Nasıl ki bir ilin yerel idarecisini, o ülkenin merkezi idaresi atıyor ve belirliyorsa; o ülkenin baş idarecisini de, dünyanın gerçek idarecileri tayin ve takdir ediyor!
Zavallı biz, zavallı halk; sanır ve düşünür ki idarecilerini kendisi seçiyor! Demokrasi, memokrasi zırvası... Hâlbuki halkın hiçbir etkisi, yetkisi, fonksiyonu yoktur!
Beş yılda bir sandık başına giden ülke seçmeni, bu memleketi idare edecek kişinin kendisinin oyuyla ve ondan icazet alarak idareci olduğunu sanır; sansın ve sanmaya devam etsin bakalım! Hâlbuki o idareci, zaten ve evvelen birilerince belirlenmiş kişi olarak önceden seçilmiştir bile; halka sadece noter gibi tasdik etmek düşer...
Mikro ölçekte misal Urfa; Urfa'daki milletin vekillerini millet mi seçiyor / belirliyor; güldürmeyin! Çoğunluğunu Ankara seçiyor, ha, bir kısmını da Kandil; onlar belirliyor ve seçiyor, halka da onların seçtiklerini tasdik etmek düşüyor! Memlekette milletvekili mi var; hepsi partilerinin ve de parti başkanlarının vekili...
Pekiyi, o parti başkanları da kimin / kimlerin vekili? Sükut! Görmüyor musunuz; milletvekillerinin seçildiklerinde ilk söyledikleri söz şu: BENİ BU GÖREVE LAYIK GÖREN PARTİ BAŞKANIMA TEŞEKKÜRLERİMİ, TESLİMİYETİMİ, MİNNETLERİMİ, HÜRMETLERİMİ, İTAATLERİMİ ARZ EDERİM!
Halk nerede, halka teşekkür nerede? Hak getire! Ne gerek var ki... Niye? Çünkü onu Urfa milleti değil ki, Ankara seçti! Millet de neymiş, millet de kimmiş; kim takar ve hesaba alır ki milleti!
Demokrasi denen şey (bizdeki uygulamasına bakarak söylüyorum) tam bir aldatmaca ve zırvalık, başka da bir şey değil!
İşte bunu bilen, gören, anlayan akıllı insanlar siyasetten uzak duruyorlar! Niye? Çünkü ne yaparsan yap, ipin ucu dışarıda olduğu müddetçe (ki ipin ucu hep dışarıda olmuş bu memlekette) senin burada yapacağın hiçbir şeyin kıymeti yok ve hiçbir şeyi de değiştiremezsin ve iyi olan, bu milletin hayrına olan hiçbir şeyi de sana yaptırtmazlar!
Siyasetten ve siyasetçinin şerrinden Şeytandan Allah'a sığındığım gibi Allah'a sığınırım, diyen Said Nursi'nin bile bunu anlaması yıllarını almış; siyasetle belki bu memleketin hayrına ve faydasına bir şeyler yaparım diye çabalamış ve çalışmış ama bir de bakmış ki hepsi nafile ve bilmeyerek yabancıların plan ve entrikalarına alet olma ihtimali var... Her şeyi bırakıp bir mağaraya gitmiş lakin siyasetçiler onu orada bile rahat bırakmamışlar...
Siyasetten de siyasetçilerden de kaçacaksın, uzak duracaksın vesselam!