Yurt içinde faizlerin düşürülmesi, döviz piyasalarını harekete geçirdi. Emtialarda fiyat artışları yaşandı. Muhalefetten erken seçim ve sokak dökülme çağrısı geldi. Hükümetin 'Kurtuluş savaşı mücadelesi' söylemini dillendiriyor, halk çözüm bekliyor. Balinalar, traderler para piyasalarını dalgalandırarak servetlerini çoğaltıyor. İlişkiler, düğümler, bıyık altında sırıtanlar, fırsatçılar, karaborsacılar…
Geçinemiyoruz diyenler genelde yüksek gelirli, ezilenler dar gelirliler. Görünürde ülkeyi yüksek gelirlilerin yönettiği sanılsa da kararı veren dar gelirliler… Ekonomi savaşının galibi sürekli onlardır. Vakti geldiğinde cevabını verir, utanmazların yüzüne tükürür.
Faizli bankaların sistemine kayıtlı cep telefonlarımıza, maillerimize bankalardan cazip kredi teklifleri gelmeye başladı. Fake hesaplardan kışkırtıcı tweet ve yazılar yazılıyor.
Şu an yaşadıklarımızla ilk defa karşılaşmıyoruz. Bant sürekli başa sarılıyor. Geçmişten bugüne döviz bu ülkenin yönetim ve siyasetinin şekillendirilmesinde kullanılmış en büyük legal darbedir. Eğer şu çıkmazdan kurtarmayı beceremezsek şekillenmeye devam edileceğiz. Bu hükümetin sorunu olduğu kadar muhalefetinde sorunudur. Muhalefet bir gün iktidar olduğunda aynı sorunla karşılaşacak.
Gerek şirketler gerekse yatırımcılar malvarlıklarını korumak için dövize eğilim gösterir. Dolayısıyla emtialar döviz kuruyla fiyatlanır. İlginçtir, döviz kuru yükseldiğinde zam yapılması geciktirilmeden fiyatlara yansırken kur düştüğünde hiçbir fiyat etiketi düşürülmez. Stoklar yeni fırsat ve beklentiler için gizlenir. Suç yöneticilere aittir. Kendi ahlaksızlığı halk için halka rağmen anlayışıyla pazarlıklıdır.
1926 yılında 1 dolar iki liraydı. Cumhuriyetin yaşadığı savaşlar ve ekonomik sıkıntılar 1 doları 2,13 seviyesine çıkardı.
1946'de Cumhurbaşkanı İsmet İnönü doların fiyatını 2.48 liraya yükseltti. Hükümet değişti, yerine Adnan Menderes'in Demokrat partisi iktidara geldi. Dolar yatay seyrini bir süre değiştirmeden devam etti. Hükümetin düşürülmesi için tertiplenen oyunlar 4 Ağustos 1958 tarihinde yaşanan 321'lik devalüasyonla en uç noktaya ulaştı. Bir Dolar 9 liraya çıkarıldı. Adnan Menderes askeri darbe ile devrildi, İmralı'da 3 arkadaşıyla birlikte idam edildi.
Yatay seyir Adalet Partisi iktidarı döneminde tekrar hortladı. Türk Lirası 65 oranında devalüe edilerek dolar 9 liradan 14,85 liraya yükseltildi. 12 Mart 1971 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç ve Kuvvet komutanları Hava Kuvvetleri komutanı Muhsin Batur'un imzasıyla Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'a bir muhtıra vererek 32. Türkiye Hükûmetinin istifasını istedi. Sağ hükümetlere karşı yapılan sosyalizm istenerek yapılan ilk darbe girişimiydi.
Sular durulmuş gibi gözükse de 80'li yıllarda alınan 24 Ocak kararlarıyla 100'lük devalüasyon yaşandı. Dolar kuru 70 liraya yükseltildi. Askeri darbe yaşandı. Kenan Evren yönetime el koydu. Süleyman Demirel'in şapkası alıp Güniz sokaktaki evine taşındı.
Askeri devrim sonrası yapılan ilk seçimlerde Turgut Özal, Anavatan Partisiyle seçimleri kazandı ve Serbest piyasa dönemi başladı. Dövize enflasyon oranında artış düzenlemesi yapıldı. Günlük enflasyon 80 civarıydı.
1989'a gelindiğinde Türk lirasının değer kaybı 3.285 ile 1 dolar 2300 lirayı tekabül ediyordu. Anavatan Partisi de dolar'ın darbesiyle yıkıldı.
Yerine DYP-SHP koalisyon hükümeti geldi. 94'ün 5 Nisan'ında Çiller ve Karayalçın yaşanan iktisadi krizden dolayı yeni önlem paketi açıkladı. Para babaları bu işe çok kızmıştı. Devalüasyon tekrar kapımıza bırakıldı. 1 ABD dolarının Türk lirası karşılığı 40 bin lira oldu.
1995 genel seçimleriyle hükümetler legolaştı. Dolar kuruna göre biri ötekinin yerine geçiyordu. Takvimler, 1999 yılını gösterdiğinde 1 dolar 314 bin 230 liraya tekabül ediyordu.
28 Şubat askeri darbesi ve siyasi ikramlar, DSP-MHP-ANAP hükümetini başa koydurtmuş bankacılık sisteminde yaşanan sıkıntılar ve devlet yönetiminde ortaya çıkan uyuşmazlıklar 2001 kriziyle zirveye ulaşmıştı. Anayasa kitapçığı Dolar kurunun 1,642,000 liraya ulaşmasına yetmişti. Seçkinler, bir gecede halkın tüm kazanımlarını alarak ülkeyi terk etmiş, az kazananlar daha fazla nasıl kazanırım derdine düşmüştü.
Süreç 1 Kasım 2002 seçimlerinde yeni kurulmuş olan AK Parti Hükümeti tek başına iktidara getirdi. 16 yıllık iktidarda dolar 1,5 Lira ve 4 Lira aralığında hareket ediyordu. Gezi parkı, abd-Türkiye ilişkilerindeki gerginlik, Amerikalı Pastör Andrew Brunson'ın tutuklanması, F 35 uçakları, Rusya'dan S-400 savunma füze alımı vs. meselelerden yaşanan gerilim dolar 7 liranın üstüne çıktı.
Ve malum günümüz…
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu doların 13 lira olmasının ardından gündem dışı bir araya gelip bir görüşme gerçekleştirdi. İkili görüşmenin ardından çıkış yolu açıklaması yapması beklenirken erken seçimi talebinde bulundu. Ben dövizin bu yükselişi karşısında muhalefetin çözüm önerisini merak ediyorum. Erdoğan'ın gitmesiyle eğer döviz düşecekse ve kurulacak yeni hükümet döviz ile dövülüp hizaya getirilecekse bu oyun gına getirdi. Her gün ölmektense bir gün ölünür, o acı bir daha yaşanmaz, çocuklarımız rahat eder.
Kimin ne dediği de önemli değil. İçimizdeki para kurtları, dış bağlantılarıyla deşifre etmedikçe, tarihten dersler çıkarmadıkça bant sürekli başa sarılacak, aktörler isim değişikliğiyle varlıklarını sürdürecektir. Kapitalist aminal tanrılar kurbanlarını belirleyecek ve bizler sırtımızda onları kurban etmeye taşımakla kalacağız.
Dış destekli döviz darbelerinin etkisiyle siyasi ve askeri piyonların çağrıları doğrusu artık beni etkilemiyor. Hedef ülkeyi erken seçime götürmek. Muhalefetin bir önerisi yok. İktidarın değişimiyle dövizin düşeceğine inanıyor. Tarih bize gösterdi ki, iktidar değişimi esas yaraya pansuman yapmaktır. Yaranın kapanması için sürülen merhemler kangrene götürüyor. Çünkü iktidarlardan istenilen Mandacılık. Hür, çağdaş kölelik. Böylece değişen sadece isimler olur.