Bizim asıl cevabını aramamız gereken sorular: Biz niye bu hale geldik? Bu insanlık dışı cinayetleri nasıl önleyeceğiz? Yavrularımızı nasıl koruyacağız?
Çare ve çözüm ortada aslında. Bu tür üzücü ve tüyler ürpertici olayları yaşamak istemiyorsak, önce 'İnsan' diyerek yola çıkıp, baştan başlamalıyız.
İnsanı yetiştirecek olan lüks okul, lüks yurt, akıllı tahta, akıllı karatahta vs. değil, kaliteli öğretmendir. Okullarımızda eğitimden ziyade 'ÖĞRETİME' yer verilmesi, öğretmenlerimizin müfredat programını iyi kavrayamamış olmasından kaynaklanmaktadır.
Öğretmenlerimiz, çocuklarımızı bu yanlış uygulamalarla sadece 'BİLGİ' yönünden yetiştirmektedirler. Tek başına 'ÖĞRETİM' yaparak iyi insan, iyi yurttaş, iyi vatandaş yetiştiremeyiz. Öğretmenlerin öğretimle beraber, eğitim vermesi zaruridir.
Eğer okullarımızda erdemi, irfanı, dürüstlüğü, insan haklarına saygı göstermeyi, milli değerlerimize sahip çıkmayı temel amaç kabul edip, çalışmalarımızın bir kısmında öğrencilerin ruhsal yönlerini eğitmeye amaçlasaydık, bugün toplumumuz daha iyi bir durumda olacaktı.
Çevremizde hala ahlaki değerlere sahip, her yönüyle tertemiz, kültürümüzü ve değerlerimizi unutmamış insanların var olması, inanın bu konuda duyarlı ailelerin başarısıdır.
Kaçımız çocuğumuzun üzerindeki ahlaki terbiye hakkının okula, eğitim sistemine ait olduğunu söyleyebiliriz? Biz çocukların beynini soyut birçok bilgi ile doldurup onları daha çok bilgi hamalları haline getirdik.
Matematiği, fen bilimlerini, tarihi, coğrafyayı öğrettik. Çocuklarımız girdikleri sınavlarda başarılı oldular. Üniversitelerde iyi bölümler kazandılar. Ama kafa ve beyinleri gelişen çocukların, ruhları körelmiş oldu. İnsani, ahlaki ve milli değerlere uzak nesiller yetiştirdik. Dolayısıyla ruh sağlığı bozuk, kimlik krizi yaşayan bireyle ürettik.
İlkokulda haftada 5 saat oyun ve etkinlik dersi var. Bu oyun ve etkinlik dersinde çocuklara güzel ve olumlu davranışlar kazandırmak hedeflenmiştir. Ama öğretmenler oyun ve etkinlik dersinde çocuklara matematik ve Türkçe dersi çalışması yapmaktadırlar.
Okulların açıldığı haftadan başlayarak birinci sınıf öğretmenlerinin çoğu, çocuklara okuma-yazma çalışması yapmaktadırlar. Programa göre okuma-yazma çalışması sene sonunda yapılır. Sene sonuna kadar çocuklara olumlu davranış (sevgi-saygı, paylaşma-bölüşme, başkalarının hakkına saygılı olma, kurallara uyma, insanı insan yapan davranışlar vs.) kazanmaları için eğitim verilmesi gerekir.
Bazı anasınıfı öğretmenleri de eğitim konusunda hassas ve duyarlı değiller. İyi örnek, iyi model olamıyorlar. Doğru insan, iyi insan yetiştirmenin yolu ise kaliteli öğretmen yetiştirmekten geçer.
Öğretmenler sadece öğretim programlarının uygulayıcısı değillerdir. Öğrencilere değer kazandırmada öğretmenlere çok önemli görevler düşmektedir. Bu görevlerin başında 'öğrencilere iyi bir model olmak' gelmektedir. Öğretmen sadece okuma-yazmayı öğreten kişi değildir.