Rahmetli Derviş Hoca dermiş: Urfa'daki Bediüzzaman Mezarlığında yatanların yarısı nazardandır! Maalesef itiraf etmeliyiz ki; bir çok müsbet tarafının ve de hasenatının yanında, bu memleketin böyle menfi ve günahkar bir ciheti de var: Pis nazar / hasutluk!
Herkesin gözü herkesin üzerinde! Kardeşler, akrabalar, arkadaşlar, komşular; herkes, herkesi hasutluyor! Bu yüzden ve de sebepledir ki, iflah olmuyoruz! İşte iflah olmamamızın bir nedeni de bu birbirimizi çekemememiz ve birbirimizi kıskanmamız!
Birisi yükseldi mi, uzadı mı, öne çıktı mı; ilk onu aşağıya çeken en yakını oluyor! Hani Kürtler için anlatılan bir kıssa vardır ya: Bir Padişahın zamanında iki Kürdü tutuklayıp, bir zindandaki iki ayrı hücreye koymuşlar ve hücrelerden birindeki Kürde gelen Padişahın veziri ona demiş ki; Padişahımız ihsan-ı şahane olarak, sen ne istersen sana verecek ama bir şartla ki, kendin için ne istersen, iki katını da diğer hücredeki Kürt kardeşine ihsan edecek. Kürt düşünmüş, düşünmüş ve demiş ki: Benim bir gözümü çıkarın!
Çözüm ne pekiyi? Gözü olanın gözü çıksın, diye beddua etmenin ne bir tesiri var ne de faydası, o halde? Gözden ırak olacaksınız! Yine Kürtlerin değişiyle: Dûro bi nûro!
Hz.Peygamber, amcasından çektiği kadar kimseden çekmedi! Akrabalarınıza manen yakın, madden ise uzak durmanızda ve olmanızda fayda var!
Dûro, bi nûro... Anlamını bilmiyorsanız, yakınızdaki bir Kürde sorabilirsiniz. Selamlar.