Kahramanmaraş, Pazarcık merkezli iki depremi peş peşe yaşadık. Güneydoğu ve Doğu'da art arda meydana gelen 7.7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler koca bir bölgeyi yerle bir etti. Sanki küçük kıyameti yaşadık. Bölge artçılarla halen ufak da olsa sallanıyor. Şok halindeyiz. Ancak inanıyor ve ümit ediyoruz ki, Devletimizle beraber bu zor günleri metanet göstererek, yardımlaşarak, el ele gönül gönüle vererek büyük bir dayanışmayla atlatacağız. Kahramanmaraş, Gaziantep, Hatay, Şanlıurfa, Adıyaman, Adana, Osmaniye, Kilis, Malatya, Diyarbakır illerimizde 10 şehirde büyük hasara yol açan depremin yıktığı enkazda arama kurtarma çalışmaları olumsuz hava koşullarına rağmen aralıksız sürüyor. Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman dışındaki illerimizde arama çalışmaları bitmiş durumda. Yapılan açıklamalara göre 30 binin üzerinde vatandaşımız hayatını kaybetti. Tek dileğimiz vefat sayısının artmaması. Allah'tan, vefat edenlerimize rahmet, yaralılarımıza şifa, sevenlerine sabır diliyorum.

Devletimiz, milletimiz, yardım kuruluşlarımız ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Bu kadar büyük bir felâketin altından kalkmanın da kolay olmayacağının farkındayız. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ve diğer kurumlarımız, depremzedelerimizin barınma ihtiyaçlarının süratle karşılanması için çadır, konteyner, prefabrik yapıların kurulumunu gerçekleştiriyor. Diğer taraftan Sivil Toplum Kuruluşları da organize bir şekilde AFAD koordineli her türlü yardımı yapmaktalar. Sizleri galeyana getirmek isteyen provokatörlere kesinlikle prim vermeyin. Sosyal medya hesaplarının bazılarında kötü niyetli şahısların paylaştığı yalan yanlış haberlere itibar etmeyin, inanmayın. Özellikle falan tarih ve saatte deprem olacak yalanlarına ise asla itibar etmeyin. Resmi makamlardan yapılan açıklamalara itibar edin lütfen.

Bazı yerlerde soygunlar, yağmalar ve hırsızlıklar oldu. Emniyet güçlerimiz kısa sürede hırsızları yakaladı, yakalamaya devam ediyor ve yargı ise bu şeref, haysiyet yoksunu kansızlara gereken cezayı verecek inşaAllah. Devletimiz güçlüdür; bu felaketin de üstesinden elbet gelecektir. Depremzedeler enkaz altından çıkarılırken, diğer yandan bölgeye ülkemizin her yerinden yoğun şekilde yardım tırları gönderiliyor. Ayrıca kardeş Müslüman ülkelerden de gerek nakdi gerekse gıda ve eşya olarak deprem bölgelerine gönderiliyor. AFAD Deprem Risk Azaltma Genel Müdürü Prof. Dr. Orhan Tatar, Kahramanmaraş depreminin etkisinin 500 atom bombası etkisinde olduğunu, ilk depremin 65 saniye, ikinci depremin 45 saniye sürdüğünü, bölgenin yaklaşık 2 dakika boyunca beşik gibi sallandığını söyledi.

Şehirlerimizi adeta yok eden, yüzyılın felaketi olarak da isimlendirilen bu depremin 1999 yılında Gölcük'te meydana gelen depremle mukayese edilemeyeceği işte bu yüzden. Sarsıntının süresi de kapsama alanı da yıkıcılığı da göçük altında kalan ve yaralanan vatandaşlarımızın sayısı da oldukça fazla. Daha önce yaşadıklarımızı göz önünde bulundurarak itfaiye, arama kurtarma, karayolları, çağrı merkezi gibi ekipler, AFAD, Türk Kızılay'ı gibi kurum ve kuruluşlar keşke daha hızlı organize olabilselerdi.

Müdahale ve mücadele için 7/24 teyakkuz halinde olması gereken kurum ve kuruluşlar rahat olamazlar. Anlaşılan iletişimde, koordinasyonda, hazırlıklarda, acil ihtiyaç malzemelerin stoklarında, araç ve gereçlerde, beraber hareket etmede, sevk ve idarede eksiklikler varmış diye düşünüyorum. Felaketlerde ve olağanüstü durumlarda önemli olan koordinasyondur. Belirli aralıklarla yapılan tatbikatlardır.

Bir felaketle karşı karşıya kaldığınızda eşgüdümü sağladığınız zaman kimin, neyi, nasıl yapacağı, kimin hangi adımı atacağı, hangi sorumluluğu yükleneceği koordinasyon içerisinde belli olur. Böylece sorunlara çok hızlı müdahale edilir ve sorunlar çözülmüş olur. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bakanlar, Cumhur İttifakı'nın milletvekilleri ve muhalefet Parti genel başkanları bölgede incelemede bulundular. Depremzedelerle görüşüp tespit ettikleri, gördükleri olumsuzlukları dile getirdiler. Yaşanan sorunlara biran evvel çözüm bulunmasını istediler. Ayırım yapmaksızın acıyı yaşayan vatandaşlarla kucaklaştılar. Dertlerine derman, hislerine tercüman olmaya çalıştılar.

Bir olup tek yürek olsak da acımız derin, yaramız kısa sürede sarılır. El ele vererek, birbirimize sarılarak, birimiz diğerini anlayarak acımızı dindirmeliyiz, yaralarımızı sarmalıyız. İnanın şu an depremi yaşayan, yakınlarını kaybedenlerin kısaca hepimizin psikolojisi bozuldu teselliye, yardımlaşmaya, dayanışmaya ve sahiplenilmeye her zamankinden daha çok muhtacız. Bunu, birbirimizi eleştirerek, birbirimizden uzaklaşarak değil; yakınlaşarak, sarılarak, birlik, beraberlik ve bütünlük içinde yapmamız gerekiyor. Hayat ne kadar acı olursa olsun, millet olarak yarınlardan umutluyuz. Maruz kaldığımız bu felaket için ne desek, nasıl anlatsak eksik kalıyor. Yaşayan biliyor sadece ne yaşadığını. Allah bu millete bir daha böyle afet yaşatmasın inşaAllah.

Selamla Kalın Selamette Kalın.