Genelde olduğu gibi ilimizde de seçim çalışmaları tam gaz devam ediyor. Lakin dikkatimi çeken bir durum; her aday, aday adayı olanlar bile seçim bürosu açarak halkı oraya bekliyor, çekmeye çalışıyor. Aslolan ise halka gidip kırgınların ve küskünlerin gönlünü almak gerekir diye düşünüyorum. Seçim günü yaklaştıkça, partilerin vekil adayları vatandaşa toplu veya birebir ulaşmak için, hızlı bir şekilde var gücüyle çalışıyor.
Çünkü seçim süresi kısa...14 Mayıs'ta artık "SÖZ DE KARAR DA MİLLETİN" olacak! Adaylar, vatandaşın oyunu alabilmek için öyle bir vaatlerde bulunuyorlar ki, ağzınız açık dinliyorsunuz! Tabi bunların çoğu boş vaatler... İsteklerin çoğuna vekil adaylarının hayır diyeceğini sanmam. Çünkü bu seçimde bir "oy "un çok önemi var…
Vekil adaylarına da hak vermek lazım…Halkı küstürmemek, isteklerini yapabilmek için, öyle bir cümle kurmalı ki, konuştuğu o vatandaşın yanından mutlu ayrılmasını sağlamalı. Seçim zamanı bol keseden atmalar çok oluyor. Hele biri var ki Londra tefecilerinden üç yüz milyar dolar buldum getireceğim demesi insana OHA dedirtiyor… Fakat vekilken adaysanız eğer, işin rengi değişiyor... Önce vatandaş şöyle cümleye başlar. Şimdiye kadar iline, ilçene, köyüne ve bana ne gibi hizmette bulundun, bundan sonra hangi hizmetlerde bulunacaksınız?
Veya benim sizden bir isteğim vardı, söz verdin ve beni çok beklettin. Bir an önce yaparsanız oyum sizin gibi sözlerle karşılaşıyorsunuz! Eee bu istekler karşısında siz olsanız nasıl bir cevap verirdiniz...Empati yapalım ve kendimizi o vekilin yerine koyalım...Zor meslektir be kardeşim vekil olmak diyeceğim fakat, aslında çok da zor değil. Eğer seçildiğiniz ile, ilçeye, beldeye, köye veya vatandaşa hizmet vermişseniz ayrım yapmadan, halkın karşısına da göğsünüzü gere gere yüzünüzün akıyla çıkarsınız. Yapacağım deyip de yapmadığınız şeyler karşısında, kuracak cümle bile bulamazsınız. O zaman ne yapmamız lazım? Vatandaşın isteklerine göre onu bilgilendirmek, onu küstürmemek, ona göre cevap ve söz vermek gerekir. Hele önünde bir seçim varsa. İşi yapılmayıp küsenler var mıdır? Vardır.! Bir de vekilin etrafında işi olana kadar yanından ayrılmayanlar var ya...İşi olunca da yanına yaklaşmazlar! Hep hatayı siyasilerde arıyoruz ya! acaba kendimizde de arasak mı? Oğula iş, toruna iş, kardeşe iş, kayınbiradere veya akrabaya iş... işte iş...
Bir de nedir bu kadar istekleriniz diye sormaya kalksan, ben senin vekil seçilmen için hep koştum ve o partiye oy vermekle kalmadım gece gündüz çalıştım der. Yani bu isteklerin yapılması için çalıştığını söylemiş oluyor. Bir de vekilin her isteği yapacak veya yapar diye bir kuralı var mı? Yerel yöneticileriniz ne iş yapar? Burada temel kural birileri gibi günlük yalanlar savurmamaktır...Bakıyorsun adam yönetici konumunda, halkına hizmet etmeye çalışıyor güya, şunları niçin şimdiye kadar yapmadın diye soru sorulduğunda da yalan söyleye biliyor...! Hem de yüzü kızarmadan. Sorsan buna bir de utanmadan sıkılmadan siyaset der geçer.
Aslında o yetkili veya sorumlu kişi kendini kandırıp, bulunduğu ortamda komik duruma düşüyor haberi yok! Yanındakiler sesini çıkarmayıp bıyık altından gülüyor ve susmak da bir erdemliktir deyip susuyor. Yapmayın böyle. Koca koca adamlar ve yetkilisiniz. Sizin sorumlu olduğunuz kişiye kırgın ve kızgın olabilirsiniz! Sizin isteğinize karşı olumsuz cevap almış olabilirsiniz fakat yalana başvurduğunuzda sizin kişiliğinizi, beceriksizliğinizi ve bilgisizliğinizi ortaya çıkarır. Kimler, kimden ne istiyorsa, ölçülü ve dozajı kaçmadan, başkalarının da hakkına girmeden istemeli. Seçim zamanı deyip de vekilden dozajını kaçırmadan isteklerde bulunmak daha iyi olur.
Bunların içinde, belediye başkanları ve muhtarlar da dahil. Gün bugün ne koparırsak kar gözüyle bakmayın. Acil olan ne ihtiyacınız varsa onu talep edin...
Allah, birliğimizi, beraberliğimizi, bütünlüğümüzü ve kardeşliğimizi bozmasın. Selamla Kalın Selamette Kalın.