siyaset dili pek yumuşak değil, iki kutuplu siyaset anlayışı ülkeye zarar verir. Tüm adaylara başarılar diliyorum. Seçilecekleri büyük sorunlar bekliyor. Dış, hainler, iç sütü bozuk taşeronlar ülkemizi batırmaya çalışırken, kuşatılmışken, birlik beraberliğe çok ihtiyaç var. Var olan insanlar hepimiz bu ülkenin çocuklarıyız. Bir Toplumda veli de deli de olabilir. Kucaklayıcı dil kullanmak erdemli bir anlayıştır. Ayrımcılında panzehiridir.
Allah huzurumuzu bozmasın idarecilerimizi mülkü millet hakkında hayırlı işler yapmaya muvaffak etsin. Yalan söylememek, gıybet etmemek, iftira atmamak, haram yememek, kandırmamak, kandırılmamak, kibir taşımamak, ırkçılığın her çeşidinden kaçmak toplumun temel taşlarıdır. Seçimler bir yarıştır. Kalp kırmak akıl karı değildir. Gördüğümüz siyaset yönetmeden öte menfaat, seçimden geçime dönüşmüş ki, iyi bir alamet değildir. Gençliğimiz maneviyatsız yetişiyor. Alınan tedbirler yetersiz. Kadim aile yuvalarımız büyük yaralar almış, feminizm (Kadın erkek eşitliği) anlayışı bu yönde gayretler aile yuvaların yıkımının birinci etkenidir diyebilirim. Havaya, suya, toprağa cemre düştüğü gibi insanımızın kalbine de merhamet, sevgi, kucaklaşma, yarınlara ümitle bakma şuuru ile üç aylar CEMRESİNİ Rabbim hepimize nasip eylesin…
Selamla kalın selamette kalın.