Halk bilimcisi, edebi bilgiye sahip Komando Remzi lakaplı Remzi KILIÇ, mahalle camiinde ikindi namazını eda eder. Namaz sonrası mahzun halde olan arkadaşıyla karşılaşır. Remzi Kılıç, arkadaşına neden sıkıntılı olduğunu sorar.
Arkadaşı: Remzi kardeş, hanımla tartıştık. Bir benden bir ondan derken hanım emniyeti aradı. Nasıl olduysa oldu. Gözümü karakolda açtım. İfadeler sonrası bana üç ay evden uzaklaştırma verildi. Yuvam yıkılmasın diye, çoluk çocuk için ya sabır ya Allah dedim üç aylık uzaklaştırma cezasını çektim.
Yaklaşık iki ay oldu uzaklaşmam bitti eve geldim. Benim hanım halen benle konuşmuyor.
Üzüntüm hanımın konuşması değil, gayri ihtiyari bilmeyerek bir şey yaparsam hanım kasten yaptığımı sanacak korkusu içindeyim. Belki hanımda gece yarısı bir zararım olur korkusu ile uyuyamıyordur. Daha da kötüsü hanımla karakolda olmak gururuma dokunuyor. Evimden, eşimden, kendi çocuklarımdan korkar oldum. Evimiz ev olmaktan çıktı, Ailece sofrada oturmak kalktı. Ne yapacağımı, nasıl işin içinden çıkacağımı bilemiyorum diyerek, kesik nefesle soluyarak ağlamasını sürdürür.
Remzi Kılıç, Hemen mahalle Muhtarını telefonla arayarak konuyu anlatır. Bu mevzuyu cami imamına da açar. Gurup olarak bu meseleyi hal etmek için randevulaşırlar. Mahalle Muhtarı da izin ve bilgilendirme amaçlı olarak konuyu, mahalle karakolu amirine de iletir. Karakol amiri bu hayırlı işte bende varım diyerek barış öncüsü olur.
Komiserimiz, barış gurubu öncülüğünde bir kutu çikolata, bir demet çiçek ile söz konusu evin akşam çayına misafir olurlar. Misafirlerin geleceği haberini duyan eşlerin yakınları da bu çay içme toplantısına icabet ederler. Komiserimiz, iki tarafın gönlünü hoş eden bilgi ve duygu dolu konulardan söz ederken, eşlerin, altı yedi yaşındaki küçük çocukları komiser amcanın yandan ayakları dibinde oturmuş, komiser amcanın pantolon paçalarını sıvazlayıp sağlı solu ayak bileklerini okşamaktalar, bu barışı sağlanmadan gitmeyin dercesine komiser amcanın ayaklarına kapanmış oturur biçimindeler.
Çocukların bu oturuşunu gören Remzi Kılıç dayanamayarak yanaklarından yaşlar süzülmeye başlar. Remzi’nin ağlamasına Muhtar’da eşlik eder. Komiser yaşlı gözleri görünce, sözü Cami hocasına bırakır. Muhtar; kaş göz işaretiyle çocukların oturuş şeklini komisere gösterir. Komiserle beraber çocukların oturuşunu gören herkesin gözü yaşarmış olur.
Bir anlık çöken sessizlik anında sevgi dolu duygularla toplu barış töreni kendiliğinden oluşmuş olur. Uğurlama esnasında kapı önünde olan çocuklar sevinç içinde el öpme sırasında beklerler. Evin hanımına verilen çikolata ile çiçekler aile barış hatırası olarak kalır.
Barış Gurubunun bu başarısı, sertifikasız uygulamalı ”Aile Uzlaşma Eğittim Kursu” olarak zihinlerde yer eder.
Aile birliğinin korunması için il genelinde Valimiz Sayın Abdullah ERİN himayelerinde; “MUHTARLIK AİLE UZLAŞMA GURUBU” Oluşmalıdır!
Başta dedik ya:
UZAKLAŞTIRMA DEĞİL UZLAŞMA SAĞLANMALI!