SORU: Avukatım, Filistin'de yaşanan bu mezalim hakkında neler demek istersin?
CEVAP: Evet, dünyanın / 8 milyar insanın gözü önünde, gündüz gözüyle, apaçık hakkın, hukukun, adaletin, insafın, vicdanın, merhametin, şefkatin ırzına geçiliyor ve kimse ama hiç kimse bir şey diyemiyor, vazgeçirtemiyor, korkutamıyor, engel olamıyor, "Hayır, olamaz!" diyemiyor… Ölen öldüğü ile, aç kalan açlığı ile, sakatlanan sakatlığı ile, yetim kalan ve öksüz kalan yetimliği ve öksüzlüğü ile kalakalıyor… Bu mezalimde bizim payımıza düşen tek şey; ölümler, ağıtlar, feryatlar…
Pekiyi bu haksızlıkları / zalimlikleri / katliamları yapanları bu kadar pervasız ve onlara mukabil başta biz Müslümanlar olmak üzere, diğer tüm insanları bu kadar çaresiz ve etkisiz yapan nedir? Ben söyleyeyim: GÜÇ! Güçlüler! Güç onlarda!
Ekonomik güç, onlarda! Askeri güç, onlarda! Siyasi güç, onlarda! Kısacası gücün hepsi onlarda! Dört bir taraftan kuşatmışlar tüm dünyayı ve de bizi! Hangi tarafa dönsek, hangi taşı kaldırsak, hangi insanı yükseltsek hep onlar çıkıyor karşımıza!
Evet, ister kabul edelim ister başımızı kuma görüp görmezden gelelim: GÜCÜN HUKUKU VARDIR, GÜCÜN HAKKI VARDIR! Kim güçlü ise onun sözü geçer! Kim güçlü ise onun dediği olur! Kim güçlü ise o karar verici ve de hâkim / hakem olur!
Eğer ki biz güçlü olsa idik; değil Filistin veya dünyanın başka bir yerindeki Müslümanları topluca katletmek / imha etmek, bir Müslümanı öldürebilmek için bile bin kerre düşünürlerdi!..
O halde? O haldesi var mı; GÜÇ-LÜ O-LA-CAK-SIN! Başka? Başkası yok! Ekonomik olarak, siyasi olarak, askeri olarak çok ama çok güçlü ve de EN GÜÇLÜ olacaksın ki oyunun kuralını sen koyasın!
GÖLGELERİN GÜCÜ ADINA diyenlere karşı sen de HAKKIN GÜCÜ ADINA diye haykıracaksın! Ve göreceksin, hakkın ışığı / güneşi çıktıktan sonra gölgeler nasıl da kayboluyor!