Ben şahsım olarak yamukluk veya yanlış yaparsam; ben, ailem ve çok çok da akrabalarım etkilenebilir ve perişan olabilir ama ve lakin bir devlet başkanı yamukluk, yanlış, ihanet ve gaflet içerisinde olursa, tüm bir milleti mahvedebilir ve felakete sürükleyebilir.
Bu sebepledir ki "Allah’ım, başımızdakilerin başlarına akıl, kalplerine iman ver" dua ve niyazını çok tekrar ediyorum... Zira biliyorum ki; baş nereye isterse, ayaklar da oraya gider, baş doğru istikamete yönelirse, ayaklar da onu takip eder...
Ve şunu da inanıyorum ki; başımızdakiler, bazen Allah'ın bize mükafatı bazen de mücazatıdırlar! Eğer ki bir halk / millet / kavim iyi hal üzere olur ve istikamet üzere giderse Allah onlara âdil, dürüst, merhametli idareciler gönderir, yok eğer o halk kötü bir gidişat ve de gaflet u dalalet içere olursa da iş bu sefer de o halkın zalim, acımasız, sahtekar ve kötü ahlaklı insanlarını, o halkın başına musallat eder!
Bu zaviyeden meseleye bakılınca, herkes kendisini sanık sandalyesine oturtsun ve kendi kendine şu suali sorsun: BEN, İYİ BİR YÖNETİCİYİ HAK EDEN İYİ BİR İNSAN MIYIM?
Allah âdildir, merhametlidir, hikmetle iş yapandır; zalim, merhametsiz ve hikmetsiz / gereksiz iş yapan değildir. Allah zulmetmez, kul kendi kendine zulmeder; Allah kulunu ateşe atmaz, kul kendi yaptıklarıyla kendini ateşe atar, dünyada da ahirette de...
Başımızdaki / başımızdakiler bizim aynayadaki yansımamızdır, illa da şekva ve şikayet edeceksek kendimizden başlayalım... Düzgün ve dürüst toplum varsa, düzgün ve dürüst de idareci olur, vesselam!