Diyanet İşleri Başkanlığının resmi web sitesinde 'Nikah ve Buluğ çağı' terimlerine verdiği anlam, gelenek ve kültün sorgulanmasına yönelik bir hayır kapısı açtı. Tartışmayı gündeme getirenler siyasi amaç taşımış olsalar da, iyilik güzelliğe evrildi ve bir yanlıştan dönüldü.
Ne hikmet, çarpıklıksa da çocuklarının evlendirilmesi –bilhassa kız çocuklarının- bahsi ve 'Allah'ın kitabında kastedilen bu değildir!' desek de başında takke, elinde tesbih, dilinde Allah kitabından çarpma replikler, etrafında din köleleri olan kişiler dindar kabul edilir, biz ise sapık. Yüz karası bu hal, sorgulayıcı zihin yapısına sahip olmayanların içine girdiği çirkef bataklığıdır. Sapık kim düşünmek gerekir.
9 yaşındaki kızını evlendirmeye vicdanı tahammül etmeyenler, bir çırpıda Allah Resulünün evlendiğini söyleyebilecek kadar canileşiyorlar. 7 yaşındaki bir kızın 25 yaşındaki bir erkekle evlenebileceğini iddia edip, çalışan kadınları kocalarını tatminsizlikle itham eden bir zata 'Efendi! Sen git küçük yaşta kızın varsa evlendir de samimiyetini göreyim.' dediğim için bir yazımda Hilal TV'ye protesto yazısı çekip tüm programlarının yayında kaldırılmasını talep etmişti. Kur'an'ı anlamış olsalardı 'Allah ve melekleri Nebi'yi destekler. Siz ey iman edenler! Siz de onu destekleyin ve onu her türlü şaibe, iftiradan koruyun.'(Ahzab-56) ayetini tesbih ve salavata indirgemezlerdi.
Hayatlarını Kuran'dan çok hadis rivayetlerini anlamaya adamış bu tip zatı muhteşemler ve kurumların, Buhari veya Müslim'i kurtarmak için gösterdikleri çabayla, Allah Resulünü libido ve şehvetperest, gösterdiklerinin farkında mıdırlar bilmiyorum. Vahyin metinleriyle çelişen rivayetlere keşke 'İsrailiyattır' deselerdi ve güçlerini bir yalanı doğrulamak için harcamasalardı.
Küçük çocukların evlendirilebileceği savını kitaptan dayandırdıkları Talak Suresi 4. ayettir. Boşanma ve şartlarından bahseden ayet şöyledir: 'Kadınlarınızdan ay halinden ümitleri kesilmiş olanların iddetlerinden şüphelenirseniz, onların iddeti üç aydır. Ay hali görmeyen kadınlar da(üç ay iddet bekler)...'
Ayetteki 'ay hali görmeyen kadınlar da' ibaresi çocukların evlendirilmesine hamledilip, Nebi'nin Hz. Aişe ile 9 yaşında evlendiği rivayetiyle süslenildi. Kandehlevi Hayatüs'-Sahabe kitabında 'Hz.Ömer'in Hz. Ali'nin küçük kızı Ümmü Gülsüm'ü istediği ve memnuniyetsizlik görünce de ailesinin yanında bastonuyla eteğini kaldırıp bu olur' dediğini yazacak kadar hadsizleşti.
Kişinin fikri neyse zikri o'dur. Dindarlık hissi olunca, insan şeytanın oyuncağı olur. Âlimler yanlışta icma etmiş, buyurun açın kitaplara bakın. Yüzünüz tutuyorsa…
'Amenore' denilen bir hastalıktan dolayı yaşı gelip de adet görmeyen kadınlar vardır. Rahim, yumurtalık, hipofiz bezi ve beyinde oluşmuş bazı sıkıntılar, bu hastalıkta önemli bir etkendir. Bu hastalıkla alakalı şunları belirtmek de gerekir:
1-Primer Amenore: Adet döneminin hiç başlamama durumudur. Yani genç bir kızın 18 yaşına geldiği halde adet görmemesi Primer Amenore olarak adlandırılır. Nedeni genellikle genetik ya da hormonaldir. Bu tür kişilerin bir kısmında koku alma duyusu da yoktur. Bu durum da Kallman Sendromu olarak adlandırılır.
2-Rokitansky Sendromu: Anne karnında gelişen dişi ceninin rahmi hiç gelişmeyebilir; bu durumda yumurtalıklar ve hormonlar normal olsa da, adet görememe meydana gelir. Bu sendroma Rokitansky Sendromu denir. Kadın ancak taşıyıcı anne ya da rahim nakli ile çocuk sahibi olabilir.
3-Sekonder Amenore: Kişinin adet görürken adet görememe sorunuyla karşılaşması durumudur. Adet görememenin en büyük ve doğal nedeni gebeliktir. İkinci doğal neden menopozdur. Ancak tiroit hastalıkları, yumurtalık kist ve tümörleri de Sekonder Amenore tipi adet görememeye neden olur.
(Ürolog Doç. Zeki Bayraktar'ın konu ilgili çalışmalarını okumanızı tavsiye ederim)
Dileyen kardeşlerimiz internet üzerinden araştırma yapabilir, dileyen de kadın hastalıkları uzmanına başvurup bilgi alabilir. Halep ordaysa arşında burada. Dolayısıyla 'aybaşı görmeyen kadınlar da' ibaresine çocukların eklenmesi 'zorlamadır' diyebiliriz.
Nisa Suresi 6. Ayet, Talak 4'ü anlamada mihenk taşıdır: 'Yetimleri nikah çağına gelinceye kadar deneyin. Bundan sonra eğer kendilerinde bir rüşd hissederseniz, o takdirde mallarını onlara teslim edin.'
Ayette nikah çağı olarak 'rüşd' belirtilmiştir. Rüşd, akli ve bedeni yeterlilikle beraber malvarlığını yönetebilecek kapasiteye ermedir. Yetimler üzerinden konunun açıklanmış olması bir vahyin inceliği ve zarafetidir. Çünkü yetim çocuklar, kötü yollara düşülmesin diye toplumda çabucak evlendirilir.
Şimdi Doğu ve Batı'da Suriyeli ailelerin mazlumiyetinden faydalanıp çocuklarıyla ikinci, üçüncü, dördüncü evliliğini yapan vicdansızlar ve buna yol verenler, Allah'ın katında nasıl hesap vereceksiniz?
Kafanızı bacaklarınızın arasında çıkarın. Din adıyla geçmişin çöpü, mirasımız olamaz. İslam; akılsız, iradesiz, ahlaksız, vicdansız, sorumsuz, erdemsiz, kayıtsız, ailesiz, toplumsuz ve Allahsız bir din ve öğreti değildir.