Dünya gazeteciler günü geride kaldı. Hiç bugünle haber okudunuz mu, ya da birileri size bu günü hatırlattı mı? Geç de olsa benim bu gün için söyleyeceğim mutlaka bir şeyler vardır. Sizlerin de Dünya Gazeteciler günü hakkında bir şeyler okuyup düşüneceğinize ve söz sahibi olacağınıza inanıyorum.
Haber alma ve yayma özgürlüğünün en etkili aracı olan basın, demokrasinin yaşamasını ve gelişmesini sağlayan kurumların başında geliyor. Bize düşen görev de o vazifeyi gerçeğine uygun bir şekilde yapmaktır. Silah üretimine bu kadar servet akıtanlar, emeğiyle yaşayan insanların köleleştirenler, hukukun üstünlüğüne inanmayanlar ve onların azılı işbirlikçileri elbette basının gelişmesini istemezler.
Günümüzde her insanın bilgiye ulaşma, doğruları öğrenebilme ve kendi fikirlerini ifade edebilme özgürlüğünün en temel hak olduğu görüş ve fikri günümüz de teknikle donatılmış dünyada tartışmasız kabul görüyor. Ancak ülkemiz de 'benim gibi düşünmek ve benim dediklerimi yazmalısınız' gibi despot düşüncelerle basın bir şekilde susturulmak istenmesi insan özgürlüğünün pazarlanması demektir.
Bana göre basın düşüncesinden ve yazdıklarından dolayı yargılanmamalı, suçlanmamalı ve cezalandırılmamalıdır. Basın, aynı zaman da ne kimsenin düşüncesini yargılama ne de kimsenin inançlarını sorgulamaya hakkı vardır. Bunu yapanlar birilerinin borazanlığını yapıyorlar demektir. Gazetecileri daha iyi anlamak, yaptıkları işe ve mesleklerine saygı duymak, basın mensuplarının ne zorluklar altında nasıl bir hizmet verdikleri anlayabilmek önemli... Onlarda kendi mesleklerine saygı duyarak en doğrusunu, bilgilendirme amacıyla sunmalıdırlar.
Sizlere gazetecilerin yaşamı sorulsa hiç biriniz onların yaşamını bilme şansınız yoktur. Ancak göz önünde olduğu kadarıyla anlatırsınız. Oysa onların gece gündüz, gördüklerini, bildiklerini, duyduklarını teyit ederek çalışarak bir şeyler üretme gayret ve samimiyetinde olduklarını görünce takdir edersiniz. Hepimizin muhtaç olduğu haberleri bizimle paylaşmak için ne uğraşlar verdiğini ancak bir haber peşinde koştuklarında görebiliyoruz.
İşte gazetecilere ithaf edilen gün '21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü' olarak adlandırıldığını da ancak gazete sayfalarında okuyarak görebiliyoruz. Demokrasinin yanında saf tutan, kamu yararına emek veren, sosyal ve toplumsal yaşam içinde gerçeğin ışığında haber yapan, basın mensuplarının emeklerine saygı duyulması gerektiğine inanıyorum. Onların yeri cezaevi değil yaşamın gerçeklerini bizimle paylaştıkları için onlar kutlanmalıdırlar.
Bana göre basın düşüncesinden ve yazdıklarından dolayı yargılanmamalı, suçlanmamalı ve cezalandırılmamalıdır. Basının da aynı zaman da ne kimsenin düşüncesini yargılama ne de kimsenin inançlarını sorgulamaya hakkı vardır. Bunu yapanlar birilerinin kapı kulluğunu yapıyorlar demektir.
Gazetecileri daha iyi anlamak, yaptıkları işe ve mesleklerine saygı duymak, basın mensuplarının ne zorluklar altında nasıl bir hizmet verdikleri anlayabilmek önemli... Onlarda kendi mesleklerine saygı duyarak en doğrusunu, bilgilendirme amacıyla sunmalıdırlar.
Suçlanan gazeteciler için elbette söylenecek sözümüz vardır. Suçluluğu kanıtlanmamış kimseleri suçlu diye lanse etmek doğru değildir. Yargı bu konu da karar vermedikçe, suçlulukları tespit edilmedikçe onlar suçlu değildirler. Bunalımla, sıkıntılı, buhranlı bir toplumun moral kaynağı basındır. İstikrarı anlamlandırma, insan hakları kavramını benimsetme, toplumsal barışı insanların can damarlarına yaymak basının işidir.
Milletin sesi ve vicdanı olan gazetecilik mesleğinin teknolojik gelişmelerle birlikte; yazılı, görsel ve işitsel medya ile büyük ve önemli ilerlemeler kaydeden internet gazeteciliği ve sosyal medya ile farklı bir boyut kazanmasına neden olmuştur. Fedakarlık gösterilen en hareketli mesleklerden birisi olan gazeteciliğin teknolojik gelişmelerle birlikte ilerleme ve gelişme göstermesi basının kendini topluma kabul ettirmesidir. Asparagas haber, kişisel dürtülerini ön plana çıkaranlar başarıya hasret kalırlar.
Gazeteciliğin zaman kavramı gözetmeden icrasıyla birlikte zor ve meşakkatli bir meslek olduğunu bilinmektedir.
Basın mensuplarımız yeri geliyor bir savaşın ortasına giriyor, yeri geliyor soğuk bir kış gününde saatlerce çekim yapmak zorunda kalıyor; bu gün zor şartlar altında çalışan basın mensuplarının bu gününü kutlamak erdemli bir hizmettir.